Hasan Bey’in derdinden çok kişi muzdarip..
Avusturya’dan Hasan Bayram mesaj göndermiş.. Mesajında sitem var.. Hatta sitemle karışık öfkeli ifadeler de var..
Mevzu şöyle.. Hasan Bey, gurbetçi bir insanımız.. Salzburg’da bulunuyormuş.. Milli Futbol Takımımızı Euro 2008 finalleri münasebetiyle Hırvatistan’la yaptığı maç öncesinde herkes gibi büyük bir coşku içinde iki çocuğunu yanına almış ve Viyana’ya gitmiş.. Ne için?.. Millilerimizi alkışlamak, coşmak ve o heyecanı paylaşmak için!..
Gerisini Hasan Bey’den dinleyelim: “Maç öncesi Türkiye’deki spor yazarları, programcılar, Ernst Happel Stadyumu’nun önünden canlı yayın yapıyorlar.. Yanlarında Avrupa’nın pek çok bölgesinde yaşayan ve bu maç için adeta Viyana’ya akın eden Türk’ler de var.. Herkes, Türkiye lehine sloganlar atıyor.. Bir ara heyecanlı iki genç Türkiye’de de herkesin yakından tanıdığı spor programcılarından birine yaklaşıp bir şeyler söyledi.. Ve o anda da canlı yayın filan yapılmıyordu.. Programcı ağza alınmayacak ifadelerle ve adeta külhanbeyi edasıyla o gençleri öyle bir azarladı ki, o kadar olur.. Zannettim ki, başımdan aşağı kaynar sular döküldü.. Ben ve benimle beraber birkaç kişi programcıya itiraz edince, programcı yelkenleri indirdi.. ‘Ben öyle demek istemedim, beni yanlış anladınız’ diye resmen kıvırmaya başladı.. Gençlere ne dediklerini sorduk, çocuklar demişler ki; abi canlı yayına geçtiğinizde biz de Milli Takım için bir şeyler söylemek istiyoruz. İzin verirseniz biz de iki kelime ederiz.. 0lay bu.. Bu sözler tepki görüyor, hakaret görüyor..
Böyle bir iş olur mu Allah aşkına, Sami Bey?.. Biz kimin için oralara gidiyoruz?.. Kendisini birşey sanan adamlardan azar işitmek için mi?.. Biz, Avrupa’da Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ü, Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ı gördüğümüzde onlarla rahat bir şekilde konuşuruz.. 0nlar da bizle konuşur.. Ama o adamlar ne yazık ki, kendilerini bir şey sanıp, üstelik bizim insanlarımızı rencide ediyorlar.. Bunları size yazmamın sebebi, hiç değilse köşenizde dile getirin.. Satırlarıma son vermeden önce bir ufak sitem de size edeyim, Sami Bey!.. 0rtalığı bu acayip kafalı adamlara kaptırdınız!.. Niçin sizler ortaya çıkmıyorsunuz?.. Neden bizleri bu insanlara mecbur bırakıyorsunuz?.. Nerede bizim televizyonlarımız, nerede bizim radyolarımız?.. Diyeceklerim bu kadar.. Selam ve saygılar sunuyorum.. Cümleniz, Allah’a emanet olun..
Değerli okurlarım, bu tür mesajlar bize çok sık gelir.. Spor yazarlığının malesef ayağa düştüğünü Hasan Bayram gibi biz de biliyoruz..
Ne yapalım ki, elimizden pek birşey gelmiyor..
Hasan Bey’in anlattıklarına şaşırmadım.. 0 televizyonlarda arz-ı endam edenlerin, aslında milletle filan işi yok.. 0nların derdi reklamlarını yapmak, ondan da önemlisi para.. Türk Lirası da değil, dolar ya da euro!.. Spor yazarı kimliği altında, bilgisi az, ancak ağzı bol laf salatası yapan bu kişiler, anlatıp dururlar.. Bunların bazıları da televizyonlarda boy gösterir.. Arkalarında kuvvetli “sponsorlar” var.. 0kkalı “para babaları” var.. Kavgayla, dedikoduyla, sporun özüne uymayan ahlaksız ifadelerle, laf ebeliğiyle işi götürdüklerini zannediyorlar.. Şimdilik; at da, meydan da, bunların elinde..
Tabii, burada bizler de hatalıyız.. Zamanında adam yetiştirmemişiz!.. “Spor mu?.. 0 da ne?.. İşin mi yok!.. Bırakın böyle boş işleri” diyerek, işi baştan kaybetmişiz!.. Meydanı da bu ağzı kalabalıklara bırakmışız!.. Şimdi ise toparlanmak için gayret sarf ediyoruz!. “Bu kulvarda; aklı başında, uçmayan, sallamayan, gençleri döner bıçaklarıyla sokaklara dökmeyen, itidalli, ciddi yazılara imza atan insanlar da var” diyoruz, ama makas açılmış bir kere!..
Elbette herkesi kastetmiyorum, ama köşe başları maalesef negatif tipler tarafından tutulmuş.. Ama ümitsiz değiliz. Durum yavaş yavaş müsbet manada değişiyor.. Sporun önce ahlak, ardından da fair-play olduğu felsefesine inanan insanlar da var, çok şükür!..
0 itibarla, değerli Hasan Bey, siz hiç merak etmeyin!..
Bunları milletimiz düzeltecek..
Nasıl düzeltecek?..
İzlemeyecekler, okumayacaklar..
Gördükleri yerde de lüzumsuz itibarda, iltifatta, bulunmayacaklar..
0lay bu kadar basit!..
-
TEBRİK: Emirgan Beyaz Köşk’te iki gönül dostunun mutluluğuna şahit oldum.. Bu vesileyle de pek çok dost ve arkadaşı bir arada görmenin keyfini yaşadım..
İSKİ Abone İşleri Daire Başkanı Temel Coşkun’un kızı Zeynep’le, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eğitim ve Yazı İşleri eski müdürlerinden İdris Hızır’ın oğlu İlhan, hayatını birleştirdi.. Genç evlilere ömür boyu saadetler diliyorum.
Temel Coşkun ve İdris Hızır kardeşlerimi de kutluyorum..
-
NOT: 88.4 frekansından yayın yapan Lâlegül FM’de hazırlayıp sunduğumuz “Hayatın İçinden” programının bugünkü misafiri; Ahmet Mahmut ünlü Hoca..
Milletimizin yakından tanıdığı, sohbetleri ve kitaplarıyla gönüllerde taht kuran, hizmet ehli Ahmet Mahmut ünlü Hoca’yla siyâsetten, spora, aktüaliteden, tarihi vesikalara kadar pek çok meseleyi konuşacağız..
Saat 17:05-18.30.. www.lalegulfm.com
Bu programı www.cubbeliahmethoca.tv sitesinden görüntülü izleyebilirsiniz..