Almanya Cumhurbaşkanı Gauck Türkiye ziyaretinde kafayı bulup cami duvarına yazı yazmaya kalkmış. Tabii bu cami duvarına yazı diye ben yumuşatmaya uğraşıyorum, arif olanlar anlasın. Kendisini ülkesinde sanmış dangalak. Türkiye’de basın hürriyeti yokmuş, polisin davranışları yakışıksızmış, demokrasi yokmuş filan. ODTÜ’ye gidip orada da aynı zırvaları sıralamış.

“İçişlerimize karışmak gibi algılanmasın ama” diyerek başladığı konuşmasının ardından bal gibi içişlerimize burnunu sokmuş. Tabii Kasımpaşalı’dan anında cevabını almış. Başbakan Erdoğan, “Biz bu adamlardan çok çektik” diyerek Almanya Cumhurbaşkanının kulağını çekmiş ve özetle “Biz eski Türkiye değiliz, haddini bil!” deyivermiş.

Gauck, çekilmiş kulağı ile defolup gitmiş ülkesine. Bence bir süre daha kalmalı ve 1 Mayıs’ta Taksim’de Gezi parkında polislerimize molotof kokteyli taş atmalıydı. Hatta DHKP-C’lilerle birlikte Okmeydanı’nda belediye otobüslerini ateşe verip Kadıköy sahilde dükkanların camlarını indirebilir sonra da bunları fotoğraf ve filmlerle Almanya’ya bir iftihar vesilesi olarak götürebilirdi. Başka yapacağı eksik kalan şeylerde vardı bence. Taksim’de kepçeleri nönüne yatan sahte kahraman CHP millvteikili gibi o da kepçenin önüne yatıp, kameralara böylece poz verebilirdi. Hatta Taksim’e çıkarken Hitler elbisesi giyip koluna da Gamalı Haç takabilirdi. Sonra o üniformasıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu yanına alıp Silivri’yi ziyaret etmeliydi. Orada bulunan darbeci paşalar ve albayları da ziyaret edip onlara Başbakan Erdoğan aleyhine bir konferans vermeliydi. Oradan doğru İmralı’ya gidip Abdullah Öcalan’ı ziyaret eder ve Kürtlerin özgürlüğü, ve Türkiye’de uğradıkları haksızlıklar üzerine bir demeç patlatabilirdi. Dahası var, üçüncü Boğaz Köprüsünün ayakları üzerinde Taksim Gezi parkındaki ihanet şebekesi ile birlikte şiddetli bir protesto gerçekleştirebilirdi. Ardından aynı çete üyelerini ardına takıp ver  elini 3. Havalimanı inşaatı sizi utanmaz arlanmaz Türk Hükümeti, Avrupa’nın 3. büyük havaalanını yapıp Frankfurt Havalananı devre dışı bırakmayı takarlarken bize sordunuz mu? Orada Alman istihbaratı ile ortalığı kangölüne çevirir Kasımpaşalıyı bu havaalanını yapmaktan vazgeçirirdin. Sonra Sinop’taki Nükleer Santral inşaatı orayı da kahramanca basar, Erdoğan’ı bu işlere kalkıştığına bin pişman ederdin.

Biz aslında geldiğine sana başka şeylerden danışmalıydı, mesela Türkiye’de ekmekler kaş gram olsun, belediye otobüslerinde bilet fiyatları banka faizleri kaç olsan kredi limitleri hafta tatilimiz hangi gün olsun! Cumhurbaşkanı adayımız kim olsun? Çok özür dileriz, Türkiye’yi hızlı trenle donatırken ve iki kıtayı yeraltından Marmaray’la bağlarken de sana sormadık. İlan edep fukarası Alman saftirik burada misafir olduğuna dua et. Değilse o Kasımpaşalı sana öyle bir Osmanlı tokadı aşkaderdi ki bir daha Tuna nehrinden bu tarafa geçemezdin.

Sen burada haddini aştın, çizmeyi aştın ve bir sömürge valisi gibi abuk sabuk konuştun. Senin efendin ve bir sömürge gibi karşısında şapka çıkardığığn İsrail’in Cumhurbakanı Şimon Peres bile “Oüne minute”tan sonra özür dileip başbakanımıza temenna çaktı. Artık O’nu gördüğü yerde yolunu değiştiriyor.

Haa bak şimdi hatırıma geldi, yoksa Şimon Peres kendi yapamadığı kabadayılığı sana mı havale etti. Hani bizde bir tekerleme vardır, doğrusu tam size göre:

Karga karga gak dedi,

Çık şu dala bak dedi,

Çıktım baktım o dala

Bu karga çok budala...

Siz gerçekten çok budalasınız GAK-GOK

Bir daha buraya sakın gelme, şaşırıp gelirsen ey GAK-GUK bizden günah gider, sonrasında TAK-TUK!