Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

İşaretle beni!

İşaretle beni!

Ankara’da yürüyüş ve miting yapmışlar. Kimler? Kendilerinin “alevî” olduğunu ilan edenler!


Bunların bir kısmı zerre kadar Hazreti Ali efendimizi tanımaz. Tanısa, zaten onun asıl kimliğinin “müslüman” olduğunu bilir. Elbette Türkiye’nin gerçek alevileri bunu bilir ve ona göre hayatını tanzim eder.

Birileri de var ki, Hz. Ali’yi bilmezler, bilmek de istemezler! Fakat onu kullanarak bütün alevî vatandaşlarımızın varlığını ranta çevirmek isterler.

Evet, sokaklara dökülmüşler! Meğer onlar da “Savaşa hayır!” diyorlarmış!

Bazı siyasi parti temsilcilerinin de katıldığı bu mitingin bana göre bir eksiği var: Beşşar Esed davet edilmemiş!

Dâvet edilmekle kalınmayıp, ne yapıp yapıp getirilmeli idi! Kürsüden nasıl masum insanları katlettiğini anlatmalı idi.

Tabii şöyle söyleyerek: “Sivas’ın intikamını almak için bunca yezidi katlettim! Katletmeyip de ne yapacaktım. Bravo bana!”

Oradaki kalabalık intikamı alındığı için kendinden geçmez ve zafer naraları atmaz mıydı?

Ben yine de o kalabalığın büyük çoğunluğunun basına yansıyan haberlere uygun insanlar olduğu kanaatinde değilim.

Türkiye’nin alevilerini birileri kışkırtıyor. Alevilerden de bir PKK çıkarma hevesi elbette var. Almanlar, İngilizler, ABD, İsrail ve diğerleri alevî unsurunu gerektiğinde kullanmak için zemini hazır tutmak istiyor.

Zaman zaman da kullanıyor.

Şimdi bu zemini kullanan, daha doğrusu en iyi kullanan, Beşşar zâlimi olmalı. Şam kasabı, elindeki kanları bir an bile silmeden cinayetlere devam ederken el altından Türkiye’de tahriklerde bulunuyor.

Türkiye’de kaç faal Muhaberat ajanı var? Alevilik iddiasındaki bu zevat içinden kaçı Muhaberat’a çalışıyor?

Bunları elbette biz bilmiyoruz. Bilmemiz de gerekmiyor. Muhaberat’ın eli Türkiye’de ve kullanacakları malzeme de belli.

Türkiye’de alevilik üzerinde bir kısıtlama, baskı var mı?

Esasta yok. Dillerine doladıkları “Sivas olayı”nın bir derin devlet veya ergenekon vak’ası olduğuna fehmedemeyen ya ahmaktır, ya da hain.

Onların o sıralar rey verdiği SODEP (adı sonradan CHP oldu) iktidar ortağı idi. “Dersim kahramanı” İsmet Paşa’nın oğlu da bu partinin başkanı olarak başbakan yardımcısı. Onun tayin ettiği vali de Sivas valisi...

Valinin taşkınlıklara müdahaleyi men ettiğini herkes söylüyor, yazıyor...

Neyse bu bahsi fazla uzatmayalım.

Bu ismen “alevili”ler kendilerini bir şekilde göstermek istiyorlar. Efendim, evlerine çarpı işareti konuluyormuş! Sünniler bu işaretli evdekileri kıtır kıtır kesecekmiş!

Bir sürü uydurma haber çıktı, hiçbirinin aslı asdarı olmadığı da ortaya çıktı! Birine de duyarlı sanatçı Sabahat Akkiraz müdahale etti, tahrikçi partidaşını durdurmak için.

Buna rağmen böyle şeyleri arzu eden, böylece kendini ispat etmek isteyenler, “bizi de işaretleyin” pankartı açmışlar.

Siz zaten kendinizi işaretliyorsunuz! Kendi çarpınızı kendiniz atıyorsunuz!

Kendinizden olmayanlara her türlü kötü muameleyi reva görüyorsunuz. Hangi alevî kuruluşu başörtüsü meselesinde mazlumdan yana oldu?

Onlara her türlü zulüm mübah!

Türkiye’de hiç bir sünni tarikat resmen serbest değil. Hiçbirinin tekkesi resmen açık değil. Cem evleri ise Anayasa’ya ve kanunlara rağmen resmen açılıyor...

“Efendim biz müslüman değiliz, başka dindeniz” diyorsanız, kendinize aleviliği istismar etmeden yeni mabed bulun! Başka ad takının.

Gerçek alevileri rahat bırakın. Yeter bu çirkin istismar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi