Ramazanda hepimiz samimiyet testinden geçiyoruz
Ve on bir ayın sultanı Ramazan hepimizi şefkati ile kucaklayıverdi. Sanki bir günde Türkiyeye sihirli bir değnek değdi ve hayatımız yeni bir mecrada akmaya başladı. Belediyeler, yardım kuruluşları, dernekler, vakıflar ve esnaf birlikleri başta olmak üzere tüm hayırseverler Ramazanın bizlere yüklediği sorumluluk bilincini yerine getirmek için adeta bir yarışa giriyorlar. Bu yarışa her yıl yeni bir kategori ekleniyor. Balkanlardan Türki cumhuriyetlere, Asyadan Afrikaya, Türkiyeyi aşan evrensel bir Ramazan seferberliği, tabii ardından Kurban Bayramı hazırlıkları da devreye girecek. İstanbuldaki AK Parti teşkilatları ve bu partinin mensubu belediyeler Ramazanda teyakkuz halindeler. Artık İstanbul sınırlarının dışına çıkılıyor. İstanbul AK Parti İl Teşkilatı başlattığı sokak iftarlarını Trakyaya taşıma kararı alarak Çanakkale, Tekirdağ ve Edirneye doğru yola çıktı. Tam bir Çanakkale ruhu ile Rumeli kucaklanacak. CHPli belediyelerde ise sükûnet hakim. Ramazan başta olmak üzere dini ibadetlere; namaza, oruca, sadakaya, zekâta nasıl baktıklarını artık tarif etmiyoruz, zira onların kurumsal olarak dine ve dindarlara, camilere soğuk baktıkları şekil CHPde görüldüğü gibi biliniyor. Nitekim CHPnin yüreği yanık Anadolunun bağrından kopup gelmiş üyesi Savcı Sayan, bu hilkat garibesi durumu katıldığı bir televizyon programında yana yakıla dile getiriyor ve CHPnin neden bu iftar yarışında olmadığını sorguluyor. Eminim Sayın Savcı Sayan CHPnin başında olsa bu parti kendi değerlerimizle hemhal olup, iktidara doğru yürüyebilir.
Baksanıza Kuran-ı Kerimin ve siyerin seçmeli ders olarak okullara konulmasını içine sindiremeyen ve kürtajı onaylayan bir müftü, eski Üsküdar Müftüsü İhsan Özkes, yeniden CHP Parti Meclisine alınarak ödüllendiriliyor. Böyle bir CHPden ne köy olur, ne kasaba. Olsa olsa üçüncü el çıkma bir araba olur ki, o da her seçimde patinaj yapmaktan kurtulamaz. Şimdi geliyoruz medyamızın Ramazanla samimiyet testine. O bildiğimiz gazeteler ve televizyonlar melanetlerine aynen devam ediyorlar. Bu arada Kuran-ı Kerim dağıtmaya da devam. Keşke bu riyakârlığı yapmasalar. Zira aynı gazeteler çıplak kadın ticaretinde de frene basmıyorlar. Hem de yandaş medya ile paydaş medya aynı kulvarda yürüyerek. Ramazan arefesinde bira reklamı yayınlamakta bir beis görmeyen Sabah gazetesi ikinci bombayı da Ramazanın ilk günü mayo reklamı yayınlayarak patlatıyor. Burada kulaklara küpe olacak bir olayı nakletmek isterim. O devrin en büyük gazetelerinden Tercüman, yanılmıyorsam bir bira firmasının reklamını Ramazanda yayınlamış ve çok büyük tepki almıştı. Takriben 5000 kişilik bir okuyucu kitlesi gazetenin Topkapıdaki idarehanesine yürüyüp siyah çelenk bırakmış ve tepkilerini dile getirmişti. Tercümanın bu olaydan sonra süratle tiraj kaybettiği ve iflasın eşiğine geldiği söylenir. İşin ilginç yanı sağ tandanslı Tercümanın yayınlamakta beis görmediği reklamı Hürriyet ve Milliyet bile Ramazanda okuyucularımız incinir diye yayınlanmayı reddetmişlerdi.
Bugün maşallah yandaş medyamızın da artık bir adım öne geçerek rakı, şarap, viski, votka, bira reklamları yayınladığını ve Ramazanın birinci günü bile mayo reklamı yayınlayacak kadar ilerici ve çağdaş olduklarını görüyoruz.
Sayın Kadir Topbaş, İSKİyi PİS-Kİ olmaktan kurtarınız
Recep Tayyip Erdoğan İstanbula Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş, Nurettin Sözenin pisliklerini temizlemekle meşgul. Tam kadro belediyenin 5 yıldır birikmiş olan sorunlarına odaklanıyorlar.
Benim yayın yönetmenliğini yaptığım Üsküdar FMde program yapan Mustafa Fenerimiz de İSKİde göreve getiriliyor. Bütünün parçalarından biri yani seçimin hemen ertesinde ise mübarek Kurban Bayramı var. Biliyorsunuz suya her zaman ihtiyaç vardır, ama Kurban Bayramında, iki kere ihtiyaç var, kurban temizliğinde su şart. Ve Erdoğan, bir duyuru yaparak Kurban Bayramında hiç su kesintisi olmayacağını ilan ediyor.
Bizim Mustafa Fener de İSKİde güvenilir bir adam olarak arıza bölümünün başına getirilmiş, bütün su şikayetlerine bizzat bakıyor. Bayramın ilk günü Zeytinburnundan belli bir mahalleden şikâyet telefonları yağmakta. Arayanların en hafifi bile küfretmektedir:
- Ulan gâvur musunuz, Kurban Bayramında da su kesilir mi, insafsızlar!
Bizim Fener, arabaya atladığı gibi şikâyet bölgesi mahalleye gider, yanında da ustaları. Burada bir açıklama yapmalıyım. Mahallelerde su kesme işini yapan galiba adına meydancı denilen görevliler olurmuş. O mahallenin meydancısını bir kahvehanede tüm mahallenin sularını kesmiş ve okey oynarken bulurlar. Zat-ı muhterem CHPli olduğu için millet Erdoğana küfretsin diye mahallenin sularını kesmiştir. Bu alçak defteri dürülerek cezalandırılır ve İSKİden kovulur. Geliyoruz bugünlere. Kadir Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve İSKİde onarım işleri özelleştirilmiş, olmaz olaydı. Bizim Akit gazetesinin basıldığı matbaanın önünde sık sık boru patlamakta ve İSKİ arıza ekibi günler süren bir telefon trafiğinden ve en az 200-300 ton su hebayı mensura sokaklara aktıktan ve görevli arkadaşlarımız İSKİcilerin kayıtsızlığından kanser olduktan sonra geliyorlar. İstanbulda Sözen yok, şimdi kimi kime şikâyet edeceğiz? Biz medya mensubu olarak feryadımızı duyuramıyorsak vay vatandaşın haline. Sayın Kadir Topbaş, şehremini sizsiniz, sitemimiz size. Lütfen İSKİnin adını PİS-Kİ