89. yılını kutlayan bir siyasî parti var ülkemizde...


Tabiî onun bir de “genel başkan”ı var! (Bana sakın bin şahit getirmeye filan kalkışmayın, resmen var!)


Dersimli Kemal!


Parti’nin tarihi baştan arızalı: Güya 9 Eylül 1923’te kurulmuş!


Tarihçiler bu günün gerçek kuruluş tarihi olmadığını söylüyorlar, ki doğrudur.


Neden 9 Eylül’de kurulmuş gibi yapıyor bu parti? 9 Eylül 1922, süvarilerimizin İzmir’e girdiği, nihai zaferi apaçık ilan ettiği gün. Yunan döküntülerinin kendilerini denize dar attığı gün...


Atıf ona! “Onu biz yaptık, sonra da partisini kurduk!”


89 yıl içinde CHP’nin adı bile değişti. Neyi değişmedi ki?


Önce “Halk Fırkası” idi. Sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ndaki “cumhuriyet” ismini kaptılar.


1935’e kadar “Fırka” olarak kaldılar.


İşte o yıllar dil ırkçılığının azdığı, öztürkçeciliğin zirve yaptığı yıllar. “Fırka” kelimesi de etnik temizliğe maruz kaldı. Yerini “parti”ye bıraktı.


Çelebi böyle olur bizde öztürkçecilik dediğin!


CHP on yılda iki muhalefet tehlikesi atlattı. İkisini de şiddetle halletti. 1930 yılında ikinci defa tek kaldı. 1945’te Alman mihverinin mağlubiyeti görülünceye kadar. 2. Dünya savaşının okyanus ötesi galibi ABD Tek Parti’nin tek şefine talimat verdi: Demokrasiye geçilecek, geç!


İsmet Paşa Lozan’dan beri hâlden anlardı. Topuklarını birleştirip “Başüstüne!”yi çaktı.


Onun meşhur şiarı idi, düşman mağlub edildikten sonra söylemişti: “Asıl düşman içimizde.”


Asıl düşman “halk”dı!


Parti siyaseten “halkçı” idi!


Siyaseten milliyetçi olduğunu da son Kemal bize hatırlattı.


CHP’nin altı okunda “enternasyonalcilik” var mıydı? Benim hafızam biraz zayıf da. O zamanki dille “beynelmilelcilik”?


Hafızam zayıf ama o kadar da değil! CHP’nin altı okundan biri milliyetçilikse, beynelmilelci olamaz her halde!


Hatta enternasyonalizmle mücadele etmek partinin mühim işleri arasındadır. Hiç bir CHP’li, 1930’larda, 1940’larda Sosyalist Enternasyonal hakkında olumlu kanaat ortaya koymamıştır, koyamazdı. Bu sırada kim bilir kaç enternasyonalist yakalanmış, ağır cezalara çarptırılmıştır. Anlayacağınız CHP o zaman daha dürüsttü.


Şimdi dürüstlük hak getire!


Dersimli Kemal! Boşuna “Kılıcım (pardon, yenim) dar” deme!


6 oktan milliyetçiliği çıkar, enternasyonalizmi koy. Biz de dürüstlüğüne ikna olalım.


Evet görünüşte milliyetçi (hatta şu sıralar ulusalcı takılan çok CHP’de) esasta enternasyonalist. CHP’nin lideri Sosyalist Enternasyonal toplantısına katıldı ve hatta orada bir “asbaşkanlık” elde etti. (eşbaşkanlık gibi bir şey galiba).


Asbaşkan Türkiye’ye dönerken, sonuç bildirisi yazılıyordu, acele imzayı çaktı, burada Suriye’nin paralel partisi Baas diktatörünün savunmaya ihtiyacı var, terör örgütü uzantılarının korunmaya gereksinimi mevcut, bir de partinin ne olacağı belli değil, işinin başına döndü.


Döndüğünde görüldü ki, “Kürt meselesi uluslararası platformlara taşnmalı, Filistin gibi” kararının altını imzalamış...


O günden bugüne durmaksızın konuşuyor, fakat bu mevzuya bir türlü gelmiyor.


Sadede gel: Dürüst ol!


“Miliyetçi” misin, “beynelmilelci” mi?


Yoksa çift cinsiyetli mi?