Kaygı veren gelişmeler
Suriye uçağımızı düşürdü.. Bu bilgi Başbakan Erdoğan tarafından Türk halkı ile açıktan paylaşılmış olan bir bilgidir. Bugüne kadar özellikle bu anlamda neler yaşandığını şeffaf biçimde öğrenme şansımız olmuyordu. Örneğin Egede it dalaşı sırasında düştüğü iddia edilen Türk Jetinin başına ne geldiğini biliyor muyuz? Bu bizim duyduğumuz sadece. Ya duymadıklarımız?.. Dolayısıyla istenseydi eğer hükümet tarafından bu iş kamuoyuna yansıtılmadan diplomatik yollar denenerek halledilir, biz de teknik bir arıza nedeniyle keşif esnasında bir uçağımızın Akdenize düştüğünü düşünürdük. Fakat öyle olmadı. Önce Sayın Başbakan, Suriye ile birlikte arama-kurtarma faaliyeti sürdürüyoruz dedi.. Fakat 2-3 saat sonra işin arkasında Suriyenin olduğunun kesinleştiğini duyurdu.. Bu en basit tabiriyle ifade etmek gerekirse bir savaş nedenidir... NATO SAVAŞI
Biz Natonun müttefikiyiz. Nato, zaman zaman konsept değişikliğine gitse de, değişmez prensiplere sahip bir ittifaktır. Buradan Natonun iki yüzlülüğünü, Türkiyeye karşı ayrımcı tavrını en sert eleştiren yazarlardan biriyim. Ne PKK ile mücadelemizde ne de Mavi Marmara gibi açıkça uluslararası ihlal olduğu su götürmez meselelerde Natoyu yanımızda göremediğimizi biliyorsunuz. Ancak bugün durum farklıdır. Nato, otomatik olarak ittifak üyesi bir ülkenin uçağının düşürülmesini değerlendirmek zorundadır. O sözünü ettiğimiz değişmez prensiplerden en çok bilineni ünlü 5. madde.. Yani bir Nato üyesine karşı hasmane tavrın, tüm Nato üyesi ülkelere yapılmış olmasını esas alan madde.. Dolayısıyla bu maddeye göre, üye ülkelerden birine yapılan tecavüz konusunda Natonun, derhal harekete geçmesi gerekmektedir. Vaziyet çok açık.
BİZİM NE İŞİMİZ VARDI?
Suriye tarafı, Türk Uçağının 1 kmlik ihlal yaptığını iddia ediyor. Bizim akl-ı evvel basın da; e uçağımızın orada ne işi varmış? gibi abuk-subuk sorularla zihin bulandırmaya çalışıyor. Az kaldı, hak etti bizim pilotlar vurulmayı diyecekler.. Arkadaşlar, keşif uçağını kaldırmak için değil TBMMnin iznine, Genelkurmayın oluruna bile ihtiyaç yok. Hava kuvvetleri, rutin sınır boyu kontrol için keşif uçaklarımızı kaldırır. Ve eğer kaldırmıyorsa işini ihmal ediyor demektir. Var sayalım Esadın söylediği gibi 1 kmlik ihlal söz konusu olsun. Bu ihlal, Murat 131 marka arabayla mı yapılmış? Jetle yapılmış jetle.. O 1 kmlik ihlal için sözü edilen süre yani, birkaç salise.. Dahası uluslarası hukuk açık. Gerçekten bir ihlal bile olsa, vurulmadan önce yapılması gereken uyarı vs. gibi metotların hiç birinin değerlendirilmediği görülüyor.. En son artık vurma aşamasına gelinse dahi devletler hukuku uzmanlarının söylediğine göre, arkadan kanatları hedef alınarak müdahale edilmesi gerekiyor. Burada bugün belki daha iyi anlayacağız ama açıkça uçağımızın hedef alındığını düşünüyorum ben.. Natonun da bu evrede saldırının kendilerine yapıldığını bilmesinde yarar var..
ABD NEREDE?
Amerikada başkanlık seçimleri öncesinde yeni bir cephe açmama yönünde bir irade olduğundan söz ediliyor. Bu irade, sorunun diplomatik yollarla çözülebileceği algısını kuvvetlendiriyor. Zira ABD; ben de varım, haydi bakalım dediği anda, bizim içinde olduğumuz blok, karşısında İran ve Rusyanın da olduğu bir düşman koalisyonunu bulacaktır. Dolayısıyla bir an evvel, Esadın; çok özür dileriz. Hava kuvvetlerimiz yanlışlıkla vurmuş uçağınızı demesi lazım. Yoksa iş kötü..
DAĞLICA
Eğer şu saate kadar Esad, bu işin yanlışlıkla olduğu noktasında bir irade ortaya koymazsa, o zaman son Dağlıca saldırısından başlamak üzere geriye doğru bütün terör organizasyonlarının arkasında olduğunu da zımnen kabul etmiş demektir. Bu benim için de sürpriz olmayacaktır. Kalın sağlıcakla.