Somali’de liderlik tartışması
Somali’ye komşu Cibuti’nin aracılığıyla Etyopya işgal güçlerinin çekilme takviminin belirlenmesi ve karşılığında Somali’de ateşkes uygulanması üzerine anlaşma imzalanması ülkedeki muhalefette liderlik tartışmasının ortaya çıkmasına yol açtı. Söz konusu anlaşma ve öncesindeki gelişmeler hakkında biz gazetemizin 6, 7 ve 11 Haziran 2008 tarihli sayılarında yayınlanan üç yazı yazmıştık. (Bu yazıların her üçüne de www.vahdet.com.tr adresinden sırasıyla Dünya Gündemi > Somali >Somali’de Diyalog çabaları linklerini tıklayarak ulaşabilirsiniz.) Bugünkü yazımızda da söz konusu liderlik tartışmasının tahlilini yapmak istiyoruz. Ancak Somali’deki gelişmelerle bir şekilde irtibatları olan civar ülkelerinin sergilediği tavırlar hakkında özet bilgiler vermeyi yararlı görüyoruz.
Malum olduğu üzere Somali’deki gelişmelerle en çok irtibatlı olan bölge ülkesi, işgalci konumundaki Etyopya’dır. Bu ülkenin Somali’yle eskiden beri toprak sorunu var. Şimdi iç meselelerinden yararlanarak Somali’yi arka bahçe telakki etmeye başladı. Bu ülkedeki İslâmî hareketin güçlenmesini ve tüm ülkede hâkimiyeti ele geçirmesini kendi açısından riskli gördüğü için ABD’nin de talimat ve yardımlarıyla, İslâmî Mahkemeler Birliği’nin tasfiye ettiği siyasi oluşumlara destek iddiasıyla işgal güçlerini soktu. Dolayısıyla şu an yaşanan sorunun ana kaynağını bu işgal oluşturuyor.
Hadiseyle yakından irtibatı olan bir diğer bölge ülkesi ise Eritre’dir. Bu ülkedeki yönetim aslında İslâmî oluşumlara sıcak bakmıyor ve kendisinin de Eritre içindeki İslâmî hareketle sıkıntısı var. Ama Etyopya’nın bölgede güçlenmesini ve hâkimiyet alanını genişletmesini istemiyor. Bu yüzden Somali’deki işgale karşı mücadele eden İslâmî oluşumlara lojistik destek veriyor. Etyopya işgaline karşı bağımsızlık mücadelesini yöneten İslâmî oluşumların belli başlıları da bu destekten yararlanarak siyasi ve diplomatik faaliyetleri için Eritre’yi üs edinmiş durumdalar.
Cibuti bölgenin en küçük ve zayıf ülkesi. Hem Etyopya’ya ihtiyacı var, hem de ondan gelebilecek tehlikelerden çekiniyor. Somali hadisesinde tarafsız gibi görünmekle birlikte, tarafsızlığını yeri geldiğinde öncelikle Etyopya’nın hesabına yarayacak atak ve girişimler için değerlendiriyor. Son anlaşmada yürüttüğü arabuluculuk çalışması buna örnek gösterilebilir.
Kenya aslında Etyopya’nın işgalinden rahatsız. Ama ABD ve Siyonist işgal devletiyle de önemli menfaat ilişkileri var. Dolayısıyla Etyopya işgaline karşı açıktan tavır alması ve muhaliflere lojistik de olsa destek vermesi durumunda Siyonist işgalcileri ve ABD’yi karşısında bulacağını biliyor. Bu yüzden olayların dışında görünmeye çalışıyor. Daha önce Somali’den kaçan mültecileri kabul ediyordu. Ama artık mültecilere de kapıları kapattı.
Somali’nin Yeniden özgürlüğüne Kavuşturulması İttifakı’nın Yürütme Kurulu başkanlığına getirilmiş olan Şeyh Şerif’in Cibuti’de imzaladığı anlaşma adı geçen ittifaka üye muhtelif gruplar tarafından tepkiyle karşılandı. Anlaşmayı reddedenler işgal güçlerine karşı silahlı mücadelenin kesintisiz bir şekilde devam etmesini, işgal güçlerinin yerine uluslar arası güç yerleştirilmesi gibi bir alternatife onay verilmemesini ve işgale direniş yoluyla kesin bir şekilde son verilmesini savunduklarını ortaya koydular. çıkan tartışmalar üzerine adı geçen ittifaka üye oluşumların temsilcileri Eritre’nin başkenti Asmara’da bir araya gelerek Şeyh Şerif’in Yürütme Kurulu başkanlığından, Şerif Hasan Aden’in de Merkezi Komite başkanlığından azledilmesine karar verdiler. Bu azil kararlarının alındığı toplantıya bizzat katılamayan bazı temsilciler de görüşlerini e-mail yoluyla bildirmişlerdi. Şeyh Şerif ise kararların geçersiz olduğunu ve kendisinin başkanlık görevinin devam ettiğini açıkladı.
Asmara toplantısına katılanlar ittifakın Yürütme Kurulu başkanlığına İslâmî Mahkemeler Birliği’nin eski başkanı Hasan Tahir Uveys’i, Merkezi Komite başkanlığına da Şerif Salih’i seçti. Ne kadar ilginçtir ki daha yakın zamana kadar Somali’deki işgale karşı mücadeleyi organize eden ittifakı muhatap almayan ve terör ittifakı olarak suçlayan ABD ve yandaşları örgüt içindeki liderlik tartışmasına müdahale etme ihtiyacı duymuş, Şeyh Şerif’in azledilmesi kararının geçersiz olduğunu dile getirmişlerdi.
Somali’deki bu liderlik tartışması yeni bir sorunu da beraberinde getirdi. Fakat Cibuti’deki anlaşmaya imza atanların görevden azledilmesi de bir vakıayı yani bu anlaşmanın uygulamaya geçirilmesinin pek mümkün olamayacağını ortaya koyuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.