Fiili bölünmenin bir öncesi mi?
ABDnin Irakı işgalinin ardından merkezi Irak otoritesinin Kuzey Iraktan çekilmesi, Türkiyenin de tanıdığı Kürt Özerk Yönetimini ortaya çıkardı. Şimdi bu özerk yönetim bağımsızlık ilan etmeye hazırlanıyor.
Suriye halkının özgürlük taleplerine kulak tıkayan ve kansız değişime direnen Alevi-Nusayri Esed yönetimi, zulme isyan eden halkına destek veren Türkiyeye misilleme olsun diye Suriye-Türkiye sınırına PKK teröristlerini yerleştirdi. Bugün merkezi Suriye otoritesi Kürtlerin yaşadığı bölgelerden çekildi; Suriye Kürtleri PKKnın organizatörlüğünde silahlı birlikler kurarak fiilen yaşadıkları kentlerin yönetimini devraldı. Şimdi Esedin, Lazkiye Alevi Devletini kuracağına dair senaryolar konuşuluyor. Görünen o ki, Suriyenin geri kalan kısmını bekleyen akıbet şu: Tam Türkiye sınırında Kürt Özerk Yönetimi palazlandırılacak, kalan kısmı Sünni Arap Devletine bırakılacak.
Şimdi sıkı durun, Irak ve Suriyede yükselen Kürt Özerk Yönetimlerinin, tam bitişiğinde, Türkiyenin güneydoğusunda ayrılık için terör estiren PKKnın elini güçlendirerek Kürt Özerk Yönetiminin kurulması, bu iki örneğe bakarak iştahlanan ayrılıkçıların önüne servis edileceğe benziyor. Zira rejim ve sistem ıslahı yapmadan merkezi Türkiye otoritesini zayıflatarak uluslararası şer güçlerinin oyunlarına -bilerek veya bilmeyerek- destek veren, kapı aralayan, yol açan, alet olan... girişimlere şahit oluyoruz.
Bunun son örneği AKPli milletvekillerinin hazırladığı yerel yönetimde reform isteyen rapor... Rapora göre, Türkiyenin idari yapısının bir nevi eyalet sistemine benzetilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilerek mahalli otoritelerin ihdas edilmesi öngörülüyor. Bu sistemde otorite sahası içindeki doktor ve öğretmen ataması yetkisi yerel yönetimin. Yerel yönetim vergi-harç toplayabilecek. İl genel meclisi ve ilçe belediyeleri kaldırılarak her il tek bir belediye altında toplanacak. (Herhalde ildeki diğer belediye birimleri ana belediyenin şubeleri olacak.) Her il tek bir belediye başkanı ve tek bir yerel meclis tarafından temsil edilecek. Bayındırlık, spor, turizm gibi birçok hizmet yerel yönetimlere devredilecek. Merkezi yönetim yerel yöneticiyi görevden alamayacak. Yetkileri kısıtlanamayan yerel yönetim, hem kendi vergisini toplayacak, hem de merkezi bütçeden alacağı pay bugünkünün iki katına çıkarılarak yerel devletçike merkezi destek verilecek.
Bu teklifin adeta yerel devletçikler ihdas edeceği gün gibi ortada. Örnek verelim. Teklife göre, mesela bir il veya ilçede işe alınan bir öğretmen, doktor veya sağlık görevlisi, başka bir ile gitmeyi düşündüğünde, gitme talebiyle bonservisi kendisine takdim edilip işine son verilecek. Gittiği ilde işe alınmasıyla ilgili devletin hiçbir sorumluluğu olmayacak. Bu uygulama her ilin ayrı bir devletçik olması değil de nedir? Yani yerel devletçiği terk edersen işinden olacaksın. Peki, gittiği il başka bir devlete mi ait? Teklifin fiili cevabı evet değil de ne peki? (Not: Amerikan sistemi bize örnek olamaz.)
İdari sistemin merkeziyetçilikten adem-i merkeziyetçi yapıya dönüştürülmesi, diktatörlüke sapılmaması bakımından elbette gerekli. Ancak Türkiye gibi hassas bir zemine oturan ülkeler için bu hususta atılması gereken başka bazı öncelikli adımlar olsa gerek. Nedir bu adımlar?
1. Evvela rejim meselesinin çözümlenmesi lazım. Ana sorun: Kemalist Milliyetçilik tabir edilen dayatmacı idieolojiye göre zorla üretilmiş sosyal yapının toplumu özünden koparan niteliklerinden vazgeçilerek asli kimlik ve kişilik değerlerine dönülmesinin yolları açılacak mı? Dindar toplumun Laiklikle zapturapt altına alınması uygulamasına son verilecek mi? Toplumsal kümeleri bir arada tutan unsur ne olacak?
2. Kürt-PKK-Terör Sorununu çözmeden uygulanacak adem-i merkeziyetçi yapı fiili bölünmenin ta kendisi olacak; yasal bölünmenin kapılarını ardına kadar açacaktır. Bugünkü merkeziyetçi yapıda bile mesela Güneydoğudaki Belediye gelirlerinin, ihalelerin ve yerel yönetim faaliyetlerinden kazanılan paraların terör örgütüne gittiğine dair ciddi iddialar varken; yerel parlamentosu, yerel idari yapısı, kendi kadrolarını kendisi atayan yarı devletçiklerin oluşturduğu bir adem-i merkeziyetçi yapı, kısa süre içinde fiilen önce federasyon, sonra konfederasyon görünümünü alacak ve süreç, bölünmenin yasal zeminini de hazırlamış olacaktır. Yine bu yapı, terör örgütünün finans kaynaklarını resmileştirip çeşitlilendirecek; paralel devlet yapılanması olan KCKnın idari, siyasi, sosyal, iktisadi, hatta güvenlik ve benzeri alanlarda kadrolaşmasını getirecektir.
Fiili bölünmenin bir öncesi basiret bağlanmasıdır. Hâlâ tek çözümün İslamda olduğunu görmemekte inat niye?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.