Bu İş Kimin İşine Gelir?
5 Ağustos Pazar akşamı Rafahın Mısır tarafında Gazze sınırına ve İsrail olarak tanımlanan 1948de işgal edilmiş topraklarla Mısır arasındaki geçiş kapılarından Kerem Ebu Salim (Kerem Şalom) kapısına yakın yerlerde iki noktaya tam iftar vaktinde saldırı düzenlendi. Suriyede Baas diktasının yüzlerce savunmasız insanı katletmeyi gündelik hale getirdiği bir dönemde böyle bir saldırı, arka planda duranlar açısından çok da zor değildi. Ondan önce de Mısır Cumhurbaşkanının işgal devleti cumhurbaşkanının tebrik mesajına cevap yazdığı tartışması olmuştu. Türkiyede bazı haber sitelerinin tartışmayı işgalcilerin ağzından veren yorumları günlerce vitrinde tutmaları da dikkatimizi çekmişti. Kısacası Mısırda yeni sistemde taşların yerine oturması için kullanılan yola mayınlar döşendiği, çukurlar kazıldığı ve engeller çıkarıldığı görülüyor. O yüzden biz de Allah izin verirse bu haftaki yazılarımızda Mısırdaki son gelişmelerin tahlilini yapmaya çalışacağız.
Daha önce muhtelif gelişmelerle ilgili değerlendirmelerimizde vurguladığımız bir husus vardı ki bu, hukukta suçluyu ortaya çıkarma stratejisinin prensiplerindendir. Faili meçhul bir cinayetin aydınlatılabilmesi için önce maktûlün düşmanlarının kimler olduğuna, kimlerle sorunu olduğuna bakılır. Sinadaki saldırıda hedef alınanlar Mısırın sınır güvenliği sorumluları. Yani belli bir otoriteyi ve gücü temsil ediyorlar. Dolayısıyla onları hedef alanlar şahıslarını değil temsil ettikleri gücü ve otoriteyi hedef almışlardır. O da Mısırda Firavun diktasının devrilmesinden sonra oluşan yeni otorite ve onun organize ettiği güçtür.
Bu otorite ve gücün Filistinle bir meselesinin olması mümkün değil. Çünkü onun iş başına gelmesi her yönden Filistinin lehine oldu. En başta Baas diktasının kendisine destek bildirileri yayınlamaları için sıkıştırması sebebiyle bu ülkeden çıkmak zorunda kalan Filistinli liderlere kucak açtı. Dr. Muhammed Mursinin cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra Gazzeye uygulanan ambargonun hafifletilmesi için Rafah sınır kapısının düzenli kullanılmasına imkân tanındı. Yine Gazzenin elektrik sorununun giderilmesi için bölgenin termik santraline verilen mazot miktarı artırıldı ve santral geceleri tam kapasite çalışmaya başladı. Başbakan İsmail Heniyye ve Hamas Siyasi Birim Başkanı Halid Meşal Mısırı ziyaret ederek ikili ilişkileri geliştirme konusunda büyük adımlar attılar. Filistin iç uzlaşması için Mısır daha aktif bir şekilde devreye girdi ve Filistin yararına daha birçok şey yapıldı. Bütün bunlar dar bir zamana sığdırıldı. Dar zamanda bu kadar olumlu faaliyet yapılması geniş zaman açısından büyük ümitlere vesile olmaz mı?
Peki, bütün bu gelişmelerden rahatsız olan kimdir? Elbette siyonist işgal devleti. Onun bazı yetkililerinin Mısırın yeni yönetimine izlediği politikadan dolayı yönelttiği tehditleri unutmuş değiliz. İşgal devletinin bu tehditlerini doğrudan saldırıyla gerçekleştirmesi ihtimalinin en azından mevcut şartlarda bulunmadığı, böyle bir şeye girişmesinin kendisine epey pahalıya mal olacağını tahmin edeceği biliniyordu. Ama siyonist işgalcilerin cephede göğüs göğüse çarpışma dışında daha birçok metodu ve stratejisi bulunduğunu onun 64 yıllık tarihinin ayrıntıları hakkında bilgi sahibi olanlar bilirler.
Mısırda dikta rejiminin devrilmesi sonucu iş başına gelen kadronun ikinci önemli düşmanı ise tabii ki eski rejimin adamlarıdır. Halkın fulûl: artıklar dediği bu kişilerin, korumakla yükümlü oldukları vatana ihanet ve bu vatanın düşmanlarıyla işbirliği dâhil her şeyi, her ameli kendilerine caiz gördükleri de biliniyor. Dolayısıyla yeni sistemin taşlarının yerine oturmasını engellemek için onun baş düşmanı siyonist işgalcilerle işbirliği içine girmeleri de zor değildir. Ne yazık ki iktidarı alan yeni kadro henüz gerek içeride ve gerekse ülkenin dışarıdaki resmî temsilciliklerinde bu artıkları tam olarak ayıklayabilmiş değil.
O yüzden farklı görüşlerden olan ama Sinadaki saldırılara biraz insaflıca yaklaşan yorumcuların üzerinde birleştikleri görüş olayın arkasında siyonist işgalcilerin ve eski rejimin adamlarının olması ihtimalinin en yüksek ihtimal olduğudur. Ayrıntıya dair bazı ince noktalara inşallah müteakip yazımızda yer vereceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.