Terör gündeminin unutturdukları
Terörle yatıp, terörle kalkıyoruz. Sürekli terörü konuşuyor, terör üzerine yazıyor, çözüm önerileri sunuyoruz.
Ülkenin tek gündemi terörmüş gibi, ya da terörden başka bir şey olmuyormuş gibi uzun süredir gündemin ilk sırasını terör işgal ediyor.
Bu durumda terör örgütü prim yapıyor;
kredibilitesi artıyor. Terör örgütünü bölge ve
özellikle Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek
için taşeron olarak kullananların iştahları kabarıyor,
yeni emperyalist kaos projelerini tedavüle
çıkarıyorlar. Bölgedeki gelişmeleri terör faaliyetlerinin
oluşturduğu gündemin arasına sokuşturup
kendi gündemlerini dayatıyorlar. Gündem
tayin ediciler, ya da başka bir ifadeyle gündem
spekülatörleri kendi özel gündemlerini gerçekleştirme
fırsatı buluyorlar.
Bu nasıl yapılır?
Toplumun duyguları ve dikkatleri acı verici bir odağa
sabitlenir; beyin gücünün kullanımı, akıl
faaliyetlerinin düşünme ve fikir üretimi durur
veya işlevsiz hale getirilir. Bu arada, bireyi ve toplumu
yakından ve doğrudan ilgilendiren asıl
gündem maddeleri dikkatlerden kaçırılır.
Gerçek gündemler unutturulur; unutturulan gündem
maddelerinin olumlu etkileri heba edilir; toplumun
bu olumluluklara göre rota çizmesi, kanaat belirlemesi,
yön tayin etmesi, hamle yapması, geleceğe
hazırlanması, olumlu gelişmelerin nimetlerinden istifade
etmesi, olumsuzlukların etkilerine karşı korunma
tedbirleri alması veya tepki koyup olumluya
çevirmeye çalışması gibi pek çok şey engellenir.
Şimdi gündem terör...
Terör gündeminin unutkanlığa sevkettiği toplumsal
hafıza, terörün verdiği acıya garkolmuş
içtimai gönül, terörün kör ettiği umumi basiret,
terörün kanatarak işlevini bozduğu sosyal
vicdan, terörle dumura uğratılan kitlesel akıl
öyle acımasız bir gündem bombardımanına
tâbî tutuluyor ki, bütün dikkatler ülke ve toplum için
çok önemli gündem maddelerinden çekilip alınıyor.
Şimdi gündemi değiştirme gerekliliğine işaretle,
terör gündeminin unutturduğu bazı önemli
gelişmeleri hatırlatmak istiyorum.
1- Yeni anayasa çalışmaları unutuldu.
Toplumsal ilgi ve katılım, takip ve kontrol, tepki ve
destek kesilince, anayasa metni angajman altındaki
komisyon üyelerinin inisiyatifine terkedildi.
Böylece toplumsal beklentiye ve gerekliliklere uygun
bir anayasa hazırlanmasının yolu kapatıldı.
Mesela, AKPnin, başörtülülerin kamu görevlerinde
çalışmalarına imkân veren teklifini geri çekmiş olması,
mevcut sorunların çözülemeyeceğinin bir örneği
oldu. Tarihi fırsat kaçırıldı.
2- Kimi hususlarda eleştirsek de, bazı yanlışlar
yapsa da, AKP Hükümetinin ekonomik
başarılarını inkâr edemeyiz. Belki yeni nesil bunu
bilmeyebilir; ama hafızanızı yoklarsanız, gelişmeleri
farketmemek mümkün değil. Ancak terör,
Hükümetin ekonomik başarılarını gündemin dışına
itekledi. Bu durum sosyal hafızada, Hükümete
verilecek not ve akabinde gelecek oy anlamında,
AKPyi bitirmek isteyenlerin hanesine yazılacak bir
hamle olarak yerini aldı.
3- Yeni eğitim sisteminin getirdiği olumlu taraflar
dikkatlerden kaçırıldı. Mesela, artık tarihi bir
zulüm olarak kanayan yara haline gelen İHLlerin
işlevsiz bırakılması uygulamasına son verilmesi,
üniversitelere girişte aranan adaletsiz katsayı uygulamasının
kaldırılması gibi devrimler, terör vesilesiyle
gölgede kaldı. Bu olumlu adımların toplumsal
etkileri terörle akamete uğratıldı.
4- Hükümetin, başörtüsü sorununu çözmeye
yanaşmaması gibi anlaşılmaz tutumları arada kaynadı;
toplumsal dikkatlerden kaçtı. Böylece Hükümet,
tarihi bir sorumluluğunu hasıraltı etmiş oldu.
5- Türkiyenin bölgede içine düştüğü durumdan
kurtuluşu için gereken öze dönüşe dayalı sosyal
mutabakatın önü kesildi. Sanki sorun sadece
AKP Hükümetinin sorunuymuş gibi bir algı ile kitleler
bananecilike iteklendi. Ülkesinin acziyeti kimsenin
umurunda olmamaya başladı.
6- Ergenekon, 12 Eylül, 28 Şubat davaları gibi
önemli davalar gündemden düştü. Bunlar vesilesiyle
mağdur olanların adalet ve hak beklentileri heder
edildi.
Türkiyenin de bulunduğu bölgede oynadıkları
büyük paylaşım ve sömürü oyununu sürdürmekte
kararlı olan ve bunun için her yolu deneyen
emperyalist habis simsarlar pusuya yatmış,
gündem borsasında terörün hisse değerini
yükseltiyor. Terör değer kazanıp prim yaparken
ve taşeron olarak kullanılmak üzere
kredibilitesi artarken, barış, huzur ve sükûnet
imha ediliyor; toplum ve ülke kaybediyor.
Sadece terörle, terör eylemleri arttığı için değil;
terörden ziyade, terörü gündemin başında
tutmakla kaybediyor!...
Şimdi Başbakanın, basının terör olaylarına karşı
ilgisini eleştiren çıkışına hak vermemek elde mi?
Teröre karşı ne yapılması lazımsa yapmak kaydıyla,
esaslı çözüm yollarını geliştirip akl-ı selimle uygulamak
şartıyla, terör olaylarını gündemin ilk
sırasından aşağılara çekmek; toplum ve ülke için
asıl önemli olanı gündeme taşımak gerekmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.