Kılıçdaroğlu Erkekçe Ortaya Çıkıp Dese Ki
Seçimler bitti, Anadolu tabiri ile herkesin tıraşı gözünün önüne indi, AKLAR-KARALAR belli oldu. Şimdi zaman kıvırma, mazeret üretme zamanı. Yenilen pehlivanlar bir bir aslında seçimin galibinin kendileri olduğunu söyleyerek durumu kurtarmaya, kendilerine yönelecek parti içi muhalefeti susturmaya çalışıyorlar. Eee ne diyelim oynayamayan parti lideri “Yerim dar” dermiş. Efendim, Kılıçdaroğlu da mikrofonu eline alıp tıpkı Bahçeli gibi yalan-yanlış beyanlarla seçimin galibinin kendileri olduğunu söylüyor. Sandıklarda ve oy sayımında da hile yapılmış üstelik... Adama sormazlar mı, AK-PARTİ 800.000 sandık görevlisini eğitirken senin elin armut mu topluyordu? Yoksa Fetullah Hoca’nın “Elimizde öyle kasetler var ki AK-PARTİ bir günde nakavt olacak!” zokasını mı yuttun? Bir de selefin Deniz Baykal’ın “rüşvetçi, sahtekâr” diye partiden attığı Mustafa Sarıgül’ü Türkiye’nin kalbi olan İstanbul’dan, Ankara’ya da MHP’den ithal Mansur Yavaş’ı aday yapınca CHP’li seçmeni zora soktun. Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tüküren sakal! Bir yanda denizden çıkarılmış boğulmak üzere bir CHP var ve ona hayat öpücüğü verecek iki kişide şartları haiz değil. Bugün bence CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp kamuoyuna şöyle bir açıklama yapabilir.
“Ey CHP’liler ve Türkiye halkı!
Ben bu seçimlerde CHP’nin aldığı sonucun ağır bir hezimet olduğunu kabul ediyorum. Kendi kendime yaptığım nefs muhasebesinde ise şu sonucu vardım:
SSK’yı batırdıktan sonraki en büyük ahmaklığım kasetle devrilen Deniz Baykal’ın yerine genel başkan olmamdı. Bu yanlışın üzerine ise sıra ile yenilerini ekledim. Baykal’ın rüşvetin belgesini yayınlayarak partiden attığı şaibeli bir adamı İstanbul’dan büyük şehre aday yaptım. Sarıgül’le millete güven veremedik. Ayrıca onun yaydığı pis kokular tüm Anadolu’da bize yönelecek dürüst insanları CHP’ye temkinli olmaya sevk etti. Bir diğer ahmaklığım ise Atatürk’ün partisini yıllarca düşman gördüğümüz, ağır şekilde eleştirdiğimiz Fetullah Hoca’nın kuyruğuna takılmak oldu. Böylece sandıkta bir türlü yenemediğim Erdoğan ve AK-PARTİ’yi yıkarım diye düşündüm Bunun bedelini ben ödemeliyim. CHP’yi artık temiz bir kadroya teslim etmenin zamanının geldiğini düşünüyor ve genel başkanlıktan istifa ediyorum. Umarım bu davranışım bugüne kadar yaptığım yanlışlarıma kefaret olur.
Saygılarımla
Kemal Kılıçdaroğlu.
Sayın Kılıçdaroğlu’nda bunu yapabilecek yürek var mıdır sizce, sanmıyorum. Hazret yine havanda su dövmeye devam edecek. Allah aşkına şu seçtikleri seçim şarkısını ağır ağır düşünerek bir okusanıza...
Hayat Bayram Olsa
Şu dünyadaki en mutlu kişi
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en güçlü kişi
Güçlükten gelendir
Şu dünyadaki en bilgin kişi
Kendini bilendir
Bütün dünya buna inansa
Bir inansa
Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza
Bütün dünya buna inansa
Bir inansa
Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza
Şu dünyadaki en olgun kişi
Acıya gülendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir
Şu dünyadaki en zengin kişi
Gönül fethedendir
Şu dünyadaki en üstün kişi
İnsanı sevendir
Bütün dünya buna inansa
Bir inansa
Hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza
...............
Şarkıda “millet bir inansa bir inansa” diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, zaten problem burada. Millet size inanmıyor, ama Fetullah Hoca ve şürekası ile el ele vererek attığınız çamurlara rağmen Başbakan Erdoğan’a inanıyor. Bence sizin seçim şarkınız şu olmalıydı:
Keşiş Dağı arpalık
Eğer sapan yürürse
Her köylüden bir tavuk
Eğer köylü verirse
Her derede bir değirmen
Eğer suyu gelirse
Bu gidiş iyi gidiş
Eğer sonu gelirse!
.............
Seçimin galibi Kılıçdaroğlu, hayırlı, uğurlu olsun(!)
...............
Cuma akşamı 22.30’da SOKAK TV’de sayın Hulki Cevizoğlu’nun “Ceviz Kabuğu” programında konuk olacağım. Okuyucularımı ekrana davet ediyorum. Hayırlı seyirler!