Muhteşem vezir!
Bir yolunu buluyor babalanıyor! Ne yapıyor yapıyor efeleniyor!
En son Fareler ve İnsanlar ve Şeker Portakal kitapları ile ilgili bir öğrenci velisinin şikâyeti üzerine höykürdü.
Veli bu... Kitapları çocuğuna uygun görmemiş. Bu onun en tabiî ve hukukî hakkı. Kanun ona çocuğunun yetişmesi ile ilgili bütün hakları veriyor. Devlet ona sormadan çocuğu üzerinde tasarrufta bulunamaz. Yani “sen ille de çocuğuna Fareler ve İnsanları, Şeker Portakal’ı okutacaksın” diyemez.
Fakat bir atadan babadan CHP’li için öyle bir şey yoktur.
Devlet ana kuzusunu alır, anasının babasının istemediği şekilde yetiştirir ve hatta ana babasına düşman edebilir!
Onlar vatandaşın çocuğu değil, devletin çocuğudur!
Devlet Fareler ve İnsanları çocukları zorla okutmalı! İlle de Şeker Portakal’ı mecbur etmeli!
Mesele bu iken, hazret-i vezir ahkâm kesiyor. Ortada yasak, sansür filan da yok hani.
Bu arada Başbakan’ın da haklı olarak eleştirdiği pespaye bir diziye arka çıkıyor. Fakat onun arka çıkışı eski CHP mantığı ile, bütün Osmanlı tarihine karşı çıkışa dönüşüyor.
“Atalarımızı örnek alırsak” mış…
Mahcup olurmuşuz!
Onlar kardeşlerini, çocuklarını öldürmüşlermiş!
Bilhassa da vezirlerini katletmişlermiş!
Bu Osmanlı tarihinde olmayan bir şey mi?
“Osmanlı tarihinde bu yoktu!” denemez. Fakat bugünün hükmü ile geçmiş yargılanmaz.
Evlat katli, kardeş katli elbette tasvib edilemez, savunulamaz. Şahsî hukuk bunu kabul edemez.
Devlet varlığı için başvurulan bu usuller, her dönemde farklı olsa da, vardır. Cumhuriyetin bekâsı için işlenen cinayetler nasıl yorumlanmalı?
Osmanlılar kardeşlerini, oğullarını masum insanların katliama maruz kalmaması için öldürtmüş olamazlar mı?
İstiklâl Mahkemelerinin yaptıkları, şapka kıyımları, Menemenler, Yassıadalar… Sırf bunlara bakarak devrin yöneticilerini değerlendirsek nasıl olur? Onlar kardeşlerine, oğullarına kıyamadılar ama, binlerce masumun öldürülmesini onayladılar!
Osmanlı binlerce yıllık Türk tarihinin yönünü değiştirdi. Bilinen Türk tarihinde hanedan mensuplarının yönetim hakkı vardı. Hakan ve kardeşleri, oğulları… Her biri bir yerde yönetimdeydi. Bütün Türk devletleri bu çoklu yönetimin yol açtığı krizlerle yıkıldı…
Osmanoğulları milleti katletmektense, acı ilacı kendi içti, devleti yaşattı.
Neyse bunu muhteşem vezirin havsalası almaz!
O Ayasofya’nın aidiyetini bilmez! Eğer Ayasofya’nın aidiyetini bilmezseniz, bilmezlenirseniz, bugünkü devletin meşruiyetini yok sayıyorsunuz demektir. Bu topraklardaki varlığımızı reddediyorsunuz demektir ki, bunu artık Yunanlılar bile yapamıyor!
Ayasofya, fetih hakkı olarak imparatordan Fatih’e geçmiştir. Fatih de onu belli şartlarda vakfetmiştir. Fatih’in hakkını korumayan, vasiyetini yerine getirmeyen neyin hakkını koruyor olabilir?
Murat ceddim, Fatih ceddim, Yavuz ceddim, Kanuni ceddim! Bu bakanın lâfı ile, yorumu ile değişecek bir şey değildir. Hatalarını bilmem onların ceddim olduğu gerçeğini değiştirmez. Sevaplarını yok saymamı icap ettirmez!
Aslını inkâr eden haramzade!
Bu vezir hangi kültürün veziri? Putperest kültürün, Yunan kültürünün, Roma kültürünün! Onun için Noel Baba aziz!
Ya tarihimizin gerçek azizleri ne?
Bakan siyasi manevraya devam ediyor… Yolun sonunu kestiriyor. Bakanlığı bittiğinde bazı çevrelerin muhteşem kahramanı olmanın kaldırım taşlarını döşüyor!
Kendisini parti bünyesinde devşirme olarak görüyor.
Devşirme psikolojisi bu olmalı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.