BDPnin meşruiyet sorunu
BDPnin ciddi bir meşruiyet sorunu var. Aslında gayrimeşru bir yapılanma; ancak yerel, bölgesel ve küresel şartlar ve konjonktür gereği var oluşuna tahammül edilen bir militan-politik kümelenme niteliğinde.
BDPnin meşruiyet sorunu iki açıdan tezahür ediyor. Biri temsiliyet açısından, diğeri ise faaliyet açısından.
Ayrılıkçı Kürt Hareketinin siyasi uzantılarından BDP müslüman Kürt halkını temsil ediyor mu? Net cevap; hayır!
Çünkü müslüman Kürt halkının dini duyarlılıklarına karşı bir söylem ve eylem içinde; Kürtlerin temel dini değerlerine duyarsız ve İslam karşıtı. Zaten önder olarak takip ettiği Öcalanın Din konusundaki devrimci yaklaşımı malûm; bu hususta Teröristbaşının bir kitabı bile var. BDP Gayri İslami bir ideolojik yapılanma ile terör estiren ve küresel şer güçlerin tetikçiliği ile vazifeli PKKnin politik sözcülüğünü yapıyor. Bu bakımdan müslüman Kürt halkını temsil ettiği söylenemez.
Çünkü, toplam seçmen kitlesinin yüzde 5inin oyunu alıyor; o da PKK terör örgütünün baskı ve tehditleri ile... Bu, Kürtlerin büyük çoğunluğu tarafından desteklenmediği anlamına geliyor. Bu bakımdan da müslüman Kürt halkını temsil ettiğini söylemek mümkün değil.
Çünkü gerek ideolojik altyapısı, gerekse kuruluşu itibariyle müslüman Kürt halkının gerçek temsilcilerine, kanaat önderlerine, dini liderlerine değil; uluslararası emperyalist şer güçlerine bağlı; onların planlarına, tayin ettikleri istikamete ve çalışma takvimlerine göre faaliyette bulunuyor. Politik söylemini ve eylemini müslüman Kürt halkı tasvip etmiyor. İşte bu bakımdan da müslüman Kürt halkını temsil ettiğini söylemek imkânsız.
Gelelim faaliyetler bakımından meşruiyet sorununa... BDP, faaliyetleri bakımından temiz bir sicile sahip değil.
Dağa çıkıp teröristlerle buluşuyor, sarmaşdolaş öpüşüp koklaşıyor. Terör eyleminde bulunanlara yönelik yürütülen askeri operasyonlara karşı teröristten yana tavır alıp operasyonları akamete uğratmak için canlı kalkan olma organizasyonları yapıyor. Terörist cenazelerini huzur bozucu politik eylem ve ayrılıkçı söylem için bahane ediyor, araç olarak kullanıyor. Teröristbaşını Kürt halkının önderi olarak takdim edip yaptığı sayısız melaneti hesaba katmaksızın ona özgürlük istiyor. Terör örgütünün silahlı militanları için yerel güvenlik birimi formülü ile teröriste yasal kabul talep ediyor. Müslüman Türk ve Kürt halklarını ayrıştırarak Kürt ulusalcılığına dayalı ayrı bir devlet talep ediyor. Ve daha niceleri...
Bu manzaraya binaen şunu söyleyebiliriz ki, BDP, Kürt ayrılmacılığının silahlı terör ayağıyla bütün irtibatını ve ilişkilerini kesmediği müddetçe meşru olarak algılanmayacaktır. Gayrimeşru bir yapılanmanın çözümde taraf olarak muhatap alınabilmesi de mümkün değildir. Çünkü müslüman Kürt halkının gerçek temsilcileri taşeron ve tetikçi terör örgütü PKK de değildir, onun siyasi-sosyal uzantıları da...
Bu noktada, kendi fikri-zihni anlayışım ve taşıdığım inanç açısından önemli bir hususa değinmeden geçemeyeceğim. Meşruiyet kavramını Laik rejimin yasalarına uygunluk olarak algılamaktan yana değilim. Ancak böyle değilim diye, meri rejimin temel dinamiklerini inancım açısından reddediyorum diye, Laik-Kemalist ideolojiye taraftar değilim diye, bunun alternatifi olarak Laik-Zerdüşti ya da Apoist-Irkçı bir yaklaşımla niyet bozmaya kalkışmayı da tasvip etmenin mümkün olmadığını ifade etmeliyim. Meri rejime karşı olmak, buna her karşı olanla ortak söylem ve eylemde buluşmayı gerekli kılmamalı. Yani düşmanımın düşmanı dostumdur yanılgısına ve düşmanının düşmanını dost görme gafletine bulaşmaktan uzak durmak gerektiğini hassaten vurgulamak istiyorum. Zira toplumsal bütünlük için İslamdan başka bir ortak paydayı tümüyle reddediyorum.
Kendimce lüzumlu gördüğüm bu ara vurgudan sonra konumuza dönersek...
Eğer BDP meşruiyet istiyorsa, işte ona ev ödevi. Dersine çalışacak, ödevini yapacak ve sınavdan geçecek; aksi taktirde meşruiyet sorunu katlanarak devam edecek.
1- Reorganize olacak; fikri-siyasi altyapısını yenileyerek müslüman Kürt halkının temel değerlerine uygun hale getirecek; kadrolarını yenileyerek müslüman Kürt halkının gerçek temsilcilerini ve kanaat önderlerini başa geçirecek.
2- Kürt ulusalcılığına dayalı ayrılıkçılığı reddettiğini, küresel şer güçlerin planlarına ve çalışma takvimlerine uymayacağını, bütünlük içinde temel hakların ihyası için çalışacağını ilan edecek.
3- PKKnin terör örgütü olduğunu açıklayıp PKK eylemlerine karşı söylem geliştirecek; PKK ile bütün bağlarını ve ilişkilerini kesecek.
BDP eğer bunları yapmazsa, gayrimeşru bir organizasyon olarak hiçbir çözümde muhatap alınamayacağını kendi elleriyle deklare etmiş olacak.
Gayrimeşru yapılanmalardan meşru davalar beklenemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.