Faruk Köse

Faruk Köse

Başörtüsü genelgesi ne zaman sayın Bakan?

Başörtüsü genelgesi ne zaman sayın Bakan?

 

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “öğretmenlerin okullara başörtüleriyle girebileceğini” söylemiş.
 
Nerede söylemiş?
Umuma açık bir yerde mi? Hayır!
Resmi bir toplantıda mı? Hayır!
Kamuoyuna yapılan bir Bakanlık açıklamasında mı? Hayır!
Bir genelge yayımlanmış da onun tanıtımında mı? Hayır!
Ulusal bir TV’de yapılan ve herkese hitabeden bir programda mı? Hayır!
Nerede söylemiş peki?
 
Star’dan Elif Çakır’la yaptığı “özel sohbet”te...
Aslında öyle de söylememiş de, Elif Hanım o çıkarımda bulunmuş. Çünkü Bakan Bey’in söyledikleri, “yeni yönetmelik” ile “eski yönetmelik” arasındaki farka dikkat çekmekten ibaret.
 
Hatta Bakan Bey diyor ki: “Bakın “başı açık” ibaresi eski yönetmelikte zaten vardı.” Yani, “biz yasak koymadık, zaten yasaktı” demeye getiriyor. İyi de sayın Bakan, biz zaten biliyoruz yasak olduğunu; sizden beklenen, “yasağın kaldırılması” değil mi? Neden kaldırmadınız da “zaten yasaktı” söyleminin arkasına saklanıyorsunuz?
Bakan Bey’in, “özel sohbet”te Elif Hanım’a yaptığı asıl ilginç açıklama, yeni yönetmelik ile “yasak kapsamının sadece öğrencilere has olacak şekilde çok daraltıldığı”na dair. Nitekim Bakan; “Aslında biz ‘yeni yönetmelik’le bu kapsamı o kadar daralttık ki sadece ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerini kapsama alanı içinde tuttuk. Bu ne demek biliyor musunuz? Üniversite öğrencileri, öğretmenler, hizmetliler, idari görevliler, okul idarecileri yönetmelikte yer alan ‘başı açık olacak’ kapsamına dahil değildir.”
Bu sözlerden, dolaylı olarak, öğretmenlerin başörtülü olarak derslere girebileceği anlamı çıkarılıyor. Çünkü Bakan Bey, “yönetmeliğin böyle anlaşılmasına dair yönlendirme” yapıyor. Elif Hanım da bundan tatmin olmamış olacak ki, Bakan’la görüşmesinden sonra “Eğitim Bir Sen” Başkan Vekili Ahmet Özer’i arayıp durumu soruyor. Ancak Özer, “Biz Bakan’la görüştüğümüzde yönetmeliği bu şekilde açıklamadı” diyor. Yani “nabza göre şerbet verme” durumu...
 
Elif Hanım soruyor: “(Yasak) tamamen kalksa ne olurdu?”
 
Bakan Bey’in verdiği cevaba dikkat:
 
“Tamamen kalkması MEB’in tasarrufunda olsaydı bunu zaten yapardık!”
Peki, kimin tasarrufunda sayın Bakan? MEB’e müdahil olanlar mı var? Patron başkaları mı? Ya da, “Hükümet’in görüşü yasağı kaldırma yönünde değildir, Hükümet’le Bakanlığı karşı karşıya getiremem” mi demek istiyorsunuz? Ya da başka bir hesap mı var? “Yeni seçimler için elde bir koz kalsın” hesabı olmasın bu?
 
Bakan Bey’in, “Tamamen kalkması MEB’in tasarrufunda olsaydı bunu zaten yapardık!” sözünü samimi bulmuyorum. Zira Sayın Bakan, geçtiğimiz Kasım’da yaptığı açıklamada, “Eğer niyetimiz olsaydı, başörtüsünü bütünüyle serbest hale getirirdik” demiş ve yasağın kaldırılmasını istemediklerini itiraf etmişti. Yine aynı açıklamasında sayın Bakan, “Yaptığımız uygulama, eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda olan bir uygulamadır” diyerek, “başörtüsü yasağı”nın “eğitimin ihtiyaçları”ndan olduğunu iddia etmişti. Bir diğer husus, Bakan Bey, aynı açıklamasında yeni yönetmeliğin “Hükümet Yönetmeliği” olduğunu da söylemişti. Yani sadece Bakanlığın değil, “Hükümet’in tasarrufu” sözkonusu.
 
Şimdi bu durum karşısında, “derin yapılar”ı hallaç pamuğu gibi atan, “dokunulmaz” bilinen bütün “odaklar”a dokunan, “yan gözle bakılmaz zannedilen Ordu’yu bile dize getiren” Hükümet, acaba başörtüsü sorununu çözmemişse, bunu nasıl okumak gerekir? Bakan Bey’in 30 Kasım’da itiraf ettiği ve bizim de bu köşede, 02.12.2012’de yazdığımız üzere, “istemediklerinden” olmasın?
 
Neyse, Bakan Bey her ne kadar “özel sohbet”te “başörtülü öğretmenlerin derslere başörtüleriyle girebileceklerine dair” imada bulunuyor da olsa, durum bundan çok farklı. Zira beni arayan öğretmenler, başörtüleri konusunda tam bir baskı ve zulüm altında olduklarını, “başörtüleriyle derslere girdikleri her gün, haklarında okul müdürlüklerince tutanak tutulduğunu” ve “disiplin işlemi” için hazırlık yapıldığını söylüyorlar.
 
Bu konuda okul müdürleri de muzdarip. “Gönlümüz yasaktan yana değil, ama mevzuat elimizi kolumuzu bağlıyor; sorumluluk altında kalmamak için başörtüsüyle derse giren öğretmenler hakkında tutanak tutup işlem yapmak zorunda kalıyoruz” diyorlar.
Şimdi bu durumda, Sayın Milli Eğitim Bakanı’na sormak istiyorum:
Sayın Bakan!
 
Özel sohbette söylediklerinizi, bütün kamuoyu önünde de söyleyecek misiniz?
Basın toplantısı yapıp, “başörtülü öğretmenlerin derslere başörtüleriyle girmelerinde mevzuat engeli yoktur; girsinler” diyecek misiniz?
 
Bu sözlerinizi, bir “Bakanlık Genelgesi” ile bütün eğitim-öğretim kurumlarına da iletip, okul yönetimleri ile öğretmenleri karşı karşıya getiren bu “çağ dışı yasak”la, öğretmenlerin “demoralize” olup verimsiz kalmasına ne zaman son vereceksiniz?
Madem yönetmelik müsait, bunu niçin ilan etmiyorsunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Faruk Köse Arşivi