Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Babası köyün kâhyası, neden olsun pervası?

Babası köyün kâhyası, neden olsun pervası?

Suriye uçağımızı düşürdüğünden beri bu olaya kilitlendik. Bütün haberler düşen uçakla ilgili.

Siyasîler bu konuyla ilgili toplantı halinde.

NATO bugün aynı gündemle toplanacak.

Türkiye dalgalanıyor.

Ancak mutedil dalgalı.

Hemen savaş isteyen ufak bir kesimi saymazsak, içeriden dışarıdan her yandan itidal çağrısı yapılıyor.

İki pilotumuz şu saat itibariyle kayıp.

Bu yazının yazıldığı vakit henüz bulunamayan pilotlarımız, okunduğu şu vakitte inşallah bulunmuş olurlar.

*

Başbakan Erdoğan'ın siyasî parti liderleriyle görüşmesi, bu ciddî mesele etrafında birleşmenin işareti.

Açık davete rağmen liderlerden biri yan çizseydi, çağrıya olumsuz cevap verseydi ve toplantıya katılmayı reddetseydi, iki sonuç çıkardı.

Millî bir mesele karşısında bütünlük sağlanmasından yana olmadığını anlardık.

Ve ciddi bir itibar kaybı yaşardı o siyasî hareket.

Çok şükür böyle bir tavır görülmedi.

*

Kırkpınar'da baş pehlivanlık yapmış biri, yolda sakince yürürken, güreş meraklısı ufak bir çocuğun gelip de sataşması karşısında, nasıl tepki verir?

Ya da Muhammed Ali gibi bir ağır sıklet şampiyonunun, bir delikanlının kendisine efelenmesi halinde nasıl davranacağını tahmin edersiniz?

Tek hareketle yere sermesi o koca adamlara yakışır mı?

*

Binlerce yıllık devlet geleneği olan Türkiye'nin durumu ile daha düne kadar bir vilayetimiz olan Suriye'nin durumu işte bu benzetmeye uyacak halde.

Ancak bir husus daha var.

O hesap bilmez şımarık delikanlının arkasında, başka baş pehlivanlar ve ağır sıklet şampiyonları vaziyete uzaktan müdahil.

Göz ucuyla bakıp hareket bekliyorlar.

Bir güzel pohpohlayıp, "Git şuna bulaş" diye fişteklemişler zaten.

*

Nasuhi Güngör önemli bir noktaya dikkat çekiyor: "Ankara dikkatli ve zor bir süreci yönetiyor, o nedenle birlik zamanı... Suriye konusunda izlediğimiz politika, uluslararası sistem nezdinde kabul görmemiştir, hatta birilerinin iddia ettiğinin aksine onları çok rahatsız etmiştir. Son Dağlıca saldırısını bu çerçevede değerlendirdiğimiz takdirde, bazı konular çok daha netleşecektir."

*

Elbette soğukkanlı olacağız, tezgâha gelmeyeceğiz.

Fakat buradan hiçbir şey yapmamak anlamı çıkmaz.

Bütün diplomatik kanallar sonuna kadar kullanılacak elbette.

Derler ki:

Adam oğlu hile yapar kimse bilmez fendini, her kime iyilik edersen sakın ondan kendini.

Beş altı yıl önce ABD saldırmasın diye Erdoğan ve Davutoğlu'nun göbeği çatlarken, Suriye'yi korumak için günde kırk görüşme yaparlarken, bugün geldiğimiz noktaya bakın.

Pervasızca uçağımızı düşürüyor.

*

Aynı sakınılası durum, İran için de geçerli.

Başta ABD, Avrupa ülkeleri ve İsrail olmak üzere bütün ülkeler nükleer çalışmaları sebebiyle İran'a çullanırken, onları Türkiye'den başka savunan yoktu.

Bugünse üstü kapalı tehdit göndermeye çalışıyorlar.

Suriye'nin uçağımızı düşürmekte haklı olduğunu söylüyorlar.

Eğer kısa süreli hava sahası ihlalinde bulunan bütün uçaklar düşürülecek olsaydı, Türkiye'nin son bir yıl içinde 140 tane uçağı düşürmesi gerekirdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi