Bu mukaddes vakitlere yetişmek belki her zaman bizlere nasip olmaz, bunun için bu vakitlerimizin kıymetini bilelim. İnsanoğlu nimetin içerisinde iken kıymetini her zaman takdir edemez. Bunun için her zamankinden daha çok ibadet edelim. Daha çok tevbe ve istiğfarda bulunalım.

Çünkü bu mübarek şaban ayı ALLAH Teâlâ'nın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin, dalga dalga ALLAH Teâlâ'ya ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip, yok ettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar, şeytanî özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait olan insanın, günahlarından temizlenmesi için bu aylar bir fırsattır. Kısaca bu aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazandan önce oruçla buluşanlar, Cuma Namazına koşanlar, namaza başlayanlar, ibadetlerini çoğaltanlar, tevbe ile ALLAH Teâlâ'ya yaklaşanlar... gibi manevî kazanç elde edenlerin çokça görüldüğü anlardır, şaban ayı. İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırlarsa kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak ettiğimiz şaban ayı ve bu ay içerisinde bulunan mübarek gece, mü'minin hayatındaki mutad gün ve geceler arasında, fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir. Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde ALLAH Teâlâ'nın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mutlu olacak; kötü ise pişmanlık duyarak mahcub olacaktır. Ancak bu mahcubiyetin orada faydası da olmayacaktır.

Önümüzdeki şaban ayı içerisinde gündelik hayatın tek düzeliğinden ve sıradanlığından bizleri alıp, kendi hususi atmosferine götüren bu güzel ve özel günleri ardarda yaşayacağız. Güzel ülkemizin insanları, kandil, Ramazan ve Bayram gibi bu hususi zamanları, sosyal barışın ve sükunetin bir vesilesi sayarak karşılıklı sevgi ve hoşgörüyle karşılayıp uğurlayacak, kendi inanç ve değerlerini yaşama ve yaşatmayı, bizzat yaşayarak öğreneceklerdir. Hayatımızda adeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesile olan mübarek bu ay ve Berat kandili dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; Yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi de güçlendirmemiz için son derece değerIi fırsatlardır. İşte idrak ettiğimiz mübarek şaban ayı, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize, gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır.*