Hüseyin Koç

Hüseyin Koç

Haydin şenliğe

Haydin şenliğe

Şenliğin sözlükteki karşılığı: Bir toplumun kendini her tür kötü dış ve iç etkenlerden korumak, bol ürün elde etmek, barış ve güvence içinde yaşamak amacıyla bir mevsimden ötekine, bir yaşam çağından sonrakine ve toplumsal bir yaşantıdan başka bir yaşantıya geçme ya da tarihsel, dinsel, söylensel olay, kişi, varlık ve yüce varlıkları anma sırasında topluca yemek yiyerek, oynayarak, bağırarak, iş görerek yaptığı geleneksel eğlenim türü.

Bu tanımdan ilham alınan “Bahar Şenlikleri”, YÖK Yasası’yla gündemimize gelmiş sosyal içerikli bir etkinlik çeşididir. Yasanın çıktığı günden bu yana da üniversitelerimizce düzenli olarak her yıl tekrarlanmaktadır. Maksadı da yasada belirtildiği ve tanımda açıklandığı gibi, öğrenci gençliğin enerjisinin alınması-boşaltılması ve gençliği sosyalleştirme şeklinde anlaşılması yönünde de ısrarlı bir talep vardır. Zira kontrollü yönlendirilmeyen öğrenci gençlik kitlesi, büyük bir güç olduğundan, dayatılan ideoloji açısından istenmeyen bir istikamete yönelecek ya da yönlendirilecek olursa ilerleyen zaman içerisinde karşılarına baş edilemez bir güç olarak çıkabilir. Bu nedenle henüz iş-güç-geçim kaygısı taşımayan gençlik enerjisinin gaz sıkışmasına sebep olmadan ya da herhangi bir sosyal tahribata dönüşmeden gazının alınarak boşaltılması gerekir.

İyi niyetle ve biraz da kendimizi zorlayarak bu şenliğin yukarıda belirtilen maksatlarla yapıldığını varsaysak dahi karşımıza enteresan boyutta bir kördüğüm ortaya çıkmaktadır. Şenlik; gençlik henüz üniversite yıllarında herhangi bir meslek ya da fayda birliğiyle tam olarak organize olamadığından, her türlü gücü elinde bulunduran resmi ideolojinin sahipleri tarafından sahiplenme duygusu ya da “hazır kuvvet” anlayışıyla, gençliğin de hoşuna gidecek ritüeller etrafında toplayarak ve yığınlaştırma sürecini cazipleştirmek ve canlı tutmak amacıyla geliştirilmiş bir kontrol sistemi olarak anlaşılmaktadır.

Gençler eğer bir ülkenin ve milletin geleceği ise, en dinamik ve en enerjik dönemini ruhsuz, hedefsiz, ilgisiz, fayda sağlamayacak işlerle meşgul ederek tükettirilmesi ülke ve millet sevgisinden olabilir mi? Bu gençler sosyalleşecekse, geleceklerine yönelik hazırlıklarla donatılıp kendilerini çağdaşlarına karşı güçlendirecek bilgi, beceri ve deneyimlerle desteklenmesi gerekmez mi? Gençlerini ülke ve dünya sorunlarından uzak tutarak, bir milletin yarınına güvenle bakması nasıl mümkün olabilir? Yarının büyükleri olarak tanımlandığı halde yarınla ilgili, yarınlarda güçlü ve donanımlı olacak şekilde yetiştirilmeyen gençliğe neyi, neden, nasıl güvenebilirsiniz?

Bahar şenlikleri kapsamında düzenlenen ve gerçekleştirilen programlar genellikle içi boş, sığ, çirkin, üniversite gençliğine yakışmayacak tarz ve şekildedir. Ne var ki bu tarz hazırlanan şenlikler çok az bir öğrenci gurubu tarafından benimsense de kendilerine yapılmış bir hakaret olarak görenler sessiz ekseriyeti oluşturmaktadır. Dolayısıyla şenlikler öğrenci gençliğinin beklentilerine ve tarzlarına uygun değilse ve gençler de buna fazlaca itibar etmiyorlarsa üniversite yönetimlerinin ısrarlı olmasının sebebini sorgulamak gerekmez mi?

O halde kendileri için şenlikler hazırlanan gençliğe dönüp ve değer verip, bu programlardan beklentilerinin neler olduğu sorulup onların daha çok ilgisini çeken ve ihtiyaçlığını hissettikleri konulara yer vererek öğrenci gençliğini de sürecin bir parçası haline getirmek daha makul olmaz mı? Şenlik süresince panayır haline getirilen üniversite yerleşkeleri halka açık tutulup bir taraftan ticarileştirilme diğer yandan düşük kaliteli ürünlerin yüksek fiyatlarla pazarlandığı bir arenaya dönüştürmek bu geçliği sevmenin bir göstergesi olabilir mi?

Durum böyle olunca bahar şenliklerine ilgi duyanlar, öğrencilerden ziyade üniversite dışından gelen katılımcılar olup şenlik alanı bunlar arasında gerçekleşen bir mahalle-semt pazarı görüntüsü almaktadır. Dolayısıyla dışardan gelenlerin sokak şenliğine dönüştürdüğü şenlik ve eğlence ne bir üniversite öğrencisine yakışır bir eğlence olmakta ne de görüntü bir üniversite yerleşkesi içerisinde olması gereken bir görüntüdür. Bu manzaraları ibret ve hayretle yıllardır gözlemleyen bir akademisyen olarak yaklaşan bahar şenlikleri ile bir daha gerileceğimi düşünmek ne büyük bir sıkıntıdır. Üniversitelerimiz, dışardan ibret gözüyle bakanların nazarında değer kaybetmektedir. Başka bir ifadeyle üniversitelerimizin itibarını, bu ve benzeri eylemlerle üniversite yönetimi ve üniversite mensupları düşürmektedir. Kendimize gelelim.

O halde, değişen ve gelişen Türkiye’de, anlamsız dayatmaların ve de zorlamaların sürdürülmesi size de anlamsız gelmiyor mu? Ya da artık bir değişmenin zamanı gelmiş olmasın mı?

Bugün buradan tüm üniversite yetkililerine bir çağrıda bulunuyorum. Geliniz üniversitelerimizde gerçekleştirilecek olan bahar şenliklerini bu yıldan itibaren gençlerimizi motive edecek tarzda düzenleyelim. Üniversitelerimizde, sahip oldukları öğretim elemanı ve öğrenci değerlerini öne çıkaran programlara yer verilsin, fikri tartışmaların yapıldığı, geliştirilen yeniliklerin tanıtıldığı, üretilen projelerin yarıştırıldığı birer bilgi-teknoloji şenliklerine dönüştürülsün. Bunu yapmak zor değildir.

Şenlikte müzik olacaksa bu, üniversitenin kendi öğrencilerince organize edilebilmeli. Fırsat verilmesi durumunda öğrenciler kendi düzenledikleri programlar ile sorunlarını çözme, beklentilerini dile getirme fırsatı bulmakla özgüvenleri artacak ve bir sonraki şenliğin havasını daha yükseltecektir. Öğrencilere böyle bir imkân verilmesi halinde resim, müzik, tiyatro, şiir vd konularda gizli ne büyük değerler ortaya çıkacaktır.

Sayın rektörlerim, geliniz bunun coşkusunu birlikte yaşayalım.

Ama şenliğin tanımı çok cazip değil mi? Şenliğin tanımı yukarıdaki şekilde yapılınca, iş kolaylaşıyor. Ne zaman ve hangi konuda bir sıkışıklık hissedilir ya da kuşku duyulursa, ilgililer toplanacak, yiyecek-içecek-eğlenecek ve sorunları da bu arada çözülecektir!!! Hepsi bu kadar. Haydin dostlar hep birlikte şenlik alanına!!!




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Koç Arşivi