Cumhuriyet neyin üzerine kuruldu?
Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetin kuruluş yıldönümü. Nice nutuklar atılacak yine; ebediyete kadar... türünden. 89. kez Bayram olarak kutlanacak. Sanki Cumhuriyetten önce ezanlar okunmuyormuş gibi, millet aptal yerine konacak; Cumhuriyet sayesinde... diye başlanacak, ezanlarımızın okunması, camilerimizin açık olması buna bağlanacak. Nitekim Milli Savunma eski Bakanı Vecdi Gönül, Allah cumhuriyeti kuranlardan razı olsun diye dua ediyor. Başbakan, gazetelere tam sayfa ilan vererek, Kurban Bayramının yanına Cumhuriyet Bayramını da koyup Milletimizin çifte bayramı kutlu olsun diyor.
Ama acaba, bayram ilan edilen Cumhuriyet neyin üzerine kuruldu? Küçük bir tarihi kesit alalım bakalım, Cumhuriyetin altında neler kalmış.
Cumhuriyet, yıkılan Hilafetin, hayattan uzaklaştırılan İslamın, hükümleri reddedilen Kuranın üzerine kuruldu. Kendi halkını düşman ilan eden, halkının dinini-imanını kökünden kazımaya yeltenen, Allaha isyanı esas alan, ilahi hükümlerin yeryüzünü yönetmesine karşı çıkan bir anlayış üzerine kuruldu.
Cumhuriyet kurulunca Kuran yasaklandı, Kuran nüshaları yırtıldı, yakıldı; Kuran öğrenmek suç sayıldı. Mahalle aralarında gizli gizli açılan Kuran kursları, jandarma baskınlarına uğradı, Kuran öğretenler aşağılanarak cezalandırıldı. Ezan Türkçeleştirildi. Camiler satıldı, yıkıldı, amacı dışında kullanıldı, kapatıldı. Mezarlıklara varıncaya kadar vakıf varlıkları talan edildi. Sosyal, siyasal, hukuki, iktisadi, idari, tedrisi vb. hayatın her alanından sökülüp atılan İslam, bireyin vicdanına hapsedildi. Rejimin İslamı iptal eden uygulamalarıyla da yetinilmedi, İslamda reform yapılmak istendi. Hülâsa Cumhuriyet, İslam düşmanlığı üzerine kuruldu.
Cumhuriyet, tam bir militarist diktatörlükle kuruldu; Hilafet ilga edildikten sonra birbirini kovalayan devrimlerle biçimlendirildi. Devrimlerin esas hedefi, sosyal, siyasal, hukuki ve iktisadi hayatın yanında, ferdi hayatı, şahsi davranış, yaşayış ve hissiyatı, iman ve ibadet esaslarını da din dışına çıkarmaktı. Tam anlamıyla devlet terörü estirildi. Bu da İstiklal Mahkemeleri eliyle yapıldı Toplumun İslamdan uzaklaştırılmasına itiraz edenler, İstiklal Mahkemeleri adındaki mezalim mahkemelerinde hukukçu olmayan üyeler tarafından usulen yargılandı ve sanığın idamına, şahitlerin bilahare dinlenmesine diye başlayan kararlarla idam edildi; idam yoksa da mutlaka cezalandırıldı. Baba-oğul birlikte tutuklanmışsa, önce babanın gözü önünde oğul asıldı, sonra baba idam edildi. Böylece Cumhuriyet, İstiklal Mahkemelerinde katledilen 500 bin müslümanın canları ve kanları üzerine; hapisler, işkenceler, suikastler, fail-i meçhul cinayetler, yargısız infazlar, ideolojik dayatmalar, ırkçı baskılar, zalimce yasaklar, vakıf varlıklarının talanı vb. üzerine kuruldu.
Cumhuriyet, Anadolu mozaiğinin birleştirici unsuru olan İslamı ve İslama dayanan her fikri düşman saydı. Kemalist ideolojiye dayalı katı, otoriter bir merkeziyetçiliki esas alan şiddetli ve kanlı bir baskı rejimi kuruldu. Osmanlı Saltanatı kaldırıldı, ama tam bir militarist-bürokratik-oligarşik tek adam monarşisine dayalı saltanat kuruldu. Yeni saltanatın idarecileri babadan oğula geçmiyordu, ama tek bir ideolojiden beslenmek zorundaydı. Bu yeni tür bir monarşiydi. Yeni saltanat, Kemalist Saltanat idi. Yani Cumhuriyet, cumhura dayanmadan, cumhurun değer yargılarına bağlı olmaksızın kuruldu. O günün elde kalmış tek organize ve aynı zamanda silahlı gücü olan M. Kemalin emrindeki ordu gücüyle otoriter bir yönetim kurulup, adına Cumhuriyet dendi.
Cumhuriyet, cumhurun İslami ve etnik kimliklerini inkâr üzerine kuruldu. Toplumun inanç, kimlik ve kişilik değerlerine düşmanlık üzerine inşa edildi. Elit tabaka yükseltilirken, cumhur sürekli aşağılandı, baskılandı, sömürüldü, ezildi, horlandı, cahil bırakıldı. Bırakın toplumsal hayatı, bireysel hayat bile bütün ayrıntılarıyla dizayn edildi; adeta topluma ve bireye nasıl inanacakları, nasıl ibadet edecekleri, nasıl yaşayacakları, nasıl düşünecekleri, nasıl konuşacakları, nasıl giyinecekleri, nasıl yiyip-içecekleri vb. empoze edildi. Cumhuriyetin militarist-oligarşik-bürokratik saltanatı, birey ve toplum için adeta kader yazmaya yeltendi.
Cumhuriyet, halkın dini inançlarını bile resmi ideolojiye uygun hale getirmeye çalıştı. İslamı seküler mantıkla yorumladı, Laik-İslam anlayışını dikte etti. Toplumun yerli kültür ve geleneklerini ve toplumsal değerleri cebren, Batının Seküler-Laik normlarına uygun hale dönüştürdü. Toplumsal yapıyı teşkil edenlerden Türk unsurunu dönüştürürken, Kürtleri ve diğer toplumsal unsurları yok saydı, baskı altına aldı, asimile etmeye kalkıştı. Böylece, bugünkü terör sorununu üreten sebepler zincirini inşa etti.
Ve araştırın, daha niceleri...
Bugün Cumhuriyet Bayramı, ama -mesela- başörtüsü hâlâ yasak!
Hadi şimdi, Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun! Kutlayabiliyorsanız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.