Faruk Köse

Faruk Köse

AK Parti’nin yol haritasında yer bulamayanlar

AK Parti’nin yol haritasında yer bulamayanlar

AK Parti, 4. Olağan Kongresi’nde “yeni dönemin yol haritası”nı açıkladı. Hedef büyüten AK Parti, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yıldönümü olan 2023’e endekslenmiş icraat hedeflerini daha ileri bir tarihe, Türkler’in Anadolu’ya girişinin 1000. yıldönümü olan 2071’e kadar uzattı. Bu yeni döneme dair 63 maddelik yol haritası ilan etti.

Bir siyasi partinin sadece bir sonraki seçime değil, “on yıllarca ileriye dönük planlar” yapması, hedefler tayin etmesi, “adım adım takip edilecek projeler” tasarlaması gerçekten takdiri hakediyor. Bir atımlık barutla yola çıkılmadığının, “kısa vadeli tatminler”le yetinilmeyeceğinin, “ülkenin geleceği”ne dair kafa yorulduğunun açık bir göstergesi bu 63 madde. “Kurumsal ciddiyet”e ve “politik uzakgörüşlülük”e işaret etmesi bakımından da önemli.

Ancak AK Parti’nin ülkenin 2071’e kadar devam edecek süreçte geleceğini biçimlendirme işlevini yüklediği yeni yol haritasında bazı vazgeçilmezleri maalesef bulamıyoruz. Bu ülkenin “asli unsur”u olan “müslüman toplum”un hesaba katıldığına, “müslümanların hak ve hukukları”nın korunacağına ve gasbedilenlerin iade edileceğine, müslümanların “ülkenin geleceğinin biçimlendirilmesi”nde dikkate alındığına, bu topraklarda bir “İslam gerçeği” bulunduğuna dair çok önemli hususlar AK Parti’nin yeni yol haritasında yer bulamamış.

Bulunduğu düzeye “müslüman seçmen”in desteğiyle yükselen bir partinin, önümüzdeki yarım asrı aşacak yol haritasında “varlığını ve gücünü dayandırdığı toplum” açısından çok önemli vazgeçilmezlere yer vermemiş olması nasıl bir anlam taşıyor? Bunu yorumlamak için henüz erken. Ancak gözden kaçmadığına dikkat çekerek bir kenara not almakta fayda olduğunu da vurgulamadan geçemeyeceğim.

Örnek vermek gerekirse, yeni yol haritasında;

“Siyasi partiler”in kapatılamayacağı var; ama “sivil toplum kuruluşları”nın akıbetine, müslümanların “cemaat” olmalarına engel teşkil eden “sistem”in ve “mevzuat”ın nasıl bir niteliğe kavuşturulacağına dair bir tasavvur yok.

“Seçim mevzuatı”nın değiştirilmesi var; ama “çoğulculuk”un, yönetime “gerçek katılım”ın nasıl sağlanacağı ve “toplumun onayı”nın nasıl alınacağı yok.

“Siyasete katılma” ve “temsilde adalet”e dair öngörüler var, ama bunların gerçekten işlevsel olabilmesi için “rejim”in nasıl bir niteliğe kavuşturulacağı yok.

“Şartlar ne olursa yeni anayasa”ya vurgu var; ama yeni anayasa için “toplumsal gerçeklik” bakımından nelerin olmazsa olmaz olacağı yok.

“Yargının hızlandırılması” var, ama “yasaların niteliği”ne dair gerekliliklerin neler olduğu yok.

“Kendini savunma ve kamu hizmetlerine erişim”de “anadil”e önem vermek var, ama “sosyal yaşantı”da “anadin”in yerine ve önemine dair bir işaret yok.

Politik hayata yapılan “askeri darbe mevzuatı”nın ayıklanması var; ama “toplumun kimlik ve kişilik değerleri”ne, “inanç ve kültür”üne darbe yapılarak kurulmuş olan rejimin ayıklanıp ayıklanmayacağı yok.

“Askeri okullardaki müfredat”ın yenilenmesi var, ama genel olarak eğitim sisteminin “tek tip”leştirici “ideolojik eğitim müfredatı”nın dayanağı olan “Laik/Kemalist unsurlar”ın ne yapılacağı yok.

“Mevzuatta etnik ayrımcılık” algısı oluşturan hükümlerin ayıklanması var, ama “dini ayrımcılık ve hak gasbı”na dair ne yapılacağı yok.

“Gelir dağılımındaki dengesizlik”in asgariye indirilmesi var, ama “Liberal-Kapitalist ekonomi” modelinde “adalet”in nasıl sağlanacağı yok.

“Kayıtdışı istihdam”ın düşürülmesi var, ama “vergi adaleti”nin sağlanması ve böylece yatırımcıyı kayıt dışılığa iten sebeplerin giderilmesi yok.

Tüm genç nüfusun en az “lise mezunu” olmasının sağlanması var, ama “mezun olup da ne olacak?”ın cevabı yok.

“Nüfusunun 3’te ikisinin kent yaşamına dahil edilmesi” var, ama “sosyal kaynaşma ve dayanışma”nın, “toplumsal birliktelik”in, altyapısıyla ve üstyapısıyla “sağlıklı ve yaşanabilir bir kent hayatı”nın nasıl sağlanacağı yok.

“AB hedefi”nden şaşmamak var, ama “milli değerler ve hedefler” yok.

Sadece bunlar değil. Mesela;

Yasal ve idari “eğitim-öğretim engelleri” kaldırılacak mı? “Dini eğitim” ne yapılacak? “Medreseler” açılacak mı? “Talan edilen vakıf varlıkları” iade edilecek mi? “Başörtüsü sorunu” çözülecek mi? “İnanç ve ibadet özgürlüğü” sağlanacak mı? “Kamuda dini kıyafet ve ibadet” sorunları giderilecek mi? Müslümanlar kendi aralarında “inanç birlikleri” kurabilecekler mi? “İslami Cemaatleşme”nin önündeki yasal ve idari engeller kaldırılacak mı? “Ekonomide adalet” ve “üretimde verimlilik” sağlanacak mı? İslam’a hayat hakkı tanımayan “Laiklik” ne yapılacak? “Kemalist ideoloji” hâlâ tahakkümünü sürdürecek mi? “Devrim yasaları” anayasadan çıkarılacak mı? “Adalet”i sağlayacak olan “yasaların dayanacağı esaslar” neler olacak? “Terör sorunu” nasıl çözülecek? “Federasyon”, ya da “özerklik” tartışmalarının akıbeti ne olacak?

Bunların yol haritasında niye olmadığını AKP yetkilileri nasıl açıklayacaklar, merak ediyorum doğrusu.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Faruk Köse Arşivi