Ersoy Dede

Ersoy Dede

Sevgililer Günü

Sevgililer Günü

Sevgililer günüydü dün..

İnsanların birbirine sevgilerini sunması kadar güzel bir şey olmadığı için öncesinde yazmadım.. Baltalamak istemedim..

Geçmesini özellikle bekledim ki, bunu bahane edip, sevenlerin sevdiğine sevgi sunmasını engellemeyeyim diye.. Sadece eşlerinize değil, annenize, kızınıza, oğlunuza da sevdiğinizi söyleyin..

Sık sık söyleyin.. Ne sakıncası olabilir ki?.. Peygamber Efendimiz ne diyor? “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de kâmil mü’min olamazsınız...” Bizim hayat felsefemizi ise Yunus özetliyor; “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü...” Anlayacağınız, sevgiyle derdi olmayan bir dinin mensuplarıyız.. Sevgiyi öğütleyen bir peygamberin ümmetiyiz..

Buraya kadar sorun yok.. PAPAZ VALENTİNE’E SAYGI Sevgililer Günü işi ise ayrı.. Bu gün, aslında tarihî bir hadisenin yıldönümü... Putperest imparatorun, aşka saygı duyan papazı idam ettirdiği hadisenin... Bu hikâyenin gerçek olup olmadığını kimse tam olarak bilmiyor. Ama en yaygın olarak kabul gören tarihsel hikaye bu... İmparator 2. Claudius, savaş zamanı askerlerine evlenmeyi yasaklar...

Ancak Papaz Valentine, bu yasağa rağmen nikah kıymaya devam eder. Putperest imparator, zindana attığı papazı, Roma’nın tanrılarını kabul etmesi şartıyla serbest bırakmayı teklif eder.. Papaz Allah’a olan inancından dolayı bu teklifi reddeder. Miladi 270 yılında, bir 14 Şubat günü idam edilir. 496 yılında ise Papa Gelasius, St. Valentine’i onurlandırmak adına bu günü, Valentine Günü ilan eder. DİNİ BAYRAM 1969 yılına kadar Vatikan bu günü dinî bayram olarak kutluyordu...

O tarihten bu yana, sosyal içeriğini bıraktı, ancak dinî bayram olarak kutlamaktan vazgeçti... Daha doğrusu kilise eliyle kutlamayı bıraktı, ama geleneksel olarak kutlanmasını el altından hep destekledi...

 ŞUBAT BEREKETİ Yine 14 Şubat’la ilgili olarak başka hikayeler de var. Mesela Lupercalia Bayramı’nın hikâyesi... Antik Roma’da, 15 Şubat, “Bereket Tanrısı Lupercus”un onuruna, Lupercalia Günü olarak kutlanıyordu. Bu günde, tanrıya “keçi” kurban edilirdi...

Kurban edilen keçilerin derilerini ise, kafalarının üzerine koyarak Roma sokaklarında gezerlerdi... Burada kafasında keçi derisi olan adamlara dokunan genç kadınların doğurganlığının artacağına inanılırdı... İşte bu bayramın ya da kutlamanın arefesi olan 14 Şubat’ta bir kura çekilir ve bayram boyunca birbirlerine partnerlik edecek genç kadınlarla genç erkekler eşleştirilirdi...

Kilise, bu din dışı bayramı yasaklamış, ancak kısmen geleneklerinin yaşanmasına göz yummuştu... KAPİTALİZM BAYRAMI Yukarıda anlattıklarımdan farklı bir tarafı daha var işin.. Özellikle ihracatçı ülkelerin, gelişmekte olan pazarlara abuk-subuk ürünler sokması için böyle günler çok önemli fırsattır..

Sadece gül (ya da kesme dallı çiçek) bile önemli bir ticaret kalemi.. Bakınız Türkiye belli zamanlar çok iyi bir çiçek ihracatçısıdır.. Özellikle böyle 14 Şubat falan gibi hıristiyan adeti günler, Türkiye için çiçek ihracatının tavan yaptığı dönemlerdir. Adanalı ya da Antalyalı çiçek üreticileri, 14 Şubat’ın gelmesini iple çekerler.. Çekerler ki, ihracatta yüzleri gülsün, senede bir kez olsun ellerindeki tüm malı her zamankinin iki katı fiyata satabilsinler..

Fakat gelin görün kü, aynı zırva gün, %99’u Müslüman olan bizim topraklarımızda da kutlandığından, ithalat-ihracat dengesi sapıtıyor.. Düne kadar ihracat yaptığımız pek çok yerden, bu defa ithalat yapmak zorunda kalıyoruz..

Ne anladım ben bu işten? İthalat yaptığımız yerlerin başında ise Türkiye’den götürdüğü toprakla çölde üretim yapan İsrail geliyor..

Adamlar bu şartlarda bize gül satıyor.. Varın gerisini siz anlayın..

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi