Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Ziraat Bankası’nda Neler Oluyor?

Ziraat Bankası’nda Neler Oluyor?

Değerli okurlar
Bugün bu köşede sizlere,
Güvendiğim bir kaynağın, Ziraat Bankası ile ilgili anlattıklarını aktarmak istiyorum.
Malum Ziraat Bankası’nda Can Akın Çağlar, 2011’in ortasında görevinden ayrıldı.
Yerine Hüseyin Aydın göreve başladı.
(İnanın her ikisini de tanımam etmem.)

-Bu görev değişiminin ardından kadroların durumu ne oldu?
-Bu kan değişimi bankanın politikasında bir değişim de getirdi mi?
Ve en önemli soru:
-Bankanın kâr-zarar durumuna nasıl yansıdı, bu değişim?


Son derece güvendiğim kaynak, bu konularda öyle şeyler anlatıyor, öyle rakamlar veriyor ki…
“Olacak şey değil” diyorsunuz.
“Bunları kamuoyuyla paylaşmalıyım” düşüncesiyle, ilgililerin ve siz değerli okurlarımızın takdirine sunuyorum:

“Ziraat Bankası’nda neler oluyor?

Hüseyin AYDIN göreve gelir gelmez, Can Akın ÇAĞLAR’ın Ülker grubundan getirmiş olduğu ve Banka’nın üst düzey kadrolarında görevlendirdiği, (Seyfettin SAĞLAM, Ali Rıza AKBAŞ, Ertuğrul İSPAHA, Ayhan ESENER vb) büyük bir kısmı İHL mezunu olan ve Banka’nın başarısında çok büyük katkısı olan kadroyu tasfiye ederek, yerlerine değişik zihniyetli bir yapı (Cengiz GÖĞEBAKAN, Ömer BAKTIR, Bilgihan KURU vb) oluşturdu.

Hüseyin AYDIN, göreve getirdiği bu kişileri “bankacılık sektörünün en iyi isimleri” olarak lanse ediyor.

Peki öyle mi? Öyle iseler, bu “iyi”lik rakamlara da yansımış olmalı!

Buyurun birlikte bakalım:

Banka 2004 yılından 2010 yılı sonuna kadarki dönemde sektörde kârlılıkta liderdi. 2010 yılında ise bankacılık tarihinin en yüksek kârı olan 3,7 milyar TL kar elde edildi.

Yeni ekibin göreve gelmesini müteakip ise, 2011 yılı sonunda itibariyle, dönem net karı %43 oranında düşerek, 2.1 milyar TL’ye geriledi. 2012 Eylül sonu itibariyle, sektörde karlılıkta üçüncü sıraya, aktif büyüklüğünde ise ikinci sıraya geriledi banka…

(Bu rakamlara bir diyeceği olan var mı? Ulaşılmaz değiller hiç biri. İlgili sitelere girilip, teyid edilebilir. F.A.)

Sektörün en düşük takip oranına sahip olan Banka’da, yeni ekiple birlikte takip oranlarında hızlı bir yükselme olduğu görülmekte. Kuruluş amacı Osmanlı çiftçisini tefecilerin elinden kurtarmak olan Banka’nın bu yeni dönemle birlikte yaptığı bazı uygulamaların kuruluş amacıyla ters olduğu görülmektedir.

Görevden alınan Can Akın ÇAĞLAR’ın ekibinden bir kısmı öncelikle Banka Yönetim Kurulu kararıyla, mevcut ücretleriyle danışman kadrosuna atandı. Ancak Yönetim Kurulu Kararlarına aykırı olarak ücretleri de yarıya düşürüldü. Kendilerini yıldırmak için her türlü mobbing uygulandı.

Yeni ekip göreve gelir gelmez, eski yönetim zamanında verilen bir kısım tarımsal krediler ile İstanbul’daki bir proje kredisiyle ilgili olumsuz söylentiler ortaya atmaya başladılar. 2010 yılı sonlarına doğru kullandırılan söz konusu kredilerle ilgili, özellikle CHP’li milletvekillerinin konuyu zaman zaman gündeme getirmeleri dikkatinizi çekmiş olabilir. Eylül ayının son günlerinde konu Vatan gazetesinde de manşet yaptırılmıştı.

Hüseyin AYDIN ve ekibinin iddia ettiği gibi, bir kısım tarımsal ve proje kredisiyle ilgili olumsuz bir durum olsaydı, bunun kullandırıldıkları dönem olan 2010 yılında CHP’ye sızdırılması ve Haziran 2011 seçimlerinde seçim meydanlarında ortada dolaşması gerekirdi. Halbuki bu iddiaların, Hüseyin AYDIN ve ekibinin iş başına gelmesinden sonra (Temmuz 2011) ve CHP’li milletvekillerince devamlı olarak gündeme getirilmesi, Sayın Başbakanın ve AK Parti yetkililerinin de dikkatinden kaçmamıştır…

Diğer yandan, yeni yönetim tarafından, banka personelinin keyfi olarak işten çıkarıldığı iddiaları da var. İstifa eden bir personelin veda niteliğindeki ve personelin çalışma sorunlarını içeren mailine cevap veren birçok personelin iş akitlerinin fesih edildiği iddiaları mevcut.

Muhtemelen tarımsal krediler ve proje kredisiyle ilgili iddialar konusunda, BDDK başta olmak üzere diğer denetim birimleri gerekli incelemeleri yapmışlardır.

En çok merak edilen, acaba nasıl bir sonuca ulaştılar? Banka içerisinden gelen duyumlarda, tarımsal kredilerin ve proje kredisinin kullandırılmasıyla ilgili hiçbir olumsuzluğun olmadığı şeklinde. Özellikle proje kredisiyle ilgili olarak; %98’i tamamlanmış ve kısmi açılışı yapılan projenin, yeni yönetim tarafından sürecin kötü yönetildiği ve kişisel ihtiraslar uğruna sorunun bilerek büyütüldüğü ve bugün itibariyle çözümünün Banka açısından daha ağır bir şekle getirildiği şeklindedir. Ayrıca 342 milyon Avro değerinde olan projenin Banka tarafından proje sahibi Şirketin zor durumundan faydalanarak 170 milyon Avro değerinden alınmaya çalışıldığı, Şirketin devretmemesi üzerine de kısmi hayata geçen projenin faaliyetlerinin durdurulması sonucu doğuran uygulamalar yapıldığı şeklinde ciddi iddialar da bulunmaktadır. Söz konusu proje hayata geçtiğinde yaklaşık 2.500 kişinin istihdam edileceği, aileleri ile birlikte 10.000 kişinin geçimini sağlayacağı bir proje...

Bu konuyla ilgili denetim yapan kişiler üzerinde de baskı oluşturulmaya çalışılarak, konunun objektif bir şekilde ortaya çıkmasının engellendiği iddiaları da mevcut.

Hiçbir gerçek devamlı olarak gizli kalamaz, zaman içerisinde gerçekler mutlaka ortaya çıkar…”




 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi