Buna bir daha kâni oldum! Adamlar işi hakkıyla biliyor! Anayasa dediğin zaten edebiyattır!

Evet! CHP’nin anayasa teklifini okudum ve bütün görüşlerim yerine oturdu!
Türkiye’nin ilk “Çatalhöyük”le başlayan anayasasına sahip olmayı kim istemez? (Bir kere “Türk”le başlamıyor, bu çok önemli! Herkes CHP’den ulusalcılık gösterisi bekliyordu, o uygarlık şovunu seçti!)
İdrak kirliliğinin bir başka çeşidi…

Çatalhöyük’le başlayan anayasayı herhalde bir arkeolog yazmıştır. Fakat eski nesilden bir arkeolog veya pür Konyalı bir arkeolog… Yeni buluntular ışığında artık tarih “Çatalhöyük”le başlamıyor. Fakat bunun için arkeolojideki gelişmeleri iyi takip etmek lâzım veya Şanlıurfalı olmak lâzım. (Eh bizde arkeologluk yoksa da biraz Urfalılık var!)
Yeni buluntular ışığında, CHP’nin anayasasının şöyle başlaması gerekir: “Göbeklitepe’den bu yana toprağı yoğurup, uygarlığı inşa eden…”

Arkadaşlar bu ne yahu! Bugüne ait bir temel hukuk metni ortaya koyacağız. Bu kadar geriye gitmenin, gerilmenin âlemi var mı?
Elbette köksüz olmayalım, fakat bugün halkımızın hangi ferdi kendini Çatalöyük “uygarlığı”nın vârisi sayıyor?
Bu aslında CHP’nin klasik oyunu!

Bin yıllık tarihi, sürmekte olan İslâm tarihini görmezden gelip beşbin yıllık güya “Türk” tarihini öne çıkarmışlardı bir zamanlar. “Tarihten önce vardık, tarihten sonra da varız!”
Ama Cumhuriyet’ten önce bin yıl yoktuk!

CHP yine aynı şeyi söylemek için başka bir bahane buluyor. Şu da önemli: Çatalhöyük’ten sonra ilk zikredilen coğrafya Balkanlar!
Hani CHP için denilir ya; “suyun ötesinden gelenlerin partisi”! Yani Balkanlar’dan göç etmek zorunda kalanların ağırlıklı olduğu parti. Atatürk zamanında, yönetici tabakanın büyük ağırlığı böyle bir nitelik taşıyordu. Balkanlar’dan gelmişseniz, İstanbul milletvekili de olurdunuz, Bingöl de, Erzurum da!
Anadolu ahalisindenseniz, ne olacağınız meçhul!

Derler ki, İsmet Paşa kendisi Anadolulu olduğu için şef olunca Anadolu’ya ağırlık verdi. Bilmem ki böyle mi?
Anlatımda sonraki coğrafî yer neresi peki?
İkinci coğrafî tanımlama Kafkaslar…

Kafkaslar’daki Müslüman ahali de, Rus yayılmasının baskılarından ötürü Anadolu topraklarına ilticaya mecbur kaldı. Tamam, yüz elli yıllık tarihimizin büyük göçlerini anayasaya koyduk. Peki, Asıl Anadolu’nun Müslüman ahalisini ne yapacağız? Onları üçüncü sırada zikrediyoruz! “Orta Asya’dan gelenler”! “Onlar uzaktan gelmiş, geri gönderelim!” der gibi!

O gelinen yerin adı, Türkistan’dır! Orta Asya sırf coğrafî bir tabirdir. Türkiye’nin “Küçük Asya” olması gibi!

Peki kardeşim, hem büyük çoğunluğu oluşturan, hem bin yıllık bir tarih kesitini ifade eden topluluk neden sona bırakıldı?

Ha bir de Mezopotamya bahsi var! Mezopotamya’dan da yollara düşülmüş!
Yani Türkiye’nin yerli ahalisi yok! Yerli ahalinin yerine yerleşen ve ülkeye adını veren ahali yok!

Kadim uygarlıkların mirasçısıyız da, biz doğrudan mirasçı mıyız? Arada var binlerce yıl.
Selçuklular bu mirastan ne kadar faydalandı? Selçuklu mimarisi ne kadar Mezopotamya, ne kadar İyonya, Yunan veya Bizans mimarisine benzer?
Neredeyse hiç. Aynı şey Osmanlı için de söz konusu.

Biz evet, bir kadim medeniyetin mirasçısıyız; fakat bu medeniyet İslâm medeniyetidir ve onun bu topraklardaki büyük temsilcileri Selçuklular ve Osmanlılardır.
Tarihi doğru okumazsanız, eksen kayması olur!
Nitekim, tarih öncesine gidip Çatalhöyük’ten hüccet getiren CHP sözü getiriyor Atatürk’e ve Türk Ulusu’na bağlıyor!

Eskiden “Anayasa’nın dibacesi” denirdi! CHP’ninki “başlangıç” değişen bir şey yok!