Her sabah aynı hata!
Her sabah aynı hatayı yapıyorum. Kapıdan gazetelerimi alıyorum.
Salona bırakıyorum. Kendime bir fincan kahve pişiriyorum. Gelip ilk gazetenin birinci sayfasına bakıyorum. Püskürtüyorum kahveyi gazetenin üzerine.. Niye? Çünkü her sabah en üste Hürriyet gazetesi denk geliyor. Ya hu şu gazeteyi altlara bir yere koyalım, kahve bittikten sonra sıra gelsin demek yok.. Her sabah aynı gereksiz hareketi tekrarlıyorum.
DAKİKA 1 GOL 1
Dünkü Hürriyetin manşeti.. Halepte Esad güçlerine karşı savaşan El Kaideci (!) Türkler.. Vay anasını.. Kim vermiş bu bilgiyi Hürriyete? Adem Özköse.. Hiç kimsenin girmeye cesaret edemediği dönemde Suriyeye giren, orada tutuklanarak iki ay boyunca hücrede tutulan bir meslektaşımız.. Bugünlerde de Suriyede Türk gazeteci kaybolduğu için, herkes Ademin peşine düşmüş durumda.. Damdan düşenin halini damdan düşen bilir hesabı.. Ademe; Cüneyt Ünalın başına ne gelmiş olabilir? diye soruyorlar.. Anlaşılan o ki Hürriyet muhabiri de bu gündemle sözleşmiş Adem ile.. Sonra? Sonra ortaya, Ademin (röportajın tamamına bakıldığında anlaşılıyor ki) hiç söylemediği o El Kaideci Türk Savaşçılar başlığı çıkmış.. Ben püskürtmeyeyim de kim püskürtsün kahveyi Hürriyetin orta yerine..
DAKİKA 2 GOL 2
Birkaç sayfa daha çeviriyorum. Bu defa da Pop-Sosyolog Ertuğrul Bey çıkıyor karşıma.. Adaşı Ertuğrul Günayın, şehit cenazesinde bandoyu susturup tekbir istemesini eleştiriyor.. Niye? Çünkü bazı terör grupları kafa keserken de tekbir getiriyormuş. Hadi onu anladık. Terör gruplarını yani.. Fakat daha vahimi, Özgür Suriye Ordusunun da terörizm yaptığı gibi bir algıyı gizliden gizliye okurlarına pompalamaya çalışan ifadeler de saklı yazıda.. ...kendisine Özgür Suriye Ordusu diyen insanlara bakıyorum. Yakaladıkları insanları don paça bir duvarın kenarına götürüp basıyorlar kalaşnikoflarla mermileri. Hepsinin ağzında Allah-u Ekber nidası var.... Çoluk çocuk demeden katleden, minicik bebeklerin savunmasız yavruların bedenlerini delik-deşik eden zalim Esad rejiminin askerlerine, ya da Şebbiha denilen milis gücüne, Özgür Suriye Ordusunun nasıl davranması gerekiyordu? Neyse konumuz zaten bu değil. Kendince terör ya da şiddet organizasyonu olarak gördüğü kesimler Allah-u Ekber diyormuş. Dolayısıyla biz cenaze törenlerimizde, bando ile marş çalmalıymışız. Bu nasıl sakat bir bakış açısıdır.. O halde, aynı mantıkla, dünyanın en kirli ordularında da, cinayet şebekesi olarak çalışan, kendi halkını düşman gören, yurttaşına ateş açan ordularında da bando-mızıka, marş filan var.. O zaman onu da çalmayalım.. Ya da adı Ertuğrul olan bir terörist yakalanırsa maazallah, Ertuğrul Özköke de gazetede yazı yazdırmayalım..
SADECE DÜNKÜ HÜRRİYETE BAKIYORUZ
Zira bir önceki günkü sayısında Mehmet Yakup Yılmazın, İrana atfederek verdiği bir haberi, 4+4+4 ile nasıl ilişkilendirmeye çalıştığını, dindar mütedeyyin insanları nasıl sapık gibi göstermeye gayret ettiğini hiç yazmayacağım. O bir gün önceki Hürriyette kaldı çünkü.. Ben sadece dünkü Hürriyetten örnek veriyorum.
ALKOL-TÜRBAN-POLİS ÜÇLÜSÜ
Alkol muayenesi yapılacağı zaman, bazı uyanıklar, kafalarına başörtüsü benzeri bir bez bağlıyorlarmış.. Bu vesileyle trafik polisi de durdurduğu araçta, alkol kontrolü yapmıyormuş.. Kafalarına başörtüsü bağlayan kadınların bacaklarını açık unutmalarından dolayı mesele ortaya çıkmış.. Buram buram 28 Şubat operasyonu kokan bir haber.. Neresinden tutsam elimde kalıyor. Polisi, dindarlara ayrıcalıklı davranmakla itham ediyor aklınca Hürriyet gazetesi.. Eminim bu çakma haberin karşılığında emniyet bir açıklama yapacaktır. Ama asıl önemlisi, haberin vermeye çalıştığı mesajın, daha çok yeni okuduğumuz ve hayretler içinde kaldığımız bir haber tarafından çürütüldüğü.. Daha bu Ramazanda, Batmanda bir polisin, bir imama hem de üstüne basa basa ifade ediyorum, Ramazan ayında yaptığı alkol kontrolü basına yansımıştı.. İçinde türban geçen kurgu-çakma, mizansen haberiyle Hürriyet gazetesi bir defa daha duvara toslamayı başardı.. Sadece cumartesi gününün bilançosu iki mizansen haber bir yönlendirme yazısı.. Buradan da anlıyoruz ki, Hürriyet, Hürriyetliğine devam ediyor.. Kalın sağlıcakla..