Sokakları değil sandıkları doldurursan iktidarsın!
-Lütfü Bey; Atatürkçü Düşünce Derneği gibi kuruluşların organize ettiği ve başta CHP olmak üzere muhalefetin desteklediği 29 Ekim, 10 Kasım ve 13 Aralıktaki Silivri yürüyüşlerinde toplanan kalabalıklara bakıp muhalefetin güçlendiğini, AK Partinin yıkılacağını söyleyenler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
-Sorunuzda sözünü ettiğiniz yürüyüşlerde toplanan kalabalıklar muhalefetin güçlendiği, AKPnin yıkılacağı anlamına gelmiyor. Nitekim bunu AKP Hükümetine muhalefet eden yazarların başında gelen Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun da söylüyor. Bu yürüyüşlerde toplanan kalabalıkların siyasi bir karşılığı yok; bunlar sandığa yansımaz; kendimizi kandırmayalım diyor. Demek ki siyasi karşılığı olmayan, sandığa yansımayacak olan bu kalabalıklara bakıp muhalefetin güçlendiğini, AKPnin yıkılacağını sananlar kendilerini kandırıyor. Nitekim 2007de Atatürkçü Düşünce Derneği ile CHPnin de içinde bulunduğu muhalefetçe düzenlenen Cumhuriyet mitinglerinin sonucu da aynı olmadı mı? Muhalefete göre Cumhuriyet mitinglerinde beş milyon insan toplanmıştı. Ancak bu mitinglerin ardından yapılan ilk seçimlerde, ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere muhalefet partileri oy değil nal toplamıştı. Oyları yüzde 50lere tırmanan AKP iktidarı gücüne güç katmıştı. Sokakları değil sandıkları doldurursan iktidarsın! Yoksa ilelebet iktidarsızsın! Sandıkları doldurmayacak bir muhalefetin AKPyi yıkacağını sanırsan kendini kandırırsın. Kaldı ki geçtiğimiz aylarda muhalefetin düzenlediği 29 Ekim, 10 Kasım, 13 Aralıktaki yürüyüşlerde de Cumhuriyet mitinglerinin yirmide biri kadar bile kalabalıklar toplanmadı. Beş milyon kişinin toplandığı Cumhuriyet mitingleri, ana muhalefet CHP başta olmak üzere muhalefetin oylarını artırmadıysa, o mitinglere göre hayli cılız olan bu son yürüyüşler muhalefetin oylarını arttırır mı? Peki örneğin Cumhuriyet mitingleri niye muhalefetin oylarını arttırmamıştı? Çünkü bu mitinglerde Türkiye laiktir laik kalacak, Cumhuriyet elden gidiyor, Ordu göreve, Mustafa Kemalin askerleriyiz türü söylemlerden başka bir söylem duyulmamıştı. Halkın karnını doyurmayan bu söylemler de halktan bir karşılık bulmamıştı. Tenceresinde pişireceği yiyeceğin, çocuğuna içireceği sütün, sobasında yakacağı kömürün arayışında olan halka sen Türkiye laiktir laik kalacak diye seslenirsen, halk sana kulak kabartır mı? Senin halkın işsizlik, yoksulluk, geçim sıkıntısı, gelir adaletsizliği gibi birçok sorununa çare olacak projelerin, önerilerin var mı? Belli ki yok. Öyleyse böyle bir muhalefetin sandıkları doldurma, AKPyi yıkma ihtimali de yok.
OLACAK O KADAR DEMEYİN,OLMAZ BU KADAR DEYİN!
-Sanatçılar Girişimi denilen topluluğun düzenlediği toplantıda İşçi Partisinin yönetim kurulu üyesi de olan komedyen Levent Kırca, kadınlarımızı ırzına geçilecek birer yaratık konumuna düşüren çok ağır bir söz sarf etti. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?
-Ülkemizde olup biten bazı şeyler karşısında benim de asabım bozuluyor. Ama ağzım bozulmuyor! Şu ya da bu nedenle insanların asabının bozulmasını anlarım. Ancak ağzının bozulmasını, hele de sorunuzda sözünü ettiğiniz ölçüde ağzının bozulmasını anlayamamaktayım. Bir şeyi daha anlayamamaktayım. Levent Kırca, televizyonda canlı olarak da yayınlanan söz konusu toplantıda kadınları en aşağılık şekilde aşağılıyor.
Benim de bir işim var; bir karı buldum, gidip
.ceğim diyor. Peki kadına karı denildiğinde bile öfkeyle ayağa kalkan feminist kadınlarımız, niye kadınların böylesine aşağılanmasına tepki göstermiyor? Yine kadınlara karı denildiğinde bile öfkeyle ayağa kalkan Kemalist, Atatürkçü kadınlarımız, niye kadınların böylesine aşağılanması karşısında susup oturuyor? Feminist kadınlarımız da Kemalist, Atatürkçü kadınlarımız da niçin bu aşağılanmayı protesto eden bildiriler yayınlayıp basın açıklamaları yapmıyor? Neden bu aşağılanmayı protesto eden yürüyüşler, gösteriler düzenlemiyor? Ve de Atatürkçü aydınlarımız, sanatçılarımız, kadınların böylesine aşağılanması karşısında niye tepki göstermekten kaçınıyor? Sanki Levent Kırca gibi Atatürkçüler kadınları aşağılayınca feministler, Kemalistler Olacak o kadar diyor! Oysa onların da kadınlarımızın böylesine aşağılanması karşısında Olmaz bu kadar demesi gerekiyor! Demediklerine göre, belli ki onlar kadınları aşağılayanın kimliğine bakıyor! Kadınları böylesine aşağılayan Atatürkçü, Kemalist kimliğe sahipse ona Olmaz bu kadar denmiyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.