Ayhan Demir

Ayhan Demir

İkinci Karaciç: Tomislav Nikoliç...

İkinci Karaciç: Tomislav Nikoliç...

Ekonomik krizin başlamasından bu yana Sırbistan’da 400 binden fazla kişi işten çıkarıldı.
Yedi milyon nüfusa sahip olan ülkede, işsizlik yüzde 25’ler seviyesinde.
Buna karşılık, Avrupa’yla uyumu hızlandırma, yoksulluk, yolsuzluk ve diğer suçlarla mücadele vaatleriyle iş başına gelen Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç, iç meseleler yerine, komşularıyla uğraşmayı tercih ediyor.

Aslına bakarsanız Nikoliç’in bu husustaki sicili oldukça kabarık.
Mesela, bundan dört yıl önce, Hırvat liderlerle işbirliği yapamayacağını şu sözlerle dile getirmişti:
“Sizinle işbirliği yapamam. Çünkü yüz binlerce Sırp, on iki yıldır evlerine dönebilmeyi bekliyor.”

Nikoliç, Kosova’nın 2008 yılındaki bağımsızlık bildirgesi öncesinde Kosova’ya savaş açmaya hazır olduğunu “Her şekilde tepki vereceğiz.
Arnavutlara savaş açacağız” sözleriyle ifade etmişti.

Seçim kampanyası esnasında, statü meselesini masaya yatırmak şartıyla,
müzakerelerin Kosova temsilcileriyle devam etmesi gerektiğini savunan Nikoliç,
seçim sonucu belli olunca, havayı yumuşatmak adına, “Sırbistan, Avrupa yolundan asla sapmayacak” demişti.
Ayrıca, bölgedeki bütün devletlerin cumhurbaşkanlarıyla iyi ilişkileri sürdüreceğini söylemişti. Ne var ki, Nikoliç baharı oldukça kısa sürdü.

Göreve gelişinin ilk haftasında tüm sözlerini unutan Nikoliç,
Karadağ devlet televizyonu RTCG’de yayınlanan bir röportajında, “Srebrenitsa’da soykırım olmadığını”
ve savaş suçlarının “bulunması, kovuşturulması ve cezalandırılması” gereken bazı Sırplar tarafından işlendiğini ileri sürdü.
Her yıl, 11 Temmuz’da düzenlenen Srebrenitsa Soykırımını Anma törenine de katılmadı.

Nikoliç, aynı programda, 1992 yılındaki bağımsızlık savaşı sırasında Sırp ordusu tarafından ağır bombardımana uğrayan,
Hırvatistan’ın sınır kasabası Vukovar’ı da “Sırp kasabası” olarak niteledi.

Nikoliç, The Guardian gazetesinin 29 Temmuz 2012 tarihli sayısında yayınlanan röportajında ise işi bir adım daha ileri götürdü.
Nikoliç, “Kosova’daki Sırpların, soykırım tehdidi altında olduğunu” ve “Priştina yönetiminin bir Sırp göçüne yol açabileceğini” iddia etti.

Tomislav Nikoliç, son siyasi gafını geçtiğimiz günlerde Makedonya’nın Sitel televizyonunda yaptı.
Nikoliç, konuk olduğu programda aynen şunları söyledi:
“Uluslararası Toplum 17 yıl boyunca Bosna Hersek’i bir devlete dönüştürmeyi başaramadı.
Bosna gözlerimizin önünde yavaşça kayboluyor.”

Nikoliç’in bu sözlerini duyar duymaz aklıma ilk gelen siyasi yoldaşı, Radovan Karaciç oldu.
1992-95 Bosna Savaşı öncesinde Karaciç de,
“Bosna-Hersek’in bağımsızlık ilanına ilişkin planların ülkeyi cehenneme çevireceğini ve belki de Müslümanlar’ın yok olmasıyla nihayet bulacağını” söylemişti.

Nikoliç’in, bugüne kadar söyledikleri, aslında hiç de garip bir şey değil. Bunu anlamak için Nikoliç’in geçmişine hızlıca bir göz atmak yeterli.

Siyasetle ilk olarak 1990’larda ilgilenmeye başlayan Nikoliç,
ileride Sırbistan Radikal Partisi’ne dönüşen Sırbistan Çetnik Hareketi’nin kurulmasına yardımcı oldu.
Lahey’de savaş suçu işlemekten yargılanan Voyislav Şeşely ile de burada tanıştı.

Kısa sürede Şeşely’nin sağ kolu olan Nikoliç,
Sırbistan Başbakan Yardımcılığı ve daha sonra, Miloşeviç’in iktidarı sırasında Yugoslavya Başbakan Yardımcılığı yaptı.

Miloşeviç rejimi 2000 yılında çöktükten sonra, radikaller de muhalefete geriledi.
Şeşely, Şubat 2003’te Lahey’deki mahkemeye çıkarılınca, Nikoliç de partinin liderliğini devraldı.

Nikoliç ile Şeşely’nin yolları Eylül 2008’de ayrıldı.
Nikoliç, radikal bir dönüşle Avrupa ile uyumu desteklemeye başladı.
Ne var ki, “can çıkmadan huy çıkmaz.” Nikoliç de, sık sık “eror” vermeye devam ediyor.

Nikoliç’in sorumsuz sözlerine onlarca cümleyle cevap verilebilir.
Ancak o ve onun gibi düşünenlere verilebilecek cevapların en güzeli
Bosna-Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı rahmetli Aliya İzetbegoviç’in şu cümlesidir:
“Allah’a yemin olsun ki, bir daha asla köle olmayacağız!”

Slobodan Miloşeviç, Voyislav Şeşely, Radovan Karaciç, Ratko Mladiç, Tomislav Nikoliç ve onlar gibi düşünenlerin ulaşabilecekleri tek netice
tarihin çöplüğüdür.

Bunları söylerken bir hakikati de dillendirmek mecburiyetindeyiz.
Evet, Nikoliç’in tüm sözleri patavatsız ve provakatif.
Ancak ona bu sözleri söyleme fırsatı veren Boşnak siyasetçiler de öz eleştiri yapmalılar.
Boşnak siyasetçiler, sert tepki vermenin ötesine geçip, artık sert tedbirler almalılar.
Mesela, öncelikle içlerindeki ‘Nikoliç’in yol arkadaşlarını’ ve ‘işbirlikçilerini’ terbiye etmeliler.
Aksi takdirde, Allah korusun, Nikoliç’in sözleri kabulü zor bir gerçeğe dönüşebilir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi