Mâbedli AVM
Washington, DC'nin en büyük alışveriş merkezlerinden birindeydi. Ama namaz vaktinin tehlikeye girmesi gezinin keyfini kaçırıyordu. Bir Amerikan şehrindeki AVM'de haliyle mescid yoktu. Bu sebeple önümüzdeki mağazaya girdim, yanımdaki seccadeyi bir kenara serip namazımı eda ettim. Bize kimse "kimden izin aldın da burada ibadet yapıyorsun, yasak, yerimizi kullanmaya ne hakkın var!" veya benzer sözlerle bir tacizde bulunmadı. Kameralar tabiî ki devredeydi. Mağaza yöneticileri ve tezgâhtarlar da faal bir şekilde çalışıyorlardı.
Bu mağazanın ismi Macy's idi...
Ne tesadüftür ki bizim, bu kolaylığı gördüğümüz günlerde İstanbul'da bir meşhur markanın iş yerinde namaz kılan bir vatandaşın hırpalandığı haberini üzüntüyle okumuştuk.
Nitekim geçen hafta da Kozyatağı'ndaki bir süpermarket zincir mağazasında başı örtülü bir eleman, bahçedeki standdan zorla dışarı çıkartıldı. Halbuki stand sahibi Kızılay, bu işletmeyle anlaşma yapmış. Buna rağmen böyle bir kabalık görülmüştü. Kızılay, çok sert bir açıklamayla bu tasarrufa cevap verdi.
Bizdeki AVM, süpermarket ve benzeri yerlerde ibadet bugün bile problemdir. Türkiye'de ticari hayat, inanç sahipleri hesaba katılmadan veya bize uysunlar anlayışıyla veya onlar yok sayılarak yahut psikolojik korkunun tesiriyle tanzim edilmiştir. Bu yüzden bu merkezlerde mescid yoktur. Halbuki her gün on binlerce mü'min ve mü'mine oralara para bırakmaktadır. Bu insanların hatırı olmasa dahi paralarının hatırı var.
Hiç mi olumlu gelişme yok? Var. Artık çok seyrek de olsa AVM'lerde namaz kılınacak yerler görmekteyiz. Fakat isminden büyüklüğüne kadar hâlâ yerine oturması gereken meseleler bulunmakta. Bazılarında 'Pray room', bazılarında 'dua odası', bazılarında 'mescit' yazılı. Bunun doğrusu, Türkçe, Arapça ve İngilizceyle işaret levhalarıyla kapıya Mescid-Pray room yazmaktır. Daha önemlisi ise şudur, bir AVM'de ibadethane açılırken ihtiyaca cevap verecek şekilde kadın ve erkek mescidleri yapılmalıdır. Ayrıca tabiî ki abdest alınacak yerler de gerekmekte.
Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı, bu meseleye el attı.
Sevindirici olan şudur:
Diyanet, artık orman haftası, trafik haftası kutlamak zorunda bırakılan bir teşkilat değil. Diyanet Başkanlığı, AVM ve dinlenme tesisi idarecilerini işletmelerinde Müslümanların ibadethane ihtiyaçlarına cevap vermeleri çağrısı yapmakta.
Vatandaş da bu talebe destek vermeli. Para bıraktığı yerden kendisine saygı beklemek hakkıdır.
Sosyal huzur alt-üst edilince bir asırda zor düzeliyor.
Yirmi sene evvelki o gazete haberi bugün de aklımızda...
Haber şöyleydi:
"Havaalanına mescit açıldı!"
Hayır, bu bir inanç müjdesi değil, bir tek parti zihniyetiydi.
Bugün havaalanında mescid diye bir meselemiz var mı?
AVM'sinde, okulunda, kışlasında ibadet merkezi mevcut olan devlet, demokratiktir, insan hakları orada yaşamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.