Yasaklar can sıkıcıdır... Zırt pırt bir şeylerin yasaklanmasını talep etmek, hiç de desteklenecek bir tutum değildir.

Yasaklardan yana olmak, aynı zamanda baskıcı bir zihniyetin göstergesidir.

Yasakların fazlalığı, serbestliği engellediği gibi gelişmeye ve ilerlemeye de ket vurur.

Totaliter anlayışa işaret eder.

Faşist ve komünist yönetimlerin ortak noktası, yasakların abartılı halde uygulanmasıdır.

Ancak...

Özellikle son iki haftadır ülkemizde yaşananlara bakınca, 'müsamaha'dan kâr çıkarmak ya da 'müsamaha'ya kâr eklemek imkânsız gibi görünmeye başladı.

*

Geçen hafta Trabzon'da, bu hafta ise Kadıköy'deki olaylar karşısında, müsamahakâr duygular beslemek, büyütmek fazlasıyla safdillik anlamına gelecek.

"Ben bu mü'lü ve mu'lu kelimeleri anlamakta zorlanıyorum" diyen bazı gençler için müsamahayı açalım.

Hoşgörü kardeş, hoşgörü!

Yani anlayışlı davranmak, yani tolerans göstermek.

Bir adım ötesi görmezden gelme, ondan ilerisi göz yumma.

(Görüldüğü gibi, kademe kademe ilerliyor, az sonra suça ortak olacak.)

*

İşbu sebeple rahatlıkla diyebilirim ki futbol yasaklanmalı!

Profesyonel lig de, amatör lig de...

Hepsi iptal edilse yeridir.

Mahalle arasında gazozuna maç yapmaktan ötesi bize fazla!

O kadarı yeter.

*

Çünkü oynamayı bilmiyoruz, seyretmeyi bilmiyoruz.

Kazanmayı bilmiyoruz, kaybetmeyi bilmiyoruz.

Sevinmeyi bilmiyoruz, üzülmeyi bilmiyoruz.

Kupa almayı, kupa vermeyi bilmiyoruz.

Kutlamayı bilmiyoruz.

Tuttuğumuz takımı desteklemeyi bilmiyoruz, tezahürat yapmayı bilmiyoruz.

*

Doktorlar eskiden hastalık belirtilerine 'tezahürat' derlerdi.

(Daha sonra 'semptom' daha şık bulunur oldu.)

Futbol sahalarında yapılan tezahürat şekillerine bakınca, o kelimenin eski anlamının çok isabetli olduğunu görürüz.

Tam da "hastalık belirtisi" gerçekten!

*

Nedir o taşkınlıklar? Ne şekilde izah edilebilir?

Stadın içini dışını, cadde ve sokakları savaş alanına çevirmek...

Polislere saldırmak ve polis araçlarını devirip yakmak...

Önünde hatıra fotoğrafı çektirmek...

"İstanbul hatırası" yazısını da ekleseydiler bari harflerden birini ters yazarak.

Gergin ve öfkeli taraftarın ateşi öyle yüksekti ki, tazyikli su bile işe yaramadı o akşam.

*

Hani spor "Barış, dostluk ve kardeşlik" demekti?

Külahıma anlatsanız inanmaz.

Bu iş, artık futbol çerçevesini de aştı.

Görünen ateşin düşmesi için etkili bir formül bulunmalı.

Yoksa fantezi olarak, sitemkâr edayla söylediğimiz yasaklama, gerçekten bir çözüm yolu haline gelebilir.

*

Galatasaray'ın şampiyonluğunu tebrik ediyorum.

Ediyorum ama soyunma odasında şampiyonluk kupası almak/vermek olacak iş değil.

Sanki ayıp bir şey yapılmış gibi.