Ramazan ayının ardından 4
Bunun için Cenab-ı Hâk, zat-ı ulûhiyetine kulluk edip ibadette bulunmak üzere yarattığı insanı, tertemiz olarak dünyaya getirdiği gibi, tertemiz yaşamasını ve o hal üzere ölmesini ve yine o hâl üzere dirilip ikinci hayata kalkmasını dilemektedir. Farz kıldığı bedeni, kalbî ve malî ibadetlerle onu bu çizgi üzerinde tutmayı murad etmiştir. Günde beş vakit namaz ve namaz için alınan abdestin ruh ve beden, kalp ve dimağ Üzerindeki olumlu tesirlerini, temizleyici özelliklerini kim inkâr edebilir?
Zekât, sadaka-i fıtr (fitre), adak, keffaret ve benzeri malî ibadetlerin toplum yapısında oluşturduğu güven, huzur, kardeşlik, sevgi ve saygı havasını görmemek, anlamamak için geri zekâlı veya çok inatçı bir kâfir olmak gerekir.
Bütün bu feyizli ibadetlerin sağladığı rahmet havasını hangi hareket veya davranış sağlayabilir, imân ve ibâdetten kopuk bir toplumun madde cenderesine nasıl sıkıştığını ve paradan başka bir amaç düşünmediğini hergün görmekte ve işitmekteyiz. Böylesine kişisel çıkarlarını ön planda tutanların estirdiği soğuk havanın aile, toplum ve ülkeleri nasıl dondurup mefluç hale getirdiğini görmemek mümkün mü? Meğerki kalp ve kafa gözü körelmiş olsun...
Şimdi bize düşen vazife, bu temizliğimizi muhafaza etmek ve kirlenmemeye çalışmaktır. Farzları yapmak, haramlardan uzaklaşmaktır. Kirlenirsek, yine yıkanırız, demeyelim. Çünkü ya nasib olmazsa!.. Sonra kirlenmemeye çalışmak, kirlenip temizlenmekten ve temizken tekrar yıkanmak da kirlendikten sonra yıkanmaktan daha faziletlidir ve daha kolaydır. Rabbimizin emirlerini muntazaman yerine getirip yasaklarından devamlı kaçınan Müslümanlar, daima bu şekilde tertemiz kalırlar. Aksine hareket edenler yani farzları terk edenler ve haramları işleyenler manen ve maddeten kirlenirler. Ebu Zer (R.A.) der ki: Resûlullah (S.A.V.) efendimiz bana şöyle buyurdu: "Nerede ve nasıl olursan ol, ALLAH Teâlâ'dan kork, takva sahibi ol! İşlediğin kötülüğün, haramın hemen arkasından iyilik yap, tevbe-istiğfar et ki, o kötülüğü yoketsin, silip süpürsün! İnsanlarla da güzel geçin, insanlara iyi ahlakla muamele et.
Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin özlü sözlerinden biri olan bu hadis-i şerifte üç önemli hususa tenbih ve ikaz buyrulmaktadır.
1- Her yerde ve her halde takva üzere olmak. ALLAH Teâlâ'nın azabından korkup, bütün emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmak suretiyle kişi, ancak muttaki olabilir. Dinin temeli takvadır. Takvaya riayet etmeyen kimse dini; hayatında kamil olarak temsil edemez. Takva, ALLAH Teâlâ'nın emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmakla gerçekleşen ve dinin temeli olan bir ilkedir. Buna ALLAH Teâlâ saygısı, ALLAH Teâlâ korkusu da denir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.