Erdoğan sonrası
Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı ve Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Halkın Sesi Partisi genel başkanı sayın Numan Kurtulmuş'u teşkilatıyla birlikte partisine katılmaya davet etmesini Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye ve AK Parti gerçekleriyle birlikte değerlendirmek gerektiği kanaatindeyiz.
Şu an Tayyip Beyin önündeki en çetin problem, tek başına ne bölücü örgüt netamesi ve ne de Suriye çıkmazıdır. Problemlerin problemi, istikrarı sürekli kılabilmektir. İki asırdan bu yana çok büyük bir talihi yakaladık. Dünyanın takdirini, komşularımızın hayranlığını kazanan şu günkü hâlin devam etmesi şarttır.
Soru şudur, bugünkü huzur, gelişme, kalkınma, büyüme Tayyip Erdoğan'dan sonra da devam edebilecek midir? Bu büyük gelişme, bir kişi veya bir partiye bağlı kalırsa arzu edilen hedefe varılması tehlikeye düşer.
O hedefe varmak iki noktaya bağlı:
İlki, sayın Başbakan'ın Çankaya'ya çıkmasından sonra partinin lider sıkıntısı yaşamaması ve ikinci olarak da kadroların heyecan ve hizmet niyetinden bir şey kaybetmeden partinin gelecek seçimleri kazanması. Tüzüğün bir maddesi yüzünden parti, tecrübe sahibi insanları bir kenara çekecek. Genel başkan dahil çok ciddi bir sayı, tekrar seçilememe keyfiyetiyle karşı karşıya. Biz, bu tüzükte ısrar edilmemesini daha evvel ifade etmiştik. Ne var ki Tayyip Erdoğan'ın bir kısım geçmiş dönem politikacılarındaki sabıkalar sebebiyle olsa gerek bu kararından caymayacağı görülmekte. Keza sayın Başbakanın Başkanlık sistemine geçilemedikten sonra Çankaya'ya çıkmasını da tasvip etmemiştik. Ama "buna hakkın yok!" demeye de hakkımız olamaz. Siyasette bu kadar zahmet yaşamış, ter dökmüş bir insanın devlet reisliği yapmak da anasının ak sütü gibi helaldir.
Şüphesiz ki Turgut Özal örneği hafızalarda canlı. Bundan dolayı Tayyip Erdoğan'ın şu gün o devasa iç ve dış problemlerden de daha zor işinin istikrarın sürekliliğini temin etmek olduğuna işaret etmekteyiz. Bir taraftan kendisi Çankaya'ya çıkacak, diğer taraftan partisi, tecrübe unsuru itibariyle kayba uğrayacak. Tayyip Bey, tam da bu takvimin arefesinde radikal bir karar aldı. Has Parti'nin şu gün için çok fazla gücünün olmadığı belli. Ne var ki Numan Kurtulmuş, Tayyip Erdoğan'ın iyi yetişmiş bir ocak arkadaşı. Gönül ve hedefler aynı. Parti içinden birini kendi yerine hazırlamaktansa böyle bir tercihe yönelmiş görünüyor.
Bu tercihin sancı ve sarsıntıları olabilir. Fakat Recep Tayyip Erdoğan liderdir.
En mümeyyiz tarafı ise insan seçebilme vasfıdır. Çankaya'ya çıkmadan evvel partisine eksiksiz hakimken kendi yerine yine liderlik, hitabet ve fikir üretme kabiliyeti bulunan eski bir yol arkadaşını getiriyor.
Bu bir risk midir?
Şüphesiz.
Ancak, unutulmasın ki lider, aynı zamanda risk alabilendir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.