“Suriye laiktir laik kalacak!”


Suriye’nin eli kanlı zâlimi Beşşar bizim için çok tanıdık bir oyun oynuyor. Batı’nın, Amerika’nın ve elbette bilhassa İsrail’in kulak kabartacağı şeyler söylüyor. Elbette söyledikleri Türkiye’de de yankı bulacak. Darbecilerin vazgeçilmez genel yayın yönetmeni başta olmak üzere, çok sayıda kalemşör, Dersimli Kemal ile birlikte bir hayli siyasetçi Beşşar’ın bu çıkışını açık veya gizli alkışlayacaklar. Doğu’nun Perinçek’inin İP’ine sarılanlar keza…

Türkiye’nin 28 Şubat’ta kanıksadığı bu tür beyanatlar niye verilir? O ülkenin hâkim eliti, sonunun gelmekte olduğunu görünce, batılı ağababalara, dünya hükümranlarına, “ülkemizi müslümanlara teslim etmeyeceğiz, biz istediğiniz şekilde size hizmet edecek adamlarız” makamında konuşurlar.

Tabiî bu böyle apaçık söylenemez. Söylenmesi gerektiği şekilde söylenir!

28 Şubat’ta, ardından gelen Ergenekonculuk döneminde, Balyozculuk vaktinde neler söyleniyordu?

“Türkiye laiktir laik kalacak!” “Birinci tehdit irtica!”

Batı Çalışma Grubu çalışıyor!

Baas Çalışma Grubu da boş durmuyor!

Türkiye’nin 28 Şubatçılarının gözündeki model, Suriye modeli idi. Ordudan ağır tasfiyeler yapılarak dindar subaylar, yüksek rütbeliler uzaklaştırılacak, mezhebî yönü olanlar öne çıkarılacak, askerî okullara da böyle bir çerçeve çizilerek sünnilerin çocukları alınmayacaktı.

Bu plan o zaman deşifre edildi. Bir de bakıldı ki, 28 Şubatçı generallerin bir haylisi bu tanımlamaya uygun!

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bu konuyu her vasatta gündeme getirdi. Halka mal etti. Türkiye’nin Suriye olması böylece önlendi.

Şimdi Suriye Türkiye olmaya çalışıyor!

Beşşar habire laiklik üzerinden mesaj veriyor.

İşe bakın en sıkı müttefiki İran laikliği düşman ilan etmiştir! Demek ki Beşşar’ın laikliği onları rahatsız etmiyor.

Beşşar laik ama, bizim 28 Şubatçı öndegelenler gibi değil. Son olarak onun bayram namazı kılarken çekilmiş resimlerini gördük. Günahı boynuna, bu resim önceden çekilip, “bayram namazı kıldı” diye servis edilmiş. Öyle veya böyle, adam camiye de giriyor, etrafında hacı hoca da bulunduruyor. Hatta bunlardan müslüman öldürmenin meşru olduğuna dair fetvalar alıyor! (E orada da bir hayli Zekeriya veya Y. Nuri bulunur!)

Beşşar’ın bu beyanlarının topraklarının bir kısmını işgal altında tutan İsrail tarafından nasıl memnuniyetle karşılandığını tahmin etmek zor değil. İsrail böyle bir Suriye yönetiminin olması için neler yapmazdı? (Belki de yaptı böyle oldu!)

Neredeyse 40 yıldır İsrail’den Suriye’ye bir mermi atıldığı görülmemiş. Kırk yıl kazara bile bu görülmezken, bir kaç gün önce “ülkemize gülle düştü” iddiasıyla İsrail’den Suriye topraklarına ateş açılmış.

Hür Suriye Ordusu’nun açıklaması ilginç: “Golan’a yakın bir yerde tam Beşşar’cıların işini bitirecektik, İsrail’ten toplar ateşlendi!”

Türkiye’deki laikçilerin baş destekçisi de İsrail’di. Adamlar bayağı ilkeli! Suriye’de de laikçileri destekliyorlar!

Peki sonuç?

Beşşar’a Türkiye’ye bakmasını tavsiye ederim!