Kılıçdaroğlundan mahkeme eli ile almadığım tekziptir
Sayın Uğurlu, eline kalemi aldın mı CHPden başka yazacak konu bulamıyorsun. Sana göre bayağı bereketli toprağız. Bizimlesin her daim. Ama bizim her yaptığımız şeye şaşı bakmayı adet haline getirmişsin. Daha önce de Dersim katliamını CHPnin yaptığı iftirasını bize atmıştın. Halbuki o katliamı biz yapmamıştık, devlet yapmıştı. Sonra da güya özür diler gibi yapıp, Dersim katliamını CHP değil, AK Parti yaptı diyerek bize yendien çakmıştın. Biz sözümüzün eriyiz. Katliam yaparsak da erkekçe söyleriz. Bak son günlerde de camiler konusunda milleti yanıltan yazılar yazıyorsun. Mesela Gaziantepte bir caminin CHPye satıldığını ve CHP Gaziantep il binası yapıldığını söyleyerek bunu bizim cami ve din düşmanlığımıza örnek olarak gösteriyorsun. Yetmiyor, aynı şekilde Edremitte bir caminin 1940larda Halkevi yapılmak üzere CHPye satıldığını söylüyorsun. Olaylar doğru, ama senin şaşı bakışınla yaptığın yorumlar yanlış! Evet, Gaziantepte bir cami CHP il binası yapılmıştır. Sor niye? Bizim camiye olan muhabbetimizden. Cami ne demektir? Cem eden, toplayan, halkın toplandığı yer yani. Biz ne yapmışız, il merkezimizi camiye taşımışız. Edremitteki Halkevini neden camiye taşımışız, aynı sebeple, camiye olan sevgimizden, muhabbetimizden. CHPye oy verenler camide toplansın istemişiz, halkevlerine gelenler camide toplansın istemişiz. Bizim yaptığımız DİNDARLIK, seninkisi ise KİNDARLIK!
Benim bu açıklamamı köşende aynen yayınlamazsan Gürsel Tekinin başına gelenler senin de başına gelir. Arabanı tekmeletirim sonra.
...
Nasıl, beğendiniz mi mahkeme eliyle almadan güle-oynaya yayınladığımız tekzibi. Allah, her ülkeye Kılıçdaroğlu gibi bir anamuhalefet partisi lideri nasibetsin. O CHPnin başında olduğu sürece Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın da işi kolay, bizim gibi yazar-çizer takımının hepten kolay. Herkese ekmek çıkar Kılıçdaroğlundan. Tabii SSK hariç. Hazret, Bir kurum nasıl batırılır? konusundaki doktorasını SSKda yapmış ve hızla CHP genel başkanlığına yükselmişti. Siz de başka CHP ile ilgili tekzipler yollayın, yalnız mahkeme eliyle olmasın. Beğenirsem yayınlarım. Yayınlamayan Kılıçdaroğlu olsun!
Duran Kömürcü Hocamızdan bir cezaevi hatırası
O günlerde Cezaevleri Genel Müdürü de Duran Kömürcü Hocamızın arkadaşıdır. Tevafuka bakın. Hal böyle olunca da Hocamız birazcık torpilli sınıfında şeriat propagandasından aldığı cezasını çekiyor. Mesela, ben o yıllarda yeni yeni tanıştığımız otomatik telefon görüşmelerinin tadını Hocamızı arayarak çıkarıyorum. Telefona gardiyan çıkıyor ve Duran Kömürcü ile görüşmek istiyorum deyince bu isteğim geri çevrilmiyor ve kısa bir süre sonra muhabbet edebiliyoruz. Hocamızın cezaevinden çıktıktan sonra benimle paylaştığı ilginç bir anısını okuyucularımızla paylaşmak isterim.
Bir gardiyanın kayınpederi Ankarada ağır bir ameliyat geçirecektir. Duran Hocanın Cezaevi Genel Müdürünün ahbabı olduğunu bilen gardiyan Hocadan yardım ister ve aldığı kartla Ankarada tüm kapılar kendisine açılıyor. Kayınpederi Cezaevleri Genel Müdürünün hastası diye el üstünde tutuluyor. Tabii gardiyan da evlerine döndüklerinde hanımına havasını atıyor:
- Bak, kocanın Ankaradaki itibarını gördün mü?
- Efendi, iyi iyi de geçen sene gittiğimizde kimse yüzümüze bakmamıştı, bu yıl ne oldu da kapılar açıldı?
Gardiyan susuyor. Geçen yıl Duran Kömürcü adında bir mahkumumuz yoktu diyemiyor.
Ve Duran Hocanın 1 yıllık cezası dolup çıkmaya hazırlandığına en çok o gardiyan üzülüyor. Biraz tedirgin ve hüzünlü bir çehreyle:
- Hocam, üç ay sonra bizim kayınpederin Ankarada tedavisi devam edecek. Hanımın yanında benim forsum ne olacak?
Duran Hoca gülüyor ve üç ay sonrası için yeni bir kart yazıp, gardiyana uzatıyor.
Cezası bittiği için Hoca memnun, hanımın yanında karizmasını kurtardığı için gardiyan memnun ve sevdiğimiz Hocamız aramıza döndüğü için bizler memnun. Nur içinde yat Duran Hocam.