İdam cezası ve beşeri hukuk
Toplum, idam cezasının getirilmesi için artan bir beklenti içinde. Özellikle PKK terörünün, Kürt ayrılmacılığının şiddeti artırması, sorumluların idamına dair toplumsal talep oluşturdu. Öyle ki, Başbakan idamı gündemine aldı. Nitekim sorulan bir soruya verdiği cevapta şunları söylüyor:
Siyasi suçlarla ilgili olarak değil ama terör ve ölüme sebebiyet verme kapsamında idamı tartışmak elbette mümkün olabilir.
Başbakanın siyasi suçlar hariç şerhini düşmesi önemli.
Ancak, siyasi suç nedir, neyin siyasi suç olduğuna kim, nasıl ve neye göre karar verecek de hukuk metni haline getirilecek, orası meçhul. İdam olmasa bile, hukukta siyasi suç diye bir maddenin bulunmaması gerekmez mi? İnsanları siyasi görüşlerinden, şiddete başvurmadıkları sürece siyasi görüşlerinin propagandasını yaptıklarından dolayı suçlamak doğru değil. Bir siyasi görüşün suç olduğuna karar verenlerin de kendilerine özel siyasi görüşleri yok mu? O zaman bir siyasi görüşün, diğerini suç olarak tanımlaması yanlış olmaz mı?
Bir başka meçhul, düşünce suçu işlenmesi durumunda idamın sözkonusu olup olmayacağı... Düşüncenin, düşünceyi açıklamanın ve toplum içinde yaygınlaşması için çalışmanın suç olarak telakki edilip edilmeyeceği...
Konu henüz tartışma aşamasında olduğundan, sanırım Başbakan meseleyi etraflıca araştıracak ve enine boyuna düşünülüp öyle karara varılacaktır.
Benim dikkat çekmek istediğim asıl husus daha başka.
Bazı insanların, kendi kafalarına göre yaptıkları yasalarla diğer bazı insanların idamlık suç işlediklerine karar vermesini doğru bulmuyorum. İnsanların yaşamlarına son verilmesi beşeri yasalarla olamaz, olmamalı. İnsanın nasıl ve neden dolayı öldürüleceğine, ancak o insanın yaratıcısı Allah karar verir; Allahın yasalarına göre karar verilir. Başka türlü bir idam düzenlemesi cinayettir.
İdamı isteyenlerin aklından geçen, PKK terör örgütünün eylemcilerinin cezalandırılması değil mi? Peki, diyelim ki idam cezası geri geldi. Yasa metninde PKKlılar içindir diye bir ibarenin bulunması mümkün değil ve bir hukuk metninde böyle özel, adrese teslim ibareler olmaz. Hukuk kapsamına giren her fiile uygulanması için hazırlanan metinleri genel ifadelerdir. İdam cezasının yasa metni de genel anlamda olacaktır.
Mesela, bu yasa metninde terör eyleminin karşılığı idam olarak belirlenmiş olsun. Bu isabetli olur mu? Zira terörün tanımlanması gerekmez mi? Mesela, bir şahıs, Allah için cihad ediyorsa ve Allah indinde cihad olan eylem yasaya göre terör olarak tanımlanmışsa, cihad terör, mücahid terörist sayılıp idam mı edilecek? Öyleyse, Allahın cihad emrine uyan kişi, Allahın muradının hilafına idam edilmiş olmaz mı?
Meselenin bir başka yönü daha var.
Örneğin, getirilecek idam cezası hükmüne göre, Allahın yasalarına göre idamı gerektiren bir eylemi yapan kişi de idam edilebilecek mi? Hayırsa, Allahın yasalarına göre idamlık bir eyleme ceza vermeyecek, ama beşer aklının oluşturduğu yasalarla insanın yaşamına son verilecekse, buna katılmak mümkün mü?
Bu hususu biraz açalım. Diyelim ki idam cezası geri geldi. İslamdaki kısas hükmünün yeri ne olacak? İslama göre kasten ve taammüden öldürmek kısası gerektiriyor; ancak buna devlet değil, öldürülen kişinin mirasçıları karar veriyor: affedebilir, diyet alabilir, idamını isteyebilir. Devlet onun kararına uymak zorunda. Bu durumda devlet, mirasçıların karar seçeneklerini hiçe sayacak şekilde adam öldürenin idamını öngören bir yasa çıkarsa, bu caiz olur mu?
İslamdan irtidad edenin hükmü İslama göre idam. İdam yasası bunu da kapsayacak mı? Hayırsa, nasıl olur da İslama inananlar, İslamın idam hükümlerine itibar etmezlerken, beşer aklına göre idam düzenlemesi yapacaklar?
İslam hukukunun düzenlediği Yol Kesme Suçu diye bir suç var. Eğer bu suçu işleyenler hem mala, hem de cana kastetmişlerse idam edilir. Ama cana kasıt yoksa, başka cezalar alır. Şimdi dağdaki teröristler için İslam hukukunun öngördüğü bu alternatifli ve suçuna göre ceza değil de tek bir idam cezası verilirse, bu Allahın muradına uygun düşer mi?
Şimdi diyeceksiniz ki, Laik bir ülkedeyiz, dine göre mi karar vereceğiz? Haklısınız, Laik iseniz İslama göre karar vermeyeceksiniz. Peki, Allahın muradının dışında, beşer aklının ürünü yasalarla insan yaşamına son verme hakkını nereden alıyorsunuz?
İnsanı, insanın yaratıcısının yasalarıyla yönetmezseniz, hiçbir sorunu hak ve adalete göre çözemezsiniz. Gayrisi de çözüm olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.