Mısır İslam Devleti oldu mu?
Mısırda hızlı gelişmeler yaşanıyor. 1928de Hasan el-Bennanın temelini attığı, yaşadığı sayısız baskı, işkence ve zulme rağmen yılmayıp yoluna devam ettikten sonra iktidara gelen Müslüman Kardeşler Hareketi, kısa süre içinde Mısır Anayasasını da değiştirerek Şeriatı yasamanın temeline oturttu. Böylece Mısırda yeni bir süreç başladı.
Elbette gelinen nokta el-Bennanın idealindeki nokta değil; İslam bakımından yeterli düzeyi temsil etmiyor, müslümanların bütün beklentilerine de cevap vermiyor. Ancak uzun bir işgalin ardından, işgalden de uzun bir diktatörlükle yönetilen Mısırda, bütün bozulmalara, yerleşmiş bütün değerlere, kök salmış İslam dışı unsurlara, henüz dönüşmemiş sivil ve askeri bürokrasiye ve derin yapılara rağmen, kısa sürede Şeriata dayalı bir anayasayı yürürlüğe koymaları bile büyük bir gelişme ve geleceğe dair umut verici bir hamle.
Bu bakımdan Mısır, Türkiyenin ilerisinde bir feraseti taşıyor ve ilerleme kaydediyor. Zira işi temelden ele aldılar, önce Anayasayı değiştirip sonraki hamlelerin dayanak noktasını teşkil ettiler. Böylece sonraki İslami dönüşüm hamleleri için anayasal zemin hazırlanmış oldu. Artık, en azından hukuk bakımından bir engel de, mazeret de kalmadı.
Mısırı Türkiyenin bir adım önünde götüren husus, sadece Anayasanın yapılması ve anayasanın içeriğine İslamın yazılması değil. Anayasanın yapım usûlü ve süreci de Türkiyenin önünde. Zira anayasa komisyonu, diktatörden kalan yargı baskısına rağmen, işi zamana yayıp sulandırmadı ve kısa sürede anayasa yazımını tamamladı. Bunun yanında, Türkiyede olduğu gibi madde yazımında çoğunluğu temsil eden İslami kesim ile Laik-Liberal kesimler arasında ittifak şartı gibi saçmasapan bir kurala göre hareket edilmedi. Madem müslüman halk diktatörü devirmişti, artık söz müslüman halkındı. Laik-Liberal kesimin yerleşik köklü güçlerine ve meydanlara taşıdığı savaş çığırtkanlığına rağmen, müslüman halkın temsilcileri karşı cenahı hoşnut etme ezikliğine düşmedi; temsil ettiği müslüman halkın arzularına göre bir çalışma yaptı.
İşte bunun içindir ki, artık Mısır Anayasasının 2. Maddesine göre Devletin dini İslamdır, İslam Şeriatı prensipleri kanun koyucudur.
Ancak yeni anayasanın Mısırı İslam Devleti yapmaya yetmeyeceği, bilakis İslama aykırı yasalar için anayasal zemin hazırladığı iddiaları da yok değil. Nitekim Selefi alimlerden Şeyh Ahmed Aşuş, Mısır anayasasının şirkle dolu olduğunu açıklayarak, iktidardaki Selefileri ve Müslüman Kardeşleri anayasayı doğru hazırlamaya çağırdı. Gerekçe olarak da egemenliği kayıtsız şartsız halkın kılan 5. Maddeyi gösterdi.
Benzer bir karşı duruşu Ensar eş-Şeria hareketinin önde gelen isimlerinden Muhammed ez-Zevahiri de gösterdi. Ez-Zevahiri, anayasada İslama aykırı esasların yer aldığını, çünkü İslamın Mısır yasalarının tek kaynağı haline gelmediğini, aksine, eskiden olduğu gibi İslama aykırı yasalar çıkarılabileceğini söyleyerek, yeni anayasanın İslama aykırı olduğunu iddia etti. Ez-Zevahirinin diğer iddiası ise, yeni anayasaya göre insanlar arasındaki bağlılık ve dostluğun ana kaynağının İslam kardeşliği olmadığı, ulusal birlik adıyla yeni bir idol oluşturulduğu.
Bunların dışında çok sayıda alim, yeni anayasaya, İslami devleti tesis etmekten uzak olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor. Bütün bunların ortak gerekçesi, anayasanın İslama aykırı olduğu ve içerdiği Laik-Demokratik unsurlarından ötürü Allaha şirk koşulduğu.
Yine de yeni anayasa, yeni Mısır için dönülmez bir İslami kulvar açması bakımından önemli. Çünkü kanun koyucu Şeriat ise, buradaki egemenlik, Şeriatın kuralları dahilinde iktidarın kullanımı için seçim mekanizmasından öte bir anlam ifade etmeyecektir. Nitekim, anayasaya evet diyen alimler, kendilerinin de memnun olmamalarına rağmen, olumlu gelişmelere yol açabileceği kanısıyla kerhen destek verdiklerini söylüyorlar. Bir nevi, yetmez ama evet söylemi... Yine, anayasanın 4. maddesiyle, Sünni İslam ekolünde otorite kabul edilen el-Ezher Üniversitesinin, Şeriatla ilgili konularda danışma makamı kabul edilmesi, yasamada İslamın etkisine dair önemli bir husus.
Hülâsa, yeni anayasanın, Mısırı İslam Devleti haline getirmediği açık. Çünkü anayasa devleti İslamileştirmiyor, aksine Demokrasi ile İslamı harmanlıyor. Hatta, anayasadaki Şeriat ilkeleri ifadesi sıkıntılı. Nitekim Selefiler ve Müslüman Kardeşlerden bir grup Şeriat ilkeleri yerine Şeriat kuralları ifadesini önerdiler, ama kabul görmedi.
Yeni Mısır anayasası hiçbir kesimi memnun etmişe banzemiyor. Mısır İslami devlet olmuş da değil. Ancak işin başında İhvan-ı Müsliminin olduğu, eski sistemin güç odaklarının bütün güçleriyle birlikte mevzilerini korudukları dikkate alındığında, Mısır için hayırlı bir başlangıca sebep olabileceği düşünülebilir. Fiili pozisyonu ele geçirmiş olmak önemlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.