Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Biri dangalak, biri boşboğazmış!

Biri dangalak, biri boşboğazmış!

Biri 28 Şubat'ın ne olduğunu bilmiyor, birinin BÇG dedikleri Batı Çalışma Grubu'ndan haberi yok.

Biri yargılandığı mahkemeye gitmiyor.

Öteki çocuklarının adını, görevini, rütbesini hatırlamıyor.

Omzundaki apoletleri anlatmak için "Buralarımda birşeyler vardı" diyor.

Adresi sorulunca da verdiği cevap ürkütücü:

"Deniz kenarında bir yer."

Bir başkası, en yakın çalışma arkadaşları için "Dangalak, boşboğaz" gibi kelimeler kullanıyor.

28 Şubat için "Postmodern darbe" diyen dangalakmış...

"Balans ayarı yaptık" diyense boşboğaz.

*

Tapudaki veya vergi dairesindeki memurlardan bahsetmiyoruz.

28 Şubat döneminin en kudretli adamları bunlar.

Kimi YÖK Başkanı, kimi Kuvvet Komutanı, beriki Genelkurmay Başkanı...

Hey güzel Allah'ım...

Bunlar mıydı milleti hizaya sokmaya çalışanlar?

*

Hükümet devirenler...

İki cümlelik açıklamayla insanların canını burnuna getirenler...

Sokaklara dökülüp "Ordu göreve" pankartları taşıyanlar, taşıtanlar...

"Kaç kişiyiz? Sağdan say" diyenler...

"Eşinin başında örtü var, kendisi de bayram namazına gidiyor" gerekçesiyle birçok subayı gözünü kırpmadan ordudan atanlar...

Bunlar mıydı gerçekten?

*

Adnan Menderes'in en büyük hatalarından biri de ezanı aslına dönme kararı imiş!

Eski Genelkurmay Başkanı söyledi...

"Tanrı uludur" deyince, ne güzel herkes anlıyormuş da, "Allahu ekber" deyince, kimse bir şey anlamıyormuş!

Hakikaten öyle!

*

Sabah daha güneş doğmadan adamın biri, kubbeli binanın yanında yükselen sivri uçlu kulenin üstündeki hoparlörlerden bağırıyor.

"Allahu ekber, Allahu ekber..." diye başlayıp "La ilahe illallah" diye bitiriyor.

Aynı şekilde öğle vakti, öğle ile akşam ortasında, akşam vakti ve gece olmak üzere toplam beş defa yüksek sesle okuyorlar...

Hem de her gün, hem de her tarafta; köyde, şehirde, kasabada...

Ne diye böyle yapıyorlar, bir türlü anlamıyoruz!

Anlamak da mümkün değil zaten, başka bir dilden konuşuyor adamlar, bizim bilmediğimiz bir dil.

*

Bazen kamyonet kasasında satış yapan seyyar satıcıların "Domates, biber, patlıcan" sesleriyle karıştığı da oluyor.

Bazen "İyeskiler alırım, demircii..." diye bağıran adamlar da oluyor sokaklarda.

Ve o sivri kulelerden bağıran adamların sesi duyulduğunda, seyyar satıcıların ve seyyar alıcıların sesleri hemen kesiliveriyor.

O yüksek perdeden "Allahu ekber" diye bağıran adamlardan korkuyorlar mıdır, nedir!

Bir anda susuveriyorlar.

*

Biz bilmiyoruz, anlamıyoruz ama galiba seyyar esnaf, o adamların ne dediğini anlıyor.

Sonra neler oluyor, biliyor musunuz?

Bir kısmı sakallı, bir kısmı takkeli bazı adamlar ki içlerinde gençler de bulunuyor, o kubbeli yapıya doğru koşturmaya başlıyor.

O yapının avlusunda bulunan şadırvanda ellerini ayaklarını yıkayıp içeri giriyorlar.

Kim bilir içeride ne yapıyorlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi