MHP’yi infaz etmeden önce
Bahçeli esti gürledi Bursa’da.. Zaman zaman kendisini dinleyenlerin gazına gelerek, aslında teorik olarak asla tasvip etmeyeceği sözler de verdi.. Örneğin şu çok konuşulan; “Vur de vuralım, öl de ölelim” şeklindeki slogana verdiği; “merak etmeyin onun da vakti var” cevabı.. Devlet Bahçeli’nin, MHP’nin başına geçtiği günden bu yana uyguladığı en önemli politika, sokağın kontrolü politikasıydı.. Bahçeli, koltuğuna oturur oturmaz, kitlesini içeri çekti.. Zaman zaman CHP bile, sokağı adres gösterirken MHP olabildiğince içeride olmayı tercih etti.. Dolayısıyla Bursa’daki o sözleri, yüzeysel bir bakış açısıyla okumanın doğru olmayacağı kanaatindeyim..
BU BİR İHANETTİR
Bursa’ya giderken Devlet Bahçeli bir plan hazırladı. Bu plan çerçevesinde gerçekleştiriyor mitinglerini. Bu plana sorunsuz uyabilmek adına da teşkilatlarına kısa bir “uyulması gereken kurallar” listesi verdi.. Bu da basına yansıdı.. (çok gizli miydi, bilemiyorum) Orada, Öcalan’ın konuşmasına duyulan öfke, Başbakan’ın yol haritasına yapılan tenkit, içinden geçmekte olduğumuz sürece karşı alerji vs.. ne ararsanız vardı.. Bahçeli baştan aşağı vermiş veriştirmişti.. “İhanet”le başlamış ve “hesabı sorulacaktır” ile biten sert mi sert bir metin..
PROVOKASYON İKAZI
Metnin şifrelerini çözdüğümüz zaman ise bambaşka bir manzara çıkıyor karşımıza. Evet başında ve sonunda böyle sert ifadeler var, doğru.. Fakat ortası ise tamamen denge.. “provokasyonlara kapılmayın, heyecanlanmayın, gaza gelmeyin vs..” türü ikazlarla dolu.. Yani bu tamamen, Sayın Bahçeli’nin; “teşkilatlarına güven verme, seçmen kitlesini konsolide etme ve öfkeli yığınların gazını alma” hamlesi gibi görünüyor.. Dolayısıyla, daha Bursa Mitingi’nden bir gün evvel bu saikle teşkilatlarına genelge yollamış bir Bahçeli’nin, mitingde “sokak” çağrısı yapması rasyonel değil..
VUR DE VURALIM
Peki bu buram buram faşizm kokan söylem karşısında Devlet Bahçeli neden; “zaman şiddet zamanı değil. Sorunlarımızı birbirimizi döverek, öldürerek çözemeyiz. Artık konuşmamız lazım” demedi? Hakikaten “onun da zamanı var” derken, kitleleri sokağa dökecek uygun zemin arayışında olduğunu mu düşünmemiz lazım?.. Yoksa asıl bu sözün mü biraz daha zamanı var?.. Ben faşist çıkış ve eylemleri bu köşede en sert eleştirenlerden biriyim.. Birinin herhangi bir nedenle diğerine karşı uyguladığı her türlü şiddeti de önce faşizm sonra şiddet eylemi biçiminde algılar ve yorumlarım.. Güvenin bana.. Dolayısıyla, burada hakikaten; “vur de vuralım” diyen kitlenin içinde yatan o şiddet yüklü dürtüyü dizginlemek mesele.. Bunun için hem sosyoloji hem de psikoloji bilmeniz gerekiyor siyaset bilimine ek olarak.. karşınızda; “öl de ölelim, vur de vuralım” diyen bir kalabalık var.. Sizce, Amerikan filmlerindeki gibi; “yooo ahbab.. Sakin ol tamam mı.. Bak her şey düzelecek” derseniz, o öfkeli kalabalığı yeteri kadar kontrol etmiş olur musunuz?
BU İNSANLAR POLİTİKACI
Yukarıda yazdığım analizlerin tümüne ek bir mesele daha var. Onu da belirtmeden geçemeyeceğim. Sonuçta bu insanlar oy karşılığı siyaset yapan insanlar. Bahçeli de yarın seçmeninin karşısına dikilip oy isteyecek. Seçmeni ona sormayacak mı; “şunlar şunlar şunlar olurken sen ne yaptın” diye?.. O da bir şey yapıyor işte.. En yapması gereken şeyi.. İktidarı halka şikayet ediyor. Daha ne yapsın. Kalın sağlıcakla.