Üç Kuruş İçin Değer mi?
O dönem;
Bu ülkenin seçimle gelmiş Başbakanına, ağzı bozuk ‘general bozuntusu’nun, ağzından salyalar akarcasına, küfürler savurması…
Bir başka generalin, dönemin İçişleri Bakanı hanımefendiyi arayarak “Oraya gelirsem seni bakanlığın önündeki ……oturturum” seviyesiz saldırganlığı…
Yine, başka bir generalin kendilerinden yana tavır takınmayan bir gazeteciyi arayıp “Gelirsem oraya …….. süngü takıp ortalıklarda dolaştırırım” zorbalığı…
Kimler mağdur edilmemişti ki…
"Medya" eliyle; sindirme, korkutma, karalama kampanyaları,
İftiralar,
Andıçlar,
Fişlemeler,
Yıldırma operasyonları,
Töhmet altında bırakılmak istenen saygın şahıslar,
Batı çalışma Grubu ve darbenin altyapısı olarak kurgulanan EMASYA,
Ve yazmakla bitmeyecek kadar garabet üstüne garabet…
“Topyekün Savaş”, “28 Şubat Bin Yıl Sürecek” manşetlerinden sonra…
Hani siz utanmıştınız! Pişman olmuştunuz!
Hani “andıçlar” sizin ayıbınızdı.
Post modern darbeden sonra çıkıp;
“Yanlış yaptık, yapmamalıydık, bizim de bir andıç ayıbımız var, bir daha olmaz” demiştiniz. Hatta utangaç bir edayla özür diler gibi yapmıştınız.
Bir ara “28 Şubat darbe değildi” gibi göz boyama, perdeleme atraksiyonunun fayda getirmeyeceğini görünce ‘ört ki ölem’ duruşu sergilemiştiniz.
Bu dönem;
Bırakın Türkiye’yi, tüm dünya medyası “Ergenekon”u konuşuyor.
Bunlarda sonradan konuşmaya başladılar.
Ama bir farkla;
Sakın gerçekleri ortaya çıkartmak için olduğunu sanmayın.
Aksine;
Canla başla, canhıraş bir şekilde Ergenekon’u savunma gayretiyle.
Aman bir telaş bir telaş…
Varsa yoksa dertleri gerçekleri karartmak, çarpıtmak, kafa karıştırmak, sulandırmak.
Gözlerden kaçmayan bir çırpınış var.
Peki niçin?
Memleketin normalleşmesi için mi?
Zinhar!
İmar izni için.
Daha az vergi için.
Dijital lig yayını için.
İhaleler için.
Rezidanslar için.
Değer mi peki?
Üç kuruş için memleketi ateşe atmak!
Memleketin itibarını "beş paralık" etmek!
Ellerini kana bulamak!
Bu adamlar akıllanmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Hani “alışmış kudurmuştan beterdir” derler ya
Bunlarınki de öyle bir şey işte.
Alışmışlar;
Yetim hakkı yemeye,
Genel yayın yönetmenlerine Bakan aratıp, ‘Ne oldu bizim iş’ dedirtmeye,
“Kaos”tan beslenerek hortumlamaya.
ERTUĞRUL ÖZKÖK VE AYDIN DOĞAN İLE İLGİLİ HABERLER İÇİN TIKLAYINIZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.