İsrail Filistin’e “kara harekatı” tehdidinde bulunuyormuş!


Bu yaptıkları zaten “kara harekat”, hem de “kapkara”!

İsrail saldırısı olduğu zaman, neden önce Telaviv’e değil de Vaşington’a bakılır?

Cümle âlem biliyor ki, İsrail’in ABD’si olmasa, değil Filistin’e saldırmak, evinden burnunu bile çıkaramaz! İsrail ABD’nin bilmem kaçıncı eyaletidir. Veyahut da Arzı mev’ut ABD’nin birinci eyaletidir!

İsrail mi ABD’yi yönetir, ABD mi İsrail’i?

Bu sorunun cevabı, “Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan” sorusunun cevabı ile aynı!

Bir soru daha: Obama mı daha İsrailcidir, yoksa rakibi Romney mi? Bu sorunun cevabı ise net: Al birini, vur ötekine!

ABD’nin ikinci defa seçilen başkanı Obama, Netanyau saldırırken Uzakdoğu seferinde imiş. Oradan beklenen açıklamasını yapmış. İsrail saldırılara karşı güvenliğini sağlamaya çalışıyormuş! Yani “nefsi müdafaa!”

Yuh! İlk saldıran Filistinliler mi, İsrail mi?

İsrail saldırıyor: Binalar yerle bir oluyor, çoluk çocuk insanlar ölüyor... Filistinliler de ellerindeki İsrail teknolojisine göre çakaralmaz füzeleri gönderiyor!

Beyaz-Kızılderili savaşlarına ne kadar çok benziyor!

Beyazlar, üstün insanlar-ırklar hep müdafaada!

Obama “siyah” mı? Görünüşte siyah, özde beyaz, bembeyaz!

Mazlum Filistinliler İsrail’e tehdit oluyor ve böylece saldırmak, öldürmek meşrulaşıyor!

Dört yıl sonra insanlık aynı soru ile karşılaşıyor ve ABD ile Avrupa’nın cevabının değişmediği görülüyor.

Yani “garp cephesi” bildiğiniz gibi!

“Şark cephesi”nde değişen bir şey var! Türkiye var, Mısır var!

Bundan önceki İsrail saldırısı sırasında Mısır çok “Mübarek” bir İsrail yandaşının kontrolünde idi. İsrail saldırdı, Mısır Gazze kapılarını kapattı! Bugün bu yapılabilir mi?

Türkiye Başbakanı Mısır’da. Daha önceden planlanan bir ziyaret bu. Fakat Filistin’de dumanlar tütüyor, kan ve barut kokusu bütün dünyaya yayılıyor.

Türkiye Mısır’la stratejik ilişkiler kuruyor. Türkiye ve Mısır düne kadar iki ayrı kıt’ada iken, Osmanlı dönemindeki gibi aynı coğrafyanın ülkeleri oluyor.

Türkiye ve Mısır’ın ittifakı, devlet geleneği kesintiye uğramamış iki ülkenin birlikteliği demek. Mısır’ı 1950’de Nasır darbesiyle Türkiye’den uzaklaştıranlar, Arap şovenizmi emziğini verip, İsrail’e mağlup ettirenler, yarım yüzyıldan fazla bu ayrılığı sürdürdüler.

Dünya âdil bir dünya olabilecek mi? Bu sorunun net ve doğru cevabı, her konuda ahkâm kesen, güya insan hakları, hak hukuk dayatan Batı’nın İsrail sözkonusu olduğunda ibresinin şaşmadığı bir dünya kurulduğunda verilebilir.

Âlemi İslâm… Dünyada işgal ettiği yerle mütenasip, nüfusla mütenasip, ekonomik kaynaklarla mütenasip bir güç olduğunda, daha doğrusu bu gücünün olduğunu gösterdiğinde “kara harekatlar”, “kara harekatları” tehditleri vız gelip tırıs gidecek!