Bu cehaletle “milliyetçilik”... pes!
Tarih bilmeden, tarih şuuruna sahip olmadan ne olunabilir? Her şey olunabilir ama, asla ve kat’a “milliyetçi” olunamaz!
Adında “yeni” bulunan ve milliyetçilik satan bir gazetede yer alan haber, bu kesimlerde cehaletin derinliği hakkında yeterli fikir veriyor.
Eğer bunu sırf “muhalefet olsun” diye yapıyorlarsa, bu cehaletle iktidara hizmetten başka bir şey yapmıyorlar! Çünkü muhalefet doğru bilgi ile yapılırsa, sonuca ulaşır.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İskilipli Âtıf Hoca’nın mezarını ziyaret etmiş. Dahası, Osmanlı şeyhülislâmlarının en büyüklerinden, tefsir sahibi İskilipli Ebussuut Efendi’yi övmüş...
“O övdüyse, beğendiyse mutlaka haindir!”
İşte “milliyetçi” muhalefet bu! Şu hamakatin neresini düzeltelim:
“Arınç, sırf mezhepleri yüzünden Türkmenlerin katline fetva veren Ebu Suud ve Kuva-yı Milliye’ye karşı düşman safında yer alan İskilipli Âtıf’ı ‘kahraman’ ilan etti.”
Bu satırları yazan sebükmağz, eğer orta mektep seviyesinde bile Osmanlı tarihi okumuş olsa idi, böyle bir hamakat sefaleti sergilemezdi.
Şah İsmail, Safevî İran hükümdarı olarak Anadolu’daki Türkmenleri yanına çekmeye çalıştı. Önemli bir kısmını etkiledi ve bazı aşiretleri Tebriz’e sürükledi.
Yavuz Selim, İran merkezli Safevilerin Anadolu’yu ele geçirme harekâtına karşılık vermek için babasını hayatteyken tahttan çekilmeye zorladı. Babasının yerine geçince de ilk işi, Anadolu Türkmenlerini mezhepçilikle kendine çekmeye çalışan Şah İsmail’e savaş açmak oldu ve iyi ki de kazandı.
Ey sebükmağz! Eğer Şah İsmail kazansa idi, İran’daki Türkler gibi, bugün Farsça okuyup yazacaktın! “Eşek Türk” hitabına muhatap olacaktın!
Şimdi (Allah göstermesin) Türkiye ile İran savaşsa ve içimizden İran’a silahla destek verenler çıksa, ne yaparsın? “Afferin evladım, vur, kır” mı dersin?
Osmanlı, Anadolu’da İran taraftarlarını kontrol altına almak zorundaydı. İran ajanlarını etkisizleştirmeye mecburdu. Bunun Türkmenlikle filan alâkası yok. Ebussut da Türkmen, Âtıf Hoca da. Âtıf Hoca’nın soyu Akkoyunlulara dayanıyor.
Bu haberde yer alan Âtıf Hoca ile ilgili bütün saçmasapan iddialar yalan! Hiçbirinin dayanağı yok, kaynağı yok. Şu saçma laflara bakın:
“Kuvayı Milliye’ye ve Cumhuriyet devrimlerine karşı savaşan İskilipli Âtıf, İngiliz ajanıydı. Vatana ihanetten idam edilen İskilipli Âtıf, ‘Yunan ordusu, halifenin ordusu sayılır. Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır’ diyerek halkı kurtuluş hareketine ve devrimlere karşı kışkırtmış ve işgalcilerle işbirliği yapmıştı.”
Nerede bunun kaynağı? Âtıf Hoca, Kuva-yı Milliye’ye karşı hangi askerî güçle savaştı? Cumhuriyete karşı “savaş”ı hangi güçle yaptı? Kaç kişi öldürdü?
Bu kadarı hamakatı bile aşar! Hele masum bir ilim adamına İngiliz ajanlığı yakıştırmak nasıl bir ahlâksızlıktır?
Âtıf Hoca, İstiklâl Mahkemesi tarafından, savcının berat istediğinin ertesi günü idam edilen bir âlim. İdam sebebi, şapka devriminden yaklaşık iki sene önce yazdığı “Firenk Mukallitliği ve Şapka” kitabı!
Bu hadise Türkiye Cumhuriyeti’nde hukukun kara lekesi!
Âtıf Hoca ile ilgili doğru, müdellel bilgiler, Ebulûla Mardin tarafından kayda geçirildi. Kimdir Ebulûla Mardin? Cumhuriyet devrinin en büyük hukukçularından biri. 1951’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ordinaryüs profesörü olarak yaş hadinden emekli olmuş bir âlim. 1957’de vefat etti. Allah rahmet etsin.
Hukuk literatürümüze büyük eserler kazandırdı. Bunlardan biri de devasa bir eser olan Huzur Dersleri’dir. Huzur Dersleri, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından 1966 yılında yayılanmıştır. Üç cilttir. İşte bu muazzam eserde mazlum İskilipli Âtıf Hoca’nın hayatı ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. (969-976. sayfalar)
Balkan Savaşı’ndan sonra Yunan donanmasına karşı güçlü bir deniz gücü meydana getirmek için Donanma Cemiyeti kurulmuştur. Âtıf Hoca, bu sırada Donanma Cemiyeti’ne yardımın dinî bir vecibe olduğuna dair kitapçığı kaleme almıştır.
Yunanlıların İzmir’i işgali üzerine İzmir’e yapılan alçakla saldırı ve tecavüzü protesto amacıyla ortak bir bildiri yazarak İtilaf devletleri temsilcilerine vermiştir.
Kuva-yı Milliye’ye karşı çıkanları, “Kuva-yı Milliyeye karşı çıkmak günahtır” diyerek uyarmıştır..
Bu haberi yazanın zerre miskal imanı varsa, Âtıf Hoca’nın ruhaniyetinden af dilemesi şarttır!
Ya yoksa? Ne hali varsa görsün!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.