Bu ateşi düşürmeli
Silah patlamaya görsün, tetik çekildikten sonra ne olacağı bilinmez. I. Dünya Harbi bir suikastin eseridir. Bir kurşun, milyonlarca insanın ölmesine, imparatorlukların tasfiyesine, coğrafyanın değişmesine, yeni süper güçlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Dünya tarihi, aidiyeti "izm" olan rejimlerle tanıştı.
I. Dünya Savaşı çıkmasaydı komünizm de faşizm de Nazizm de hatta belki kapitalizm de kendine hayat imkânı bulamayacaktı. Devleti ali Osman yıkılmayacak, İngiltere hakimiyeti eski kolonisi ABD'ye kaptırmayacak, dünya iki kutuplu olmayacak, soğuk savaş denen üç çeyrek asırlık bir kanlı dönem yaşanmayacak, terör böylesine azmayacaktı.
"Esed" aslan demek. Biz Türkçe'de galatı meşhur olarak "Esad" diyoruz ama aslı esed. Bu Beşar Esed, kendini sahiden aslan sanıyor olmalı. Halbuki babasından sonra işbaşına gelince çok ümitler vermişti. O ümitle de Ankara kendisine haylice değer verdi, sınırlar, vizeler kalktı.
Bu itibar, "Arap Baharı" adlı halk devrimine karşı teminattı. Ankara ile sıkı temasta olacağına, Türkiye'nin müktesebatından istifade edeceğine tam aksini yaparak muhaberatın elinde kukla oldu. İşte bu kukla aslan, silahsız bir Türk keşif uçağını düşürmek gibi bir mecnunluk işledi. Şayet tarih, ilerde "hayır o gün o uçağı, Suriye değil, şu devlet düşürdü" derse onu şimdiden bilemeyiz. Bunu doğru farz edersek iki ihtimal mümkün. Şam, bir emri vaki ile karşı karşıya bırakılmıştır veya Baasçı beşinci sınıf sosyalistler üçüncü bir devleti taşeron olarak kullanmışlardır.
Fakat mes'elenin bu tarafı çok da mühim olmayabilir. Zira Suriye devlet olarak düşürme fiilini kabul ve ilân etmiştir. Esad'ın son sorumsuzluk örneği olarak "savaş halindeyiz" demesi de bu fikri pekiştirmekte. O cümledeki gizli özne Türkiye'dir. Esad, daha çok delilik yapabilir. Üçüncü devletlerden de kışkırtmalar olabilir. Bize, iktidara, Türkiye'ye düşen harareti yavaş yavaş düşürmektir. Söylenecek söylendi.
Beşar Esad'ın kaybedecek neyi kalmıştır?
İtibarını kaybeden daha neyi kaybedecektir?
Biz ise hatayı tekrarlamamak mecburiyetindeyiz. Şu günlerde gerek şu sütunumuzda ve gerekse konuşma yaptığımız tv'lerde tekraren onu diyoruz. "1914'e 1 yıl var. 1 yıl sonra imparatorluğumuzu kaybetmemizin yüzüncü yılıdır. Yüz yıl önce İttihad ve Terakki, bir heyecanla devleti harbe sokarak hem kendi hayatlarını, hem devletin ve hem de milletin hayatını mahvettiler."
Bu birinci derstir. İkinci derse gelince iki asırdan bu yana ilk defa kahtı rical yaşamıyoruz. İki asırdan bu yana ilk defa bu denli çok yanlı ve çok yönlü kalkınma rüzgârı yakaladık, "hasta adam" yaftasını çöpe attık. Bu rüzgârla zorlukları aşıp, 2023 Büyük Türkiyesi ve 2071 Süper Güç Türkiye'sine varacağız.
Bu ufka yürürken bu Baas diktatörlüğü olsa olsa yolumuzda bir piredir.
Pireye kızıp istikbalimizi ateşe vermeyelim.
Haşerat ilaçla bertaraf edilir.
Esed aslan demek. İşte bu kukla aslan, silahsız bir Türk keşif uçağını düşürmek gibi bir mecnunluk işledi. Fakat meselenin bu tarafı çok da mühim olmayabilir. Esadın son sorumsuzluk örneği olarak savaş halindeyiz demesi de bu fikri pekiştirmekte. O cümledeki gizli özne Türkiyedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.