Halk sussun, ordu konuşsun!
-Lütfü Bey; 28 Şubat darbesi soruşturmasını yürüten savcılığa Genelkurmay Başkanlığı’nca gönderilen belgede, o dönemde Genelkurmay Başkanlığı’nda 30 generalin gizli toplantı yaptığı ve “Erbakan Hükümeti’ne taarruz yapalım; muhtıra verelim; işbaşından uzaklaştıralım” dedikleri ortaya çıktı. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?
-Zaten 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcı tarafından ifadesi alınan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ergin Celasin de “Ben o gizli toplantıya katılmadım” diyerek, Genelkurmay Başkanlığı’nda gizli bir toplantı yapıldığını itiraf ediyor. Nitekim o gizli toplantıya katılanlar peş peşe tutuklanırken, Ergin Celasin tutuklanmıyor. Peki o toplantıya katılan komutanların “Erbakan Hükümeti’ne taarruz yapalım; muhtıra verelim; işbaşından uzaklaştıralım” demesi ne demektir? Halkın beğendiklerini komutanların, generallerin beğenmemesi demektir! Öyle ya, halk Erbakan’ı beğenmiş; seçimlerde en çok oyu onun partisine vermiş; onu işbaşına getirmiş. Ama anlaşılan komutanlara göre bu önemli değilmiş. Önemli olan bir partiyi halkın değil kendilerinin beğenmesiymiş! Nitekim geçmişte de halkın beğendiği ama komutanların, generallerin beğenmediği hükümetler darbeler, muhtıralar ile devrilmedi mi? Türkiye’nin tarihi, halkın beğenip seçip işbaşına getirdiklerini her on yılda bir ordunun devirmesinin de tarihi değil mi? Bu da bir bakıma komutanların, generallerin halka karşı, halkın iradesine karşı savaş ilan etmesi değil mi? İşte 28 Şubat döneminde de Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan gizli toplantıda komutanlar, generaller, “Erbakan Hükümeti’ne taarruz yapalım; onun arkasındaki halkı karşımıza alalım; halkı önümüze katıp sürelim” diyor. Onların bu sözleri, CHP milletvekili Birgül Ayman Güler’in AKP iktidarını hedef alan “Artık taarruza kalkalım, saldıralım” şeklindeki sözlerini hatırlatıyor. Birgül Ayman Güler geçmişte de “Artık ordu konuşacak, ordu göreve” demişti. Onun gibilere göre, halk sussun, ordu konuşsun! Halkın seçip iktidara getirdiğini ordu kovsun! Bunun adı halk düşmanlığıdır! Malumunuz düşmana taarruz yapılır, saldırılır. Onun içindir ki halkın seçip iktidara getirdiğine karşı taarruz yapılmasını, darbe yapılmasını isteyenler subay da sivil de olsalar halk düşmanlarıdır!
SUBAY İLE SİVİL EŞİT OLAMAZ;SUBAY ÜSTÜNDÜR!
-Komutanların darbecilik suçlamasıyla tutuklanmaları sürerken, CHP milletvekili Osman Aydın, “Darbe yapacak komutan kalmadı; hepsini tutukladılar. Eskiden ne güzel darbeler olur iktidar değişirdi. Artık öyle bir kurtuluş umudu kalmadı” şeklinde konuştu. Buna ne diyorsunuz?
-Kurtuluşu darbede gören, darbe yapacak komutanlarda gören Kemalist zihniyettir bu. Zaten bizim subaylarımız da askeri okullarda kurtuluşu darbede gören bu Kemalist zihniyetle yetiştirilmiyor mu? Bu zihniyete sahip subaylar, kendilerini halkın seçtiği başbakanların, hükümetlerin üstünde görüyor. Nasıl ki CHP milletvekili Birgül Ayman Güler, “Türk ile Kürt eşit olamaz” dediyse, işte bu zihniyete sahip subaylar da kendilerini siviller ile eşit görmüyor; kendilerini sivillerden üstün görüyor! Hani nasıl ki Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşı ve Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt, “Türk bu ülkenin efendisi ve sahibidir. Türk olmayanlar ise hizmetçisi, kölesidir” dediyse, işte bu zihniyete göre de subaylar ülkenin sahibidir; siviller ise kiracısıdır. Bu zihniyete göre, subayların işlerine gelmeyen sivil hükümetlere karşı darbe yapması, onlara sille tokat evden atılacak kiracı muamelesi yapması haklarıdır. Hadi ta küçük yaştan beri bu zihniyetle yetiştirilen subayları anladık da, kurtuluşu darbede gören, darbe yapacak subaylarda gören CHP milletvekili Osman Aydın gibi sivillere ne demeli? Bir başka CHP milletvekili Süheyl Batum’un, darbe yapamayan subayları “Biz onları subay zannetmiştik, meğer onlar kağıttan kaplanmış” diyerek eleştirmesine ne demeli? Hadi Osman Aydın, Süheyl Batum gibiler CHP’nin ulusalcı kanadına mensup milletvekilleri. Peki ya CHP’nin yenilikçi kanadına mensup İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın, “Görevinizi yapmıyorsunuz, Cumhuriyet’i korumuyorsunuz” diyerek komutanlara seslenmesine ve onları Cumhuriyet’i koruyup kollama adı altında darbe yapmaya teşvik etmesine ne demeli? Unutmayalım ki geçmişte Cumhuriyet mitinglerinde de “Ordu göreve” diye seslenilmiş ve de 28 Şubat darbesini, 27 Nisan muhtırasını, başta genel başkanları olmak üzere CHP’liler desteklemişti. Özetle, büyük gövdesi CHP de olan bu Kemalist zihniyet kurtuluşu orduda, darbede görür! Bu Kemalist zihniyet subayları sivillerden üstün görür! CHP bu Kemalist zihniyetten kurtulmadıkça da halkın oyuyla iktidara gelmeyi zor görür!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.