Sizi bilmem ama, ben özlemiştim! Şen-er ve Gür-iz’i tabiî…

Bu ikili 28 Şubat’ın asla unutulmaz isimleri…
Gür-iz şimdilik Ergenekon’dan yırtmış görünüyor. O yırtmışsa, Ergenekon davası hedefine varmamış demektir!
Onun yüksek öğretim kurumuna yaptıklarını, müstevliler yapamazdı. Binlerce gencimizi öz yurtlarında parya durumuna düşürdü. Öğretim üyelerini kalın duvarlar arkasına hapsetti. Üniversite içine kapandı. Öyle ki, Mehmet Âkif’le, İstiklâl Marşı şairimizle ilgili bile bir tek toplantı yapılamadı.
Velhasıl, Kemal Güriz cübbeli ergenekondu!
Ya Şen-er?
Ona olan muhabbetim cümlenin malûmudur! 312 General Davası’nın mucidi, muhzırı ve hakimi idi…
Paşam anlamamış olabilir! “Muhzır” şimdi adliyede yok. Onun yerine “mübaşir” var!
Bizi dava etti, general sayısını 312’ye tamamladı ve davayı aleyhimize –şıpın işi- sonuçlandırdı.
Bu sözümde asla hilaf yoktur. Eğer 28 Şubat, bırakın 1000’i, sadece 15 yıl sürse idi, fakir o ağır tazminat cezalarını sittin sene ödeyemeyeceğinden ömrünü mahpushanede tamamlayacaktı.
E bizim, Şen-er General gibi GATA’mız, gatakullimiz de olmayacağından, “bilincini yitirmiş” raporuyla hayatımızı dışarıda devam ettiremeyeceğimiz de açık…
Şunu merak etmişimdir: Şen-er General görev başında iken mi bilincini yitirmişti, şimdi mi şuur kaybı yaşıyor?
Güriz’le konuşmalarından çıkardığım, onun asıl 28 Şubat’ın hızlısı olduğu günlerde şuursuzca hareketler yaptığı yönünde. Güriz’le konuşurken, bilinçsiz hiç bir sözüne rastlamadım. Muvazzafken ise, bilinçlisine.
Güriz yırttı ya, şu sıralar şuursuza yatarak yırtan Şen-er’in külliyen yırtacağına dair müjdeler vermiş.
Mayıs ve haziran aylarına dikkat edilmeliymiş… Artık Ergenekon'u işitmeyecekmişiz… Yavaş yavaş içeriye aldıkları herkesi tahliyeye başlayacaklar… mış…
Gerçekten böyle mi, yoksa “bir teselli ver” kabilinden mi söylüyor Güriz bunları?
Bence bundan daha önemlisi, Şen-er’in bilinçsizliğe yatarak bunca zaman Ergenekon davasından yırtması.
Bu ballı muhavere deşifre olduktan sonra da yırtacaksa, eni konu şüphelenmeye hakkımız olur.
Önce Şen-er general Silivri’ye; Mahkeme’de ifade vermeye…
Adalet bunu zorunlu kılıyor. Sağlık mazeretinin nasıl bir dalavere olduğu apaçık ortada.
Haziranın ortalarına geldik. Sonu da göründü. Ergenekoncuların beklentileri boşa çıkacağa benzer.
Bana kalırsa, ergenekoncular meşhur rumbayı oynayamayacaklar:
Mayıs haziran ayları
Gevşer gönül yayları
Kalplere vur bir zımba
Rumba da yavrum rumba!