Dershaneler kapatıldığında..
Başbakan Erdoğan’ın, dershanelerin kapatılması ya da kaldırılmasıyla ilgili sözleri iki gündür yüksek perdeden tartışılıyor. Bir kesim (şu veya bu nedenle) bu kararın üzerine balıklama atlamış gibi görünüyor. “Dershaneler kapatılsın”.. E kapatılsın tabii. Kim aksini savunabilir ki?. Kim diyebilir ki; “hayır kardeşim, ben hem okula göndereceğim çocuğumu hem de kamyonla para vereceğim dershaneye..” Bu rasyonel zekaya hakaret demektir. Kapatılsın, kapatılsın da, öyle “kapatılsın” deyince kapatılacak yerler değil ki buralar.. Türkiye’de dershaneler; “dershanecilik yapılsın ve birileri bu sistemden kesesini doldursun” diye açılmadı ki.. Bir ihtiyaçtan doğdu dershane fikri.. Bu ihtiyacı ortadan kaldırmazsanız, bu fikri tarihe gömemezsiniz.. Ya ne yaparsınız? Denetimsiz dershanelerin açılmasını sağlarsınız. Buradan bir lokmacık vergi alıyorduysanız onu da kaybedersiniz. Yeni bir sektörün doğmasına vesile olursunuz. De fakto oluşacak bu yeni sektör için (örneğin; kurshane sistemi) bir süre sonra yasal altyapı oluşturmak ve mecburen tanımak zorunda kalırsınız..
ARZ – TALEP DENGESİ
Dershane meselesini, rakamlara bakmadan anlayamayız. Türkiye’de 5 binden fazla dershane özellikli yapı var.. Kendisini “kurs” olarak tanımlayan denetimsiz mekanları bunun dışında tutuyorum.. Bu dershanelere devam eden öğrenci sayısı ise bir buçuk milyona yakın... Peki Sn. Başbakan’ın; “özel okula çevirir destekleriz” dediği dershane sayısı kaç? Bin mi? 500 mü? Ben size söyleyeyim.. 10 tane ya bulursunuz ya bulamazsınız... Böyle önünde öğrencilerin kullanabileceği alanı olan, kantin-kafeteryaya müsait bölümleri bulunan, spor salonları, aktivite için mekanları olan bir dershane binasına rastladınız mı hiç?.. Normal bir dershanenin, okul standartlarına gelmesi için harcanması gereken ek masraf ile zaten yeni bir okul yapabilirsiniz. Bu akılcı değil..
HİZMET ALIMI
Akılcı olanı da ifade edeyim. Dershaneler, bugünkü şekliyle muhafaza edilir, o dershanelerden ek dersler satın alınır.. Mesela yeni müfredata konulan seçmeli Kürtçe vesaire dersler için bazı dershanelerden hazırlık yapmaları istenir. Sadece Kürtçe değil, İngilizce, Almanca, Fransızca gibi yabancı dil dersleri için de yoğunlaştırılmış program koymaları istenir dershanelerden. Semtlerine göre ve sınıflarına-seviyelerine göre çocuklar buralara yönlendirilir. Ya da fiziksel şartları müsait olan dershanelerden spor ve beden eğitimi konusunda hizmet alımı yapılabilir. Laboratuvar ya da deneysel uygulama yapılabilecek mekanlar oluşturulması istenerek bu tip hizmetler satın alınabilir.. Bu seçenekler masada.. Ama evvela dershaneye olan ihtiyacın ortadan tümden kaldırılması gerekir.. Almakta olduğunuz karar, milyarlarca dolar büyüklükteki bir serbest yapıya müdahale anlamı taşıdığından adımlarınızı da dikkatli atmanız gerekiyor.
ÖZEL OKUL
Şimdi yazacaklarım biraz zor meseleler. Ama bu dönem için artık konuşmaya başlamamız da lazım gelen meseleler. Örneğin bu süreç layıkıyla tamamlanır da özel dershaneler özel okullara dönüşürse ve devlet bu okulları desteklemeye karar verirse bu yeni bir dönem demektir. Daha evvel belli kesimlere kaynak aktarılacak kaygısıyla dönemin Cumhurbaşkanı engellemişti biliyorsunuz özel okullara devlet desteğini. Oysa bugün hızla geçmemiz gereken sistem tam da budur. Herkes her şartta çocuğunu istediği bir okula (özel-devlet ayırmaksızın) gönderecek, devlet de o okulda okuma imkanı (ekonomik olarak) bulunmayan öğrenciyi destekleyecek.. Eğitimin hiçbir safhası parasız olmayacak. Devlet çocuğun sisteme olan maliyetini, yani eğer devlet okulunda okusaydı kaça mâl olacaktı, bunu hesaplayacak ve bu parayı, devlet adına onu okuttuğu için özel eğitim kurumuna verecek. Bu kadar açık ve net.. Paralı eğitim ile ilgili önümüzdeki günlerde daha geniş değerlendirme yaparız. Kalın sağlıcakla.