-Lütfü Bey; İslamcılarımızın geneli ABD’nin füze kalkanının ülkemize yerleştirilmesine tepkisiz kaldığı gibi, ABD’nin üssünün bulunduğu İncirlik’te Amerikan askerlerinin camimize saldırmalarına, Kur’an-ı Kerim’i yırtmalarına da tepkisiz kaldı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
 

- ABD askerlerinin İncirlik’te camimize saldırmalarına tepki ulusalcılardan geldi. Ancak acaba ulusalcıların gösterdiği bu tepki samimi miydi? Çünkü Suriye’de diktatör Beşar Esad’ın askerleri de camilere saldırıyor, ancak ulusalcılarımız buna en ufak bir tepki göstermiyor. Demek ki ulusalcılarımız camilere kimin saldırdığına bakıyor. Eğer yandaş oldukları askerler camilere saldırıyorsa, ulusalcılarımız tepkisiz kalıyor. Maalesef ulusalcısı da İslamcısı da tutarlı, ilkeli davranmıyor. Mesela İslamcılarımız Suriye’de Beşar Esad’ın askerlerinin camilere saldırmasına karşı gösteriler düzenliyor, ama İncirlik’te ABD askerlerinin camiye saldırmasına karşı bir gösteride bulunmuyor. Camilere saldırılmasına karşıysanız, bunu kim yaparsa yapsın karşı çıkmalısınız. Müslümanların katledilmesine karşıysanız, bunu kim yaparsa yapsın ona tepki koymalısınız. Saldırganın, katliamcının kimliğine, mezhebine bakılmaz! Buna bakıp davrananlar da inandırıcı olamaz. Irak’ta yüz binlerce Müslüman’ın üzerine bomba yağdırıp katleden ABD uçaklarının kalktığı İncirlik Üssü’nün kaldırılması için gösteriler düzenlemeyenlerin, Suriye’de Beşar Esad’ın uçaklarının rejim muhalifi Müslümanların üzerine bomba yağdırıp katletmesine karşı gösteriler düzenlemeleri ne kadar inandırıcı olabilir? İslamcıların genelinde ABD’ye karşı giderek artan bu tepkisizlik nedendir? ABD’nin füze kalkanının ülkemize yerleştirilmesine de, ABD askerlerinin camimize saldırıp Kur’an-ı Kerim’i yırtmasına da tepki gösterilmemesi nedendir? Hani Başbakan Erdoğan, “Bizim hükümetimiz İslamcıları ılımlılaştırdı, törpüledi, yumuşattı” demişti ya; bence işte budur bu sorunun cevabı. Sonuçta ABD’ye karşı direnişçi ruhun yerini teslimiyetçi ruh aldı! Oysa ABD’ye karşı teslimiyetçi değil direnişçi olmalı İslamcı!
    

FİKİRLERİ FARKLI AMA,FARKLIYA SAYGILARI AYNI!
 

-Lütfü Bey; lutfuoflaz.com sitesine girildiğinde görülüyor ki, geçenlerde peş peşe vefat eden Mehmet Ali Birand da, Toktamış Ateş de sizi öven yazılar yazmışlar. Onlarla ilgili kısaca neler söylemek istersiniz?
 

-Mehmet Ali Birand ile dünyalarımız farklıydı. Ben emperyalist-kapitalist düzenin önde gelen bir muhalifiyim; o ise bu düzene muhalefet yapmazdı. Benim emperyalist-kapitalist düzenin oluşturduğu dünyadaki eşitsizliği, sömürüyü ortadan kaldırmayı amaçlayan bir davam var; o böyle bir davanın adamı olmadı. Mehmet Ali Birand belki de hiçbir meslektaşının olmadığı kadar mesleğine aşıktı. Zaten bu özelliği onu farklı kıldı. Onun diğer özelliği de kendisinden farklı olana saygısıydı. Farklı olana saygı göstermek denince ilk akla gelenlerden biri Toktamış Ateş’tir. Mehmet Ali Birand liberal, Toktamış Ateş Atatürkçü’dür. Ama ikisi de farklı olana saygı göstermiştir. Toktamış Ateş’in Abdurrahman Dilipak ile birlikte farklılıklara saygı gösterilmesi konusundaki gayretleri bilinmektedir. Farklılıklara saygı gösterilmesi fikrini topluma yerleştirmek için, birlikte yaptıkları televizyon programı da dahil epey çaba sarf ettiler. Toktamış Ateş ile Abdurrahman Dilipak bu konuda toplumun ilgisini çekmiş ikiliydiler. Sorunuza “lutfuoflaz.com sitesine girildiğinde görülüyor ki” diyerek başlamıştınız; bu vesileyle farklılıklara saygılı bir başka insanı, bu sitenin yapımcısı Cevdet Kılıçlar’ı da anmalıyım.  Mavi Marmara gemimize saldıran İsrail askerlerinin katlettiği gazeteci Cevdet Kılıçlar’ı, katledilmesinden birkaç yıl önce tanımıştım. Daha ilk tanıştığımızda, “Birbirinden çok farklı siyasi görüşlere sahip insanlar sizin için çok güzel şeyler söyleyip yazıyor. Sizin için Başbakan Erdoğan da, Cumhuriyet’in başyazarı İlhan Selçuk da ‘Lütfü Oflaz benim de gönlümdeki cumhurbaşkanı’ diyor. Sizin hakkınızda yazılıp söylenen her şeyi bir internet sitesinde toplamalıyız” demişti. Bu internet sitesinin yapımı konusunda beni ikna edebilmek için de aylarca dil döküp çaba sarf etmişti. Beni ikna ettikten sonra da büyük bir gayretle bu siteyi inşa etmişti. Mavi Marmara gemisiyle yola çıkmadan önce de bu siteyi, sorumlusu olduğu İHH İnsani Yardım Vakfı’nın internet bölümündeki arkadaşlarına emanet etmişti. Cevdet Kılıçlar İslamcıydı. O da liberal Mehmet Ali Birand, Atatürkçü Toktamış Ateş gibi farklı olana saygılıydı. Üçünü de rahmetle anıyorum.