Yargıtayın cemevi kararının öteki anlamı
Tüzüğünde yer alan Alevi inanç ve ibadet merkezi olan cemevlerini yapmak ve yaptırmak, imar planlarında ibadet merkezi olarak ayrılan alanlarda Alevi yurttaşların yaşadığı yerlerde cemevi inşası için girişimde bulunmak ibaresinden dolayı, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneğinin kapatılması için Ankara Valiliği İl Dernekler Müdürlüğünün müracaatı üzerine açılan davanın temyiz aşamasında, Yargıtay, cami ve mescid dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına karar verdi.
Kararın zahiri belli. Ancak bir de öteki anlamı var, ki burada buna dikkat çekmek istiyorum.
1- Neyin İslamdan olduğuna kim karar verecek?
Yargıtayın, kararını verirken Aleviler Müslümandırı esas aldığı, Alevi inanç esaslarının ve ritüellerinin İslamdan olduğuna karar verdiği görülüyor. Gerçekten Alevilik bir din mi, yoksa İslamda bir mezheb ya da tarikat mı? İslamın ne olduğuna ve neyin İslamdan olduğuna Laik Hukuk sisteminin, Laik Yargının karar vermesi, belirleyici olması kabul edilebilir bir şey değildir. Zira İslamın ana kaynakları Kuran ve Sünnet yaşıyor; bu iki ölçeğe vurduğumuzda kimin ne olduğu ortaya çıkacaktır.
2- Müslümanın ibadet yeri neresidir?
Müslüman için ibadet yeri sadece cami ve mescidden ibaret değildir; bütün yeryüzü mesciddir. Nitekim Rasulullah; Yer(yüzü) bana .... mescid kılındı (Sahih-i Müslim) buyuruyor. Cumhuriyet kurulduktan sonra imha edilen kültürümüzde, belirli yerlerde Namazgâhların ayrıldığını görürüz. Devrimlerin yasakladığı Tekkeler ve Zaviyeler de içinde ibadet edilen mekânlardı. Bir Müslüman, herhangi bir binayı, odayı, evinin bir köşesini, bahçesini ibadet yeri yapabilir. Hatta bir parkta, sokağın uygun bir köşesinde, yol kenarında, bağda-bahçede, işyerinde vs. de ibadet edebilir. Hal böyle iken, Laik sistem tarafından istimlak edilmiş cami ve mescidlerden başka ibadethane olamayacağına, yine laik hukuk tarafından karar verilmesi, en büyük hak ve özgürlük ihlali olmaz mı? Bu kapsamda düşündüğümüzde, cemevleri neden ibadethane olmasın? Cemevlerinde icra edilen ritüelin ibadet olup olmadığı tartışılabilir; ancak bu, Yargıtayı ilgilendirmez. Çünkü eğer Aleviler Müslümanız diyorlarsa, Kuran ve Sünnete bakılır, yaptıkları ritüelin İslami manada ibadet olup olmadığına karar verilir.
3- Bir inanç sahibi için nerenin ibadet yeri olduğuna kim karar verir?
Laik-dinsiz hukuk sisteminin en üst kurumlarından Yargıtayın, rejimin hayat hakkı tanımadığı bir inanç için ibadet yeri belirlediği görülüyor. Bu nokta çok önemli: Nasıl oluyor da laik sistemin laik yargı kurumu bütün yeryüzünü mescid sayan bir dinin mensupları için ibadet yeri tahsis ederek ibadeti sınırlayabiliyor, cami ve mescid dışında ibadethane olmaza karar vererek kısıtlama yapabiliyor? Oysa İslama göre ibadet, sadece namaz ya da birtakım tapınma ritüellerinden ibaret de değil ki. Bütün bir hayat ibadettir ve bu yüzden de hayat, İslama göre yaşanmalıdır. Dini kısıtlayan yargı, ibadeti de belli mekânlara hapsediyorsa, bu, inanç ve ibadet özgürlüğüne doğrudan müdahale anlamına gelmez mi?
Yani Yargıtayın bu kararı şu anlama geliyor: Bir inanç grubu için ibadet yerinin neresi olduğuna laik rejim karar verir. İşte dikkat çekmek istediğim bu. Laik-dinsiz bir devlet, herhangi bir din ve inanç sahibi için ibadet yeri belirleme hak ve yetkisini nereden alıyor? Eğer inanç sahiplerinin ibadet yerlerine, inanca göre belirlenmemiş hukuk sistemlerinin ve yargı kararlarının müdahil olmasına razı olursak, ilkeli ve onurlu bir duruş sergilemiş olmayız diye düşünüyorum. Bu müdahale karşısında susarsak, aynını kendi sırtımıza da yüklenmiş oluruz kanaatindeyim.
Aleviler Müslüman değil de ayrı bir Alevi Dini varsa ve bu dinin mensupları bizim için ibadethane cemevidir diyorsa, buna karşı yok, senin ibadethanen cami ya da mesciddir demek de doğru değil ve bu, inanç ve ibadet hürriyetiyle bağdaşmaz. Ne demek cami ve mescidlerden başka ibadet yeri olmaz? Bu mantık, Yahudiyi de, Hıristiyanı da, Budisti de vs. camiye-mescide icbar etme anlamına gelmez mi?
Yapılan ritüelin İslama uygun olup olmadığı konusu başka; ancak eğer Aleviler kendileri için cemevini ibadethane olarak belirlemişse, bundan kime ne? Bir inanç grubu için ibadethane belirleme hakkının gasbedilmesine göz yummak vicdani olur mu?
Hangi inançtan olursa olsun, laik hukukun inanana ibadethane belirlemesine itiraz edilmesi gerekmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.