Filistinli Cesur Kız istismarcılığı
Daha önce yazacaktım, ama hem araya başka konular girdi, hem de duygusallıkların biraz olsun sükûnete ermesini bekledim.
Zira duygusallaşınca birey ve toplum olarak doğru değerlendirme yetisini kaybediyoruz. Asıl maksatı anlamaktan acze düşüp yazılanları yanlış yorumluyoruz. Körükörüne bir tarafgirlik, ya da bilinçsiz bir karşı duruş çıkış noktamız oluyor ve bir türlü hakikatlere dönemiyoruz; sağlıklı değerlendirme yapamama zaafiyetine düşüyoruz.
Basında Filistinli cesur kız olarak tanıtılan Filistinli Ahed Tamimi üzerinden yapılan popülist politikaya dikkat çekmek istiyorum. Webde tıklama rekoru kıran görüntülerinde, ağabeyi tutuklandığında İsrail askerine karşı cesur çıkışlarını izledik küçük kızın.
Ancak, mekân Filistin olduğunda küçük kızın cesur davranışının büyütülecek bir yanının olmadığını, bütün Filistinli çocukların her gün aynı cesareti gösterdiklerini kaçırdık. Filistinli çocukların İntifadadaki rolünü ne çabuk unuttuk? Hatırlayınız, Arafat onlar için küçük generallerim diyordu. Yani, Ahed Tamiminin İsrail askeri karşısındaki tutumu elbette önemsiz-küçük değil; ancak bu buradan bakıldığında büyük de görünse, Filistinden bakıldığında sıradan bir tutum.
Şimdi bizde bu sıradan halin nerelere taşındığına bakalım. Hiçbir şeyden habersiz, üzerinden yürütülmeye çalışılan popülist politikanın farkında olmayan Filistinli küçük kız Türkiyeye getiriliyor. Girişte kendisine kendisine söyletilene bakın: Erdoğanın vatanına geldiğim için çok mutluyum. Bu cümleyi o küçük kız mı düşünüp söyledi, yoksa öyle mi söylettiler? Küçük kıza zafer işaretiyle poz verdiriyorlar. Ama bu esnada küçük kız şaşkın, ürkek, ne olduğunu anlamamış olmanın verdiği endişeyle, yüzü hiç gülmüyor. Bu kadar ilgi görmesine anlam verebilmiş değil.
Ancak, İsrail askerinin hiç aldırmadığına, çocuğa bir fiske bile vurmadığına dikkat edilmiyor. Bir gazeteci soruyor: O anı tekrar yaşasan İsrail askerine vurur muydun? Küçük kızın cevabı; kesinlikle öldürürdüm! Nasıl öldürecek en büyük marifeti öldürmek olan donanımlı İsrail askerini? Besbelli ki onu yönlendirip, öyle konuşturuyorlar.
Küçük kız, İsrail askerlerinden hiç korkmadım, onlara Filistinlilerin korkusuzluğunu gösterdim diyor. Ağabeyi tutuklandığı için galeyana gelmiş ve çocukça bir cesaretle eli kanlı İsrail askerinin karşısına dikilmiş küçük kız; bu hareketini Filistinlilerin korkusuzluğunu göstermek için yapmış! Yani öyle bir durumda strateji takip etmiş! Siz o cümleyi o kızın kurduğuna inanıyor musunuz?
Küçük kıza Hanzala Cesaret Ödülü veriliyor. Daralan Vakitler Ülkesi Filistin panelinde kendisine, ülkesinde yaşanan acı dolu olayları çocuk gözüyle anlatma görevi veriliyor. Filistinde çocuk olmak resim sergisinin açılışı yaptırılıyor. Urfaya götürülüp Başbakanla görüştürülüyor. Otelin önünde küçük kızla buluşan Başbakan, objektiflerin takibi altında küçük kızı yanına alıp kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yapacağı toplantı saloluna geçiyor. Başbakanla bir de kahvaltıda buluşturuluyor. Diplomasi görevi de verilen küçük kız; Başbakan Erdoğandan, Filistinin özgürlüğü için destek istiyor. Başbakan Erdoğan ile aynı uçakta İstanbula dönüyor.
Filistinde her türlü eziyeti gören, mahrumiyet içindeki bir çocuk, şatafatlı bir karşılama töreni ve yoğun bir ilgiyle karşılandığı başka bir ülkeye götürülür; o toplantı senin, bu panel benim, koşturulur, el üstünde tutularak gezdirilir, ülkenin Başbakanı ile buluşturulup Başbakanla birlikte toplantıya katılır, Başbakanla kahvaltı yaptırılırsa... Şimdi bu çocuk, iç dünyasında gerçeklikten sıyrılıp kendini nasıl bir hayal alemine bırakır, bunu düşünen oldu mu? Kurgulanmış, önceden öğretilmiş cümleler söyletiliyor; nitekim Başbakanla kahvaltı yaparken kendisiyle buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyor, kendimi evimde gibi hissediyorum diyor. Bunların o çocuğun cümleleri olduğuna inanıyor musunuz?
Filistinli cesur kıza Hanzala Cesaret Ödülü veriliyor. Ödül töreninden sonra, İsrail askerine kafa tuttuğu görüntüler sinevizyon gösterisinde izletiliyor. Aynı ilgiyle, ülkesine uğurlanıyor.
Şimdi, korkusuzca İsrail askerlerine kafa tutan... diye takdim edilen küçük kız, böyle bir takdim ve taltif karşısında kendini ne zannedecek, hayatının bundan sonrasını sağlıklı yönlendirebilecek mi, onu da uzmanlara havale edelim.
Bu mizanseni yapanlara sesleniyorum: Bu çocuğa kaldıramayacağı bir psikolojik yükleme yapmış olmadınız mı? Şimdi o çocuk kendini ne zannedecek, nerede görecek sanıyorsunuz? Yaptığı hareket Filistin şartlarında sıradan/rutin (önemsiz anlamında değil) bir hareket iken, şimdi onu öyle büyüttünüz ki, çocuk iç aleminde nasıl bir zirveye oturdu sanıyorsunuz? Bu dolduruşa kanıp boyundan büyük eylemlere girer de başına bir iş gelirse, bunun vebalini nasıl ödeyeceksiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.