Dün yine;

Bir Vakit’in manşetini düşündüm

Bir de Hürriyet’in manşetini

Bir de vicdanıma sordum

Bir garip duygu çöktü omzuma

İki manşet:

“İşte O üyeler”

“İşte O savcı”

İşte O üyeler; Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin kararını bozarak “öğretmene sokakta da başörtüsü yasağı” getiren kararı vermişti.

Özgürlüğe “kamusal” alandan sonra, “sokakta” bile kelepçe vurulmasının kararı:

Tesettür, örtü; Kötü örnek olur diye

Malum medyadan kışkırtmalar

Ve 17 Mayıs 2006 yılında tetikçinin Danıştay’a girişi.

Danıştay üyesi Mustafa Yücel Bilgin’i hunharca katledişi.

Cinayeti gerçekleştiren kişi ‘türban yüzünden işledim’ diye bir yerlere mesaj gönderirken, olayın hemen ardından bugün Ergenekon terör örgütü’nün savunuculuğunu yapan ‘terör’ medyası, Vakit üzerinden dindarlara saldırıya başlayışı.

Tıpkı Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu cinayetlerinde olduğu gibi, cinayetleri işleyenler, ertesi gün ‘Kahrolsun Şeriat’ mitingleri düzenlettirilişi.

Ve böylece hak ve özgürlük isteyen muhalefetin başı bir kez daha ezilirdi.

İşte Danıştay cinayetinde de böyle oldu.

Cinayet işlendikten hemen sonra terör medyası Vakit’e karşı haksız bir “linç kampanyası” başlatırken, muhafazakar bazı basın yayın organları da, Ergenekon Terör örgütü medyasının etkisinde kalarak Vakit’i eleştirmişti.

Şimdi Danıştay’ın arkasındaki gerçekler bir bir ortaya çıktı.

Bu ipler eminim, bizleri öteki siyasi cinayetlere de götürecektir, cinayeti işleyenler ile cinayete kurban gidenlerin aslında birbirini çok yakından tanıdığı gerçeğine.

Vakit’i ‘hedef gösteriyor’ diye hedef tahtasına koyan malum ‘terör’ medyası, hiç utanmadan ve sıkılmadan cinayet şebekesinin ipliğini pazara çıkaran Savcı için ‘İşte o Savcı’ diye manşet atabiliyor…

Ölüm tehdidi alan bir savcıyı bir kez daha hedef tahtasına koyabiliyor.

O savcı ki, on yıllardır, cinayet ve kan üzerine kurulu bir sistemi çökertmeye and içmiş demokrasi kahramanı, cesaret abidesi bir şahsiyet.

Kendilerini dokunulamaz zannedip, bu ülke insanına her türlü kötülüğü yapanların altındaki altın halıyı çekerek, o halının altındaki kirlilikleri, pislikleri temizlemeye yemin etmiş bir Savcı.

‘İşte O Savcı’ diye manşet atanların, terörün kökünü kazımaya çalışanları hedef tahtasına koyanların da, elbette doğrudan ya da dolaylı bu terör örgütüyle ilişkileri ortaya bir bir çıkartılacaktır.

İşte o zaman, o kahraman savcı;

Hiç şüphesiz olacaktır bu milletin baş tacı.

Bu gün;

Bu güzel düşünce neticesinde…

Tekrar özgürlüğü düşündüm yine

Bir garip huzur doldu içime

Bir garip duygu çöktü omzuma

Hani yağmurlar yağar ya bazen

Hani gök gürler ya arkasından

Hani şimşekler çakar ya peşinden

Bu duygular

İşte böyle bir şey

Ümitliyim!

Bir gün mutlaka!

Özgürlük ve demokrasi katili

“O zihniyet” yer ile yeksan olacak!

Haydi hayırlısı!