Ermenileri Türkler mi öldürdü, Kürtler mi?
Arkanda "silahlı güç" varsa kurduğun "örgüt"ün "illegal" olmasından korkmayacaksın! Çünkü "emniyet güçleri"nin de, "yargı"nın da, "yasalar"ın da, "siyasetçiler"in de, "medya"nın da gözünün içine baka baka faaliyette bulunabilirsin, bişeycikler olmaz!
İşte size, sırtını "PKK terör örgütü"ne yaslayan ve "örgüte siyasal meşruiyet zemini hazırlamakla meşgul DTK" örneği. Yasal dayanağı olmadığı, üstelik açıkça bölücü faaliyette bulunduğu halde hiçbir şey olmuyor. "Özerklik" ilan ediyor da kılına dokunan yok. En küçük bir "İslami çalışma"nın "en ağır yaptırımlar"la karşılandığı ülkede, bu durumu anlamlandırmak için ilk paragraftakinden başka hangi ifadeleri kullanabiliriz, bilemiyorum.
Şimdi öğreniyoruz ki, işte bu illegal DTK'nın Nisan 2012'de Diyarbakır'da düzenlediği "etkinlik"te, "Türkiye'de Kürt ve Ermenilere yönelik olarak 1915'ten bu yana katliam yapıldığı" ileri sürülmüş.
1915'te Osmanlı'ya başkaldırarak Anadolu'da yaşayan Türk unsurunun can, mal ve namusuna saldıran Ermeni çetelerine karşı yürütülen "operasyon"lar "katliam" boyutuna ulaşmış mıdır? Başbakan'ın, buna "manipülatör"lerin "politik söylemler"iyle değil, "tarihçiler"in "belge"ye ve "bilgi"ye dayanan araştırmalarıyla karar verilmesi teklifine olumlu yaklaşan olmadı. Neden? Çünkü eğer işin aslının ne olduğuna tarihçiler karar verecekse, Türkiye üzerindeki çıkarlarını gerçekleştirmek için "mazlum Ermeni" edebiyatıyla "kaos ortamı" oluşturmayı ve "uluslararası şer güçleri"ni Türkiye'nin başına üşüştürmeyi ilke edinmiş "çıkar çevreleri"nin kozları ellerinden alınmış olacak da ondan!
Ermeni katliamı yapılmış mıdır, yoksa operasyonlardaki normal ölümler mi abartılıyor, burası Başbakan'ın tabiriyle tarihçilerin işi. Ancak şimdi, DTK toplantısıyla oluşturulmaya başlanan "yeni söylem"e dikkat çekmek ve işin esasına bakmak icabediyor. Çünkü "insan hakları"nı savunduğunu düşünen ve "suret-i hak"tan gözükenler, "bölünme"ye yol açacak ne varsa onun "altyapı"sını oluşturacak söylemleri kurguluyorlar. İşte, "Türkler'in, 1915'ten beri Kürtleri ve Ermenileri katlettiği" söylemi bunlardan biri.
Ben, "operasyonel ölümler"in ötesine geçen, "katliam boyutu"na varan ölümlerin yaşandığına inanmıyorum. Ama, eğer 1915'te Ermeniler'e karşı bir katliam yapılmışsa, bunu Türkler'in değil, Kürtler'in yapmış olması daha kuvvetli bir ihtimal. Haydi, tarihi duruma bakalım.
1915 ve sonrasında Doğu Anadolu'da Ermeni çetelerinin saldırılarına karşı yürütülen operasyonları yapan askeri güç, bilindiği gibi "Hamidiye Hafif Süvari Alayları." Bu alayların yapısına baktığımızda, ne demek istediğimiz daha net anlaşılacaktır.
Hamidiye Hafif Süvari Alayları, Ermeni Hınçak ve Taşnak örgütlerinin Osmanlı Devleti sınırları içinde "terör ve katliam eylemleri"ni hızlandırması üzerine 1891'de kurulur. Alayların omurgasını doğudaki Kürt aşiretler teşkil etmiştir. 1896'da Erzincan, Tunceli, Erzurum, Diyarbakır, Van, Malazgirt, Urfa ve doğuda daha birçok yerde Hamidiye Hafif Süvari Alayı meydana getirilir.
M.S. Lazarev, "Hayal Olan Kürdistan ve Kürt Sorunu" isimli kitabında Hamidiye Alayları'nın kuruluş gerekçesini şöyle açıklar: "Hıristiyan ulusal azınlıkların, özellikle de Ermenilerin yükselen özgürlük hareketlerine karşı kullanmak amacıyla kuruldu."
1891'de çıkarılan elli üç maddelik nizamnâmede Hamîdiye Süvârî Alayları'nın Kürt ve Arab aşiretlerinden kurulduğu açıkça ifade edilmiştir. Hatta, alayların subayları da İstanbul'da askeri eğitim görmüş aşiret çocuklarından oluşacaktır.
Ancak Ruslara yönelik olarak oluşturulan Hamidiye Alaylarının, amacına uygun faaliyette bulunmadığı da olur. Zaman zaman Ermeni ve Alevi köylerine baskınlar düzenleyip çapulculuk yaptıkları görülür. Üstelik, Kürt ağalarının ve aşiret reislerinin çocuklarının eğitildiği İstanbul'daki "Aşiret Mektebi"nde ve Hamidiye Alaylarında "Kürt milliyetçiliği" filizlenir ve örgütlenmeye başlar.
Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi'nde şunları yazıyor: Hamidiye Alayları vasıtasıyla Kürtlerin Ermenilere karşı kullanılmasıyla hem Türk askeri birlikleri gerilla savaşında yıpratılmadı, hem de Kürtlerin kendilerinin Ermenilere karşı silahlandırılması yönündeki bitip tükenmek bilmeyen talepleri yerine getirilmiş oldu.
Bu tarihi bilgilerden şunu anlıyoruz: Doğuda Ermeniler'e karşı yapılan operasyonları yürüten birlik, Türklerden müteşekkil Osmanlı Devlet Ordusu değil, yine Devletin örgütlediği, ama Kürtlerin teşkil ettiği Hamidiye Alayları'dır. Yani Ermeniler'i katlettiği iddia edilen Hamidiye Alayları, ağırlıklı olarak Kürtlerden teşkil edilmiş. Bu durumda, eğer bir Ermeni katliamı varsa, bunu yapanlar Türkler değil de Kürtler olmuyor mu?
Birbirini öldüren Kürtleri ve Ermenileri bir araya getirip, her ikisinin de Türkler tarafından öldürüldüğünü iddia etmenin ardında neler var? Suret-i haktan gözükerek, sanki Ermenilerle Kürtler, 1915'ten bu yana Türkler tarafından katlediliyormuş gibi yeni bir manipülasyonun körüklenmesinin sebebini iyi araştırmak lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.