Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Bildirgeç bayramı!

Bildirgeç bayramı!

Ömrümüz birilerine destek bildirileri okumakla geçti...
Kimlere destek verilmedi ki? Tek tük masumlara ve fakat çoğunlukla azgın ve sapkınlara!
Mesela iyi hatırladığım biri, Sivas olayları sırasında tahrikçiliği sabit olan, ama bunun için hiçbir zaman mahkemeye çağrılmayan Aziz Nesin’e verilen destekti.
Aziz Nesin ve mümasili, millete ana avrat düz gidebilir. Nasıl olsa millet aptal olduğu için bunu yer. Ya yemezse? Böyle bir ihtimale ihtimal yoktur!
Biz eskiden tümüyle böyle bildirileri “okuyanlar” tarafındaydık.
Geçenlerde bir bildiri gördüm, biz değilse de bizimle daha önce saf tutan bazıları tarafından da imzalanmış. Yani imzalayan tarafa terfi etmişler.
Osman Baydemir’le aynı bildiriye imza atmak...
Atanlara mübarek olsun! O küfürbazların küfürlerine “Ya Rabbi şükür” demek! Afiyet olsun!
Eh az biraz biz de bu ülkede yaşıyoruz. İmza atan 200 kişiden fazla isimin onda birini bile tanımıyoruz.
Demek ki, bunlar gün yüzüne çıkmamış “aydın”lar! “Aydın”lıkları kendilerinden menkul. (Acaba “kripto aydın” desem, alınırlar mı?)
Bayramoğlu hazretlerinin fikirlerini beğenmek zorunda değilim. Yanlış görmeye da hakkım var. Bu fikirleri neden savunduğu konusunda tereddütlerim olabilir. Bunu da söyleyebilirim.
Hayır, söyleyemem!
Belki şöyle söylüyor olabilirim: “Hazreti Bayramoğlu, Ermeni olmadığı için Ermeni tezlerini destekliyor!”
Bir zamanlar, yani 28 Şubat’ta sütre gerisinde gazetecilik yapan, her biri bir apoletli bulup işini yürütmeye çalışan bazıları Vakit/Akit’in o zamanki metin duruşundan rahatsızlıklarını böylece açığa vurmuş olabilirler mi? Çünkü bu zevata, “Bakın Vakit dik duruyor siz neden eğilip bükülüyorsunuz?” sorusu çok sık soruluyordu o zamanlar.
28 Şubat sürecinde Vakit/Akit, Ergenekon otoritelerinin tasallutuna, taarruzuna maruz kaldı.
Bunda şüphe yok.
Bu kahramanlar o zaman neredeydi? Basının sesinin susturulması konusunda neden suskun kaldılar?
Ergenekon operasyonları ile yapılan linçleri neden görmezden geldiler?
312 general davası için neden kıllarını kıpırdatmadılar?
Bildiri edebiyatı neden bazı kişiler ve kesimlerle sınırlıdır?
Hâlâ da öyle değil mi?
Salih Mirzabeyoğlu için bu baylar ve bayanlar hiç kıllarını kıpırdatırlar mı?
Kapılarına gitsek, bir imza atarlar mı?
Onlar ayrımcılık yapmazlar. Onlara yapılan ayrımcılıktır!
Bir bildiri okudum, olanı biteni anladım!
İktidara yakın basının devşirme elemanlarla kendini güçlü göstermeye ihtiyacı var. Bu ihtiyaç on yıldır bir türlü giderilemiyor. Buna rağmen Mehmet Altan gibileri dayanılmaz hale geliyor ve yol görünüyor.
Bayramoğlu bir fenomen. Gazetesinin yazarlarından biri, bugün hür olmamızın onun mücadelesinin eseri olduğunu söylüyor neredeyse!
Gelin eğri oturup doğru konuşalım. Biz devşirmeyi oldu bitti severiz! Başımıza tac ederiz! Sağda solda, onlarla övünürüz. Kim bilir bu yazar, Bayramoğlu’nun yazdığı bir gazetede yazmaktan ne kadar övünme payı çıkarıyordur.
Eskiden dinimize, mukaddesatımıza, milliyetimize sövenler dışımızda idi. Onlarla mesafemizi korurduk.
Onları içimize aldık. Belki -etik icabı- bunu yapmazlar diye.
Fakat daha fazlasına maruz kaldık. Etik metik de neymiş!
Evet, bu bildirideki bazı imzalar bir zihniyetin nasıl bir çürüme içinde olduğunu ayan beyan ortaya koyuyor.
Bunlar, değişmez imza kampanyacılarının devşirmeleri. Bakalım kendi devşirmelerinin yaptığını onlar başarabilecek mi?
Yeni bildiriler bekliyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi