Kalkınmacı Müslümanlar
Son asırlarda Müslüman coğrafyanın farklı bölgelerinde birbiri ardına ortaya çıkmış ve kendilerini dînî geleneğin kabul ettiği ihya veya tecdit hareketlerinin içinde konuşlandıran bir çok fikir hareketlerin varlığı malumdur.
Tarihî seyri öncekilerden çok farklı olan modern dönem ihya ve tecdit hareketlerinin hangilerinin bu isimlendirmeyi hakkettiği tartışılabilir. Bunlar, Müslümanların Batı karşısında askerî olarak yenik düşmesi ve sanayide geri kalması sebebiyle kaybedilen ihtişamlı günlere geri dönmek talebiyle ortaya çıkmış, dolayısıyla özünde bir reaksiyoner karakter taşıyan fikrî hareketlerdir.
Tepkiyi içte hem hurafelere bulaşmış veya bulaştıklarını sandıkları din idrakine ve pratiklerine, dışta da İslâm coğrafyasını işgal eden Batı’ya karşı göstermişlerdir.
Bu hareketler farklı stratejilere ve dînî yorumlara sahiptir ve bu yüzden hepsi aynı sepete konamaz. Bu hareketler içinde en fazla tepkiyi çeken ise, moderniteye sırtını dayayarak dinde reform talep eden kesimler olmuştur. Çünkü toplum tasavvurunda bunların islah daveti tahrif olarak görülmüştür.
Ancak son on yıllarda, bu modernist damarın içinden son derece heretik ve gulat uslûba sahip bir hareket taban bulmaya çalışıyor. İslâm’ı Müslümanlardan, ulemâdan ve hatta Hz. Peygamber’den (sas) kurtarmaya çalışan bir muhtevayla, aklın ve liberal değerlerin hakemliğine çağırıyor. Bunlara göre Hz. Peygamber’in (sas) yaptığı tebliğ ve amelî dînî icraatlar o döneme ait ve sadece o günü bağlayan içtihatlar olarak o günde kalmalıdır. Hz. Peygamber’in mirasına mevta muamelesi yapmayı evla görmekteler.
Bunlar artık kendilerini liberalizmden devşirdikleri bir kavramla “Progressive Muslims / Kalkınmacı Müslümanlar” olarak tanımlıyorlar.
Reformist ya da modernist kavramları pek fazla üstlenmiyorlar. Sanırım bu kavramların Müslüman zihin dünyasında kirli kabul edilmesinden olsa gerek. Nasıl olsa kimse “kalkınma”ya karşı çıkmayacaktır. Hâlbuki isimden çok ismin altına saklanan mana dünyası esastır. Hüküm o ismin veya kavramın kapısını açtığı dünya görüşü ile alakalıdır ve hükmünü ona göre almaktadır.
Amerika’da 1980’lerden sonra ortaya çıkmaya başlayan “Kalkınması Müslümanlar” 1999 Ocak ayında sosyal medyada bu isimle bir forum kurarak kendileri gibi düşünen dünyanın farklı bölgelerindeki Müslümanları birbiriyle buluşturmak amacıyla biraraya geldiler. Hareketin önderleri akademi dünyasından, medyadan, nevi şahsına münhasır aktivistlerden, STK’larda aktif kişilerden oluşmaktadır. İbrahim Musa, Halid Ebu El Fadl, Amina Vadud, Fatima Mernissi, Scott Siraj al-Haqq Kugle gibi isimler ilk akla gelenlerden meselâ.
Bunlar bugüne kadar yapılmış İslâmî yorumları bir kenara bırakıp adına evrensel değerler dedikleri kıstaslar ışığında İslâm’ı Müslümanlardan kurtararak yeniden yorumlamayı hedef almaktalar.
Ne tuhaf ki, bunlar, ilmî geleneğe, hadislere, üzerinde ittifak edilmiş merkezî kriterlere karşı son derece agresif ve saldırgan bir tavır benimserken; Batı’ya, seküler Batı dünya görüşünün ürettiği değerlere son derece saygılı ve hatta özür dileyici bir tavır sergilemekteler.
Başlangıç itibarıyla modern değerlere tepki olarak ortaya çıkan reaksiyoner İslâmî düşüncenin bu damarı, gelmiş olduğu yer itibarıyla sadece içinden çıktığı İslâmî geleneğe tepki göstermekte, modern değerlere ise tamamen bir teslimiyet sergilemektedir.
Bunların bazı Batı değerlerine muhalif davranmaları ise, teslim oldukları Batı paradigması dışına çıktıkları manasına gelmiyor. Paradigma içi muhalefet de pekâlâ mümkündür, onlar da kısmî olarak bunu yapmaktalar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.