Ersoy Dede

Ersoy Dede


PKK tezkeresi



PKK tezkeresi


Tezkere geçti. CHP, bildiğiniz gibi!..

Sonuna kadar milli bir mesele olan topraklarımıza bomba düşmesi, 8 yaşındaki yavrunun Esad’ın bombasıyla can vermesi meselesinde bile durduğu yeri gördünüz..

Muharrem İnce, yüksek perdeden “Esad’ın canı cehenneme” diyor ama, tek vücut hareket etmemiz gereken bir meselede bile tavrını Baas rejiminden yana koyabiliyor. Oradaki duygusal bağ hepimizin malumu zaten..

Bu arada, CHP’nin derdi zaten, TSK’nın sınır dışı operasyon yapması derdi değil.

Öyle olsa, Dağlıca sonrası aldıkları pozisyonla ters düşerlerdi..

Dolayısıyla bugün bu tezkerenin geçmesiyle birlikte, sadece hükümetin politikalarına karşı durmak adına duruş sergileyen CHP’nin, herhangi bir konuda herhangi bir fikri olmadığı bir kez daha çıkmış oldu ortaya..

NEREYE GİRİYORUZ?

TBMM, bu tezkereyle, hükümete, TSK’nın yabancı ülkelere asker göndermesine ilişkin bir yıl süreyle yetki vermiş oldu.

Bu yetki, kullanılır veya kullanılmaz..

O artık oluşacak duruma göre verilecek bir karar.

Zira bunu bir silah ruhsatı gibi görmekte yarar var.

Cebinizde silah taşıma ruhsatınız var diye oraya buraya ateş ediyor değilsiniz ya..

Öyle bakın meseleye..

Ancak bu ruhsat, özellikle sınır güvenliğinin söz konusu olduğu yerlerde, bir kez daha prosedürel engeller çıkmaksızın kullanılabilecek bir yetkiyi tanımlaması bakımından önemli..

Daha açık bir ifadeyle, Suriye’nin kuzeyinde, PKK’ya yakın gruplar tarafından ilan edilmiş çeşitli bölgeler var.

Otomobil lastiklerinden hudut taşları, yatak çarşaflarından bayrakları var.

Ve bu bölgeler (-ki içlerinde yaşayan insanların, insanca yaşama hakkını sonuna kadar savunmakla birlikte) terör unsurlarının yuvalanması ve beslenmesi için çok uygun ortamlar değil mi?

Siyasi yapıları zaten PKK ile kardeş..

Dolayısıyla terör faaliyeti sürdüren grupların buradan beslenmesi çok şaşırtıcı olmaz.

Demem o ki, oradan yaşanacak bir sızma fark edildiğinde sıcak takip için yeniden zaman kaybı yaşanmayacak bundan sonra. Yani geçenlerde Genelkurmay Başkanı’nın; “örgüt liderlerinin peşindeyiz” mealindeki açıklamasıyla birlikte değerlendirecek olursak, dünkü tezkere ile hedefin sadece Esad olmadığı ortada..

Tezkerenin bütününe baktığımızda ise sadece Kuzey Suriye değil, terör örgütü her nereden besleniyorsa, silahlı kuvvetlerin oraya gidebileceğini görüyoruz..

İran ise İran..

Irak ise Irak..

Rusya ise Rusya...

Akçakale’ye düşen top mermisine karşılık vermek için çıkmadı bu tezkere..

O karşılık zaten misliyle verildi..

Jetimiz düşürüldükten sonra yürürlüğe giren angajman kuralları (ülkelerin kendi savaş politikaları) çerçevesinde zaten gereken cevabı verdik, veriyoruz..

Üstelik de sadece Akçakale’nin olduğu akşam değil..

Her hadisede veriyoruz bu cevabı..

Bugünkü tezkereyi biraz böyle okumakta yarar görüyorum..


DİPLOMASİYE ŞANS VERMEK

Başta da açıkça söyledik, tezkere savaş tezkeresi değil, bir ruhsattır..

Kullanıp kullanmamak şartlara bağlıdır..

Ve o şartlar, (Suriye’de yaşadığımız olay özelinde konuşacak olursak) dün itibariyle ortadan kalkmıştır..

Tezkerenin imkan verdiği güvenlikli bölge ve insani yardım koridoru ile sorun halledilecek noktaya gelmiştir..

Nasıl mı?

Suriye olayın bir kaza olduğunu kabul etmiş, kendilerinin yaptığını itiraf etmiş, “bir daha da olmayacak” diye söz vermiş..

Gözdağı, meydan okuma vesaire yok..

dolayısıyla bize düşen, elimizde tezkeremizle; “bir daha yaparsan görürsün gününü” diyerek, stand-by konumuna geçmektir...

TERÖRE DİKKAT

Yazının bütününden de anlıyorsunuz sanırım en fazla ürktüğüm husus, bölgedeki parçalanmışlıktan beslenen PKK’nın bizim topraklarımızda yürüttüğü terör faaliyeti..

Ya da PKK’nın bu kolunun demek daha doğru olur sanırım..

Dolayısıyla bugünden itibaren, tezkereye cevap mahiyetinde bir terör saldırısı gelirse, sürpriz olmasın ve fakat Allah (c.c) saklasın..

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi